Medya: Açelya buketi
Hemşire yanımdan ayrıldıktan birkaç dakika daha Amarla bakıştık. Ne diyecektim? Hiçbir fikrim yoktu her şeyi ona açıklayacaktım. Amar yanıma yaklaştı "Abi sen..." devam etmeden etrafıma bakıp Amar'a şöyle dedim "Burda konuşmayalım lütfen" Amar hafifçe kafasını salladı ve kafeye doğru yürümeye başladık...
"Ee anlat abi artık neydi o dediğin ne saçmaladın" elimdeki kahveyi boş boş inceliyordum buraya kadar hiç konuşmamıştım Amar'ın sorduğu soruyla kafamı kaldırıp ona baktım. "Bak şimdi bu konuşmalarımız ikimizin arasında kalacak ve kimse bunu öğrenmeyecek anlaşıldı mı?" kafasını salladı ve anlatmaya başladım "Ben Almira'ya karşı ilk başta yanlış bir duyguya kapıldım sonrasında bunu anlayıp geri çekildim ama ayrı kalamıyorum kız eskiden ağır yüklerle gelmiş herkese kolay kolay güvenemiyor ya onu üzersem diye korkuyorum Amar. Onu üzersem kendimi affedemem ama bir yandan kalbim yanında kal diyor. Geçen bir mallık yaptım gittim kıza seni sevmiyorum dedim."
"Bir dakika abi, bir dakika" dedi Amar odaklandığım yerden gözlerine çevirdim bakışlarımı "Sen şimdi baya baya aşıksın yani Almira komutanıma" başımı yere eğip kafamı usulca salladım "Ee sen bunu nasıl söyleyeceksin Almira'ya" dedi cidden nasıl söyleyecektim? Hiçbir fikrim yoktu "Bilmiyorum ya bilmiyorum, neden ona aşık olduğumu bilmiyorum, bu aşk mı bilmiyorum, bilmiyorum ya ben hiçbir şey" ellerimi kaldırıp yüzümü avuçladım "Galiba ona aşık olduğumu söylemeyeceğim"
"Nereye kadar gidecek bu abi? Nereye kadar dayanabileceksin" bilmiyordum ben cidden hiçbir şey bilmiyordum kafayı yemek üzereydim ciddi manada kafayı sıyıracaktım "Bak şimdi abi biz bir plan yapalım" "Ne planı?" diye sordum "Bildiğin plan işte abi ilk başta Almira komutanıma kendini affettirmen lazım. Sevdiği ne var biliyormusun?" biliyordum hem de adım gibi Almira en çok açelya çiçeklerini ve magnolya severdi evet bir ara ciddi ciddi önünde 3 tabak magnolya görmüşlüğüm vardı.
"Evet, açelya sever o" dedim "Açelya mı? O ne abi?" diyemedim gönlümde ekilen çiçek diye "Çiçek türü" aydınlanmış gibi heee dedi ve konuşmaya devam etti "Tamam o zaman sen de ona çiçek al ama böyle kendin görünme güzel bir not yaz bir de oldu bitti" dediğini onaylarcasına kafamı salladım ve kahvemizi içerken genel haberlerden konuşup çıktık şimdi ben oynayacaktım bakalım kim daha inatçı onu şimdi görecektik"
*Almira'nın dilinden*
Hala hastanedeydim artık sıkılmam gerekiyordu ama sıkılamıyordum her sabah odama açelya buketi geliyordu. İlk başta bunu Atilla komutanımdan geliyor sandım ama tim göreve gitmişti onun göndermesi imkansızdı ayrıca son yaşanan olaylardan sonra saçmaydı da. Her gelen buketin üstünde içimi yumuş yumuş eden, karnımda sonsuz ömrü olan kelebekler uçuşturan, kim olduğunu bilsem nikah basacağım sözler yazıyordu.
Mesela bugün gelen bukette "Çabuk iyileşmelisin çünkü kalbim seni özledi, gözlerim gözlerini özledi, her zerrem seni özledi" yazıyordu kalbim sıcacık olmuştu. Bu kişi kim diye düşünürken aklıma bir fikir gelmişti ben de bir buket alıp kartına "Eğer kim olduğunu açıklar veya buna cesaret edersen kalbimdeki yerin belli" yazdıracaktım.
Hastane odasında kaybolan künyemi ararken kapı çaldı ve bir ses yükseldi "Çiçek gelmiş müsaitmisiniz?" hemen kapıyı açtım ve çiçeği alıp hemşireye teşekkür ettim sonra kolum acıdığı için yavaşça yatağa uzandım. Çiçekte yazan notu elime aldım ve yazıya baktım harikaydı eğer akıllıysa ve fırsatı kaçırmak istemiyorsa bunu kullanırdı.
Bana gelen buketler ben uyurken odama bırakılıyordu hemşirelere sorduğumda onlar bırakmadıklarını söylüyorlardı büyük ihtimalle gece gizlice odama giriyordu bu biraz ürpertici olsa da güzeldi. Yatmadan önce buketi diğer buketleri getiren kişinin koyduğu yere koydum ve gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurşun İzi
PertualanganBu bir askeriye kurgusudur içinde aşk, karar, üzüntü ve daha birçok şeyi barındırıyor umarım beğenirsiniz iyi okumalar :)