17

569 64 8
                                    

Bokuto'yla alışveriş merkezinde oldukça uzun bir alışveriş gerçekleştirdikten sonra en sonunda-çok şükür ki- yemek bölümüne gelmiştik. Şu an bir masada oturmuş, yemeklerimiz ve birbirimizle bakışıyorduk. Uzun süreli sessizliği bozan Bokuto olmuştu ki onun da cümlesi de başladığı gibi bölünmüştü.

"Kageyama? Bokuto?" Masamızın önünde dikilen Hinata,Yamaguchi ve Tsukki'yi görmek beklediğim en son şey olabilirdi. Onlar da en az bizim kadar şaşkın olsa da yüzünde gülümsemeyi pek sık göremediğimiz  Tsukishima'nın yüzünde beni görmekten kaynaklanan bir rahatlama ve mutluluk olduğunu fark etmiştim. Gerçekten neler olduğunu anlayamamaktan bıkmıştım.

Ardından ise Bokuto bana söz hakkı vermeden üçünü de oturduğumuz masaya davet etmişti. Buraya geldiğime şimdiden pişman olmaya başlamıştım desem..?

Beni önceden tanmasına rağmen şu an beni bir görümce edasıyla süzen Yamaguchi, Bokuto'ya ve bana anlamaz gözlerle bakan Hinata ve halinden oldukça memnun olan Tsukishima oldukça "iyi bir ekip" olmuştuk.

"Ee siz ikiniz ne zaman arkadaş oldunuz?" Elindeki içeceğin pipetiyle oynayan Hinata gözlerini bizde gezdiriyordu. Bu sefer Bokuto'ya bırakmadan konuşmayı başarmıştım. "Akaashi'ye hediye almak için bana yardımı ihtiyacı oldu da." Kafasındaki soru işaretlerinden kurtulan Hinata gülümsedi ama masadaki ölüm sessizliğinin sebebini hala anlayabilmiş değildim.

Olanlara bir açıklık getirmek için-normalde asla yapmayacağım bir şekilde- konuşmaya karar verdim. "Ee siz burada napıyordunuz?" Bir süredir konuştuklarını bildiğim Yamaguchi ve Tsukishima'nın baş başa buluşacaklarını düşünmüştüm. Hinata'nın da burada olması hiç mantıklı gelmiyordu.

"Öyle takılmak için gelmiştik ama birileri oldukça huysuz." Birileri derken bir kendi yanına bir de yanımdaki sandalyeye oturan Tsukishima'ya bakmıştı Hinata. Büyük ihtimalle tartışmışlardı.

Her ne kadar şu an Hinata'yla kalıp, Bokuto'dan kurtulmak istesem de iyi bir arkadaş olup Tsukishima'yı evine götürmek için bir bahane bulmam gerekiyordu.

"Ee siz daha burada mısınız? Bizim Bokuto'yla işimiz bitti." Bokuto'ya net bir ifade ile dönüp baktığımda yüzüne yedi yaşındaki bir çocuğun üzgün ifadesini getirerek bitmiş olan tabağında çatalını gezdirdi. Duygu sömürüsü yapıyordu resmen.

"Aynen ya biraz daha otururuz sanırım." Duyduğum şeyle Tsukishima'ya baktım, yanımda oturan çocuğun gerginliğini 900 km öteden bile hissederdim sanırım.

Sakince kafamı salladıktan sonra telefonumu açıp İwaizumi'ye mesaj attım.

@tobiokags:
acil beni ara
Hoparlöre alacağım seni ona göre konuş
Hinata Tsukki yamaguchi ve bokuto burda
Tsukishima ve beni çağırdığını söyle
çok önemli
Seen now*

Telefonu masaya bırakıp yemeğimi rahatça yemeye başladım. Telefonum saniyesinde çaldığında Tsukkishima'dan açmasını rica ettiğimde neler olduğunu anlamış gibi bir sırıtmayla bana baktı. "Hoparlöre alabilir misin?" Kafa sallayıp telefonu açtığında boğazımı temizledim.

"Alo İwaizumi?" "Evet dışarıdayım?" "Sizde mi toplanacağız?" "Bu kadar önemli olan ne ki?" "Tamam gelirim birazdan Tsukishima da yanımda zaten." "Görüşürüz."

Telefonu kapattığımda tüm gözlerin bende olduğunu hissetmiştim. Ellerimi iki yana atıp kafamı geriye yasladım. "Sanırım gitmemiz gerekiyor ama sizinle yakında tekrar görüşmeyi çok isterim." Yani Hinatayla görüşmeyi çok isterdim.

Yamaguchi gülümseyip elimi sıktı."Teşekkürler ben de öyle." Acaba Kei bu sefer bu çocuğu sinirlendirecek ne yaptı?

Bokuto ise hala aynı üzgün ifadeyle yüzüme bakıyordu. "Çok teşekkür ederim eğer Akaashi beğenirse aynısından sana da alacağım" Neşeli bir şekilde konuştuğunda kafamı iki yana salladım. "Ne demek ve teşekkürler ama buna hiç gerek yok." Bu benim için pek de bir hediye olmazdı.

Herkes alışveriş merkezinden çıkmıştı, beni ve Hinata'yı bekliyorlardı. Biz ise hiçbir şey demeden dik dik birbirimize bakıyorduk.

"Ne yalan söyleyeyim seni bu kadar erken görmeyi beklemiyordum." Dediği şeyle yerimde kıpırdanıp gülümsedim. "Evet ben de ama pekte kötü olmadı hm?" O da güldü. Gülerken ne kadar güzel göründüğünü biliyor muydu acaba?

"Bence de olmadı." Ellerimi ceplerime atarak gerindiğimde konuştu. "O zaman seni tutmayayım konuşmanız önemli gibiydi."

Pek önemli değildi aslında.. Eve gittiğimizde Tsukishima'yı kesinlikle dövecektim.

"Galiba öyleydi." Hiç çekinmeden bir adım atıp bana sarıldığında önce donakalsam da ardından hemen karşılık verdim. Buna alışsam iyi olurdu, çünkü alışmayı her şeyden çok istiyordum.

Bir gün ben de hiç çekinmeden ona sarılacaktım onun sevdiği kişi ve benim sevdiğim olarak.
------------------------
Selamlarr
kontrol etmeden atiyorum umarim bir hatam yokturr

İşlem|KagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin