2. katta kulağımda kulaklık dikkat çekmeyecek şekilde normal bir insan gibi yürüyordum. Kulaklarıma timden mesajlar geliyordu Amar şöyle dedi:
-Başlarım ben böyle işe nerden lan bu köpekler
haklıydı neredeyse iki saattir buralarda dolaşıyordum operasyondaydık ve terörist Ahmet köpeğinin işini bitirmek için gelmiştik ve avm insan doluydu herhangi bir bomba patlamadan işlerini hızla bitirmemiz lazımdı. Baran Amar'a şöyle cevap verdi:
-Hakikaten komutanım nerde bu köpekler şu ana kadar karşısına çıkmalıydı Almira komutanımın. Almira komutanım tehlike altında şu an.
Atilla şöyle dedi:
-Ben bilmiyor muyum lan işimi kimin tehlikede olup olmadığını, bilmiyor muyum he?
-Özür dilerim komutanım.
-Madem özür dileyeceksin yapma. Özür dileyeceğin işi yapma.
Gerginliği beni de germişti derken karşıdan tanıdık bir sima gördüm
Terörist Ahmet Koçak...
Hemen farkettirmeden yakınındaki mağazalardan birine girip incelemeye başladım o sırada hemen Atilla komutanıma şöyle dedim:
-Komutanım gördüm yakınındaki mağazalardan birindeyim şu an.
Yanıt gecikmedi
-Tamam Almira kendini ona göster zaten tanır seni köpek sonra hızla bodruma in pusuda bekliyoruz.
-Emredersiniz komutanım!
Hemen hızlıca mağazadan çıktım. Ahmet köpeğine doğru yürüdüm tam o sırada yüzü bana döndü ve yarım bir türkçeyle şöyle dedi:
-Lan bu asker değilmiydir yusuf
Yusuf denen bir terörist daha vardı yanında o da sağ koluydu işimize gelirdi 1 taşta 2 kuş Albay'a bunu dediğimiz gibi gurur duyacağına emindim. Hemen hızlı ve seri şekilde bana doğru koşmaya başladılar bende anında arkamı dönüp var gücümle koştum arkama bakmadan zaten beni sivil bir şekilde sanıyorlardı ondan gerçekten kaçıyorum sandılar.
Koşmaya devam ettim önümdeki boşlukta yürüyen merdiven vardı zaman kaybedemezdim hızlı bir şekildi hızlı merdivenden koşmaya başladım. Sonuna geldiğimde arkama baktım merdivenin yarısındaydılar hızlı olmam lazımdı hızlı bir şekilde koşmaya devam ettim arkamdan ateş edemiyecek kadar beyinsizlerdi hoş etseler bile üzerimde kurşun geçirmez yelek vardı.
Hızlıca bodruma indim derken komutandan komut geldi:
-Saat yönünde üçe doğru koş.
Dediğini yaptım ve yine var gücümle koştum en sonunda dediği yere varınca kolumdan biri tutup tam kendisine çekecekken anında elini büküp silağımı doğrulttum. Ta ki komutanı görene kadar....
-İyi asker atiksin.
-Özür dilerim komutanım
-Önemli değil ama biraz daha yanıma gelmezsen vurulacaksın 17 saniye sonra burdalar
-Anlaşıldı komutanım
Direkt yanına geçtim durduğumuz yer fazla dardı alışıktım ama yanımda duran kişinin kocaman cüssesi yüzünden daha çok sıkışıyodum ve önümü göremiyordum kıpırdanmamdan dolayı herhalde anladı halimi biraz yana çekildi
-Sağolun komutanım
-Ne demek söyleseydin çekilirdim
*Atilla komutanın dilinden*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurşun İzi
PertualanganBu bir askeriye kurgusudur içinde aşk, karar, üzüntü ve daha birçok şeyi barındırıyor umarım beğenirsiniz iyi okumalar :)