KİBELE'NİN ASKERLERİ

34 24 14
                                    


Bu bölümde A'asa erdemliler birliğinin çıkardığı tarihsel savaşlardan, Egregorlardan, Rhea'nın dünyayı terkedişinden, Lamiadan, Sonat'ın aklını yitirip Lamia'ya deliren parçasını aldırmasından bahsedilecektir.

Bölüm şarkısı : Audiomachine – Illuminati / Lamia'nın şarkısıdır.

Sihirli günler, keyifli okumalar dilerim.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Malia'nın A'asa Erdemliler Birliği, münharif bir düzen üzerine kurulmuştu. Önüne gelen her yeri talan ve yağma edip dururken, bizim bulunduğumuz topraklara da saldırmaları çok uzun sürmemişti. Çöl fedaileri ile birlikte, daha önce bahsettiğim yaratıkları, devlerin kuzenlerini, bazen Egregorlar'ın gücünü de katarak saldırıyorlardı. Egregorlar'a kestikleri insanların kanını ve canını kurban ediyor, güç kazanmalarını sağlıyorlardı.

Çöl fedailerinin kullandıkları el yapımı hançerlerin üzerindeki, tılsımlı kristaller ve değerli taşların içine büyülü işlemelerle cinler yerleştirilmişti. Yani bu hançerler canlı ve zehirliydi. Tanrılardan bile korkmuyorlardı. Çünkü hançer yarası geçici de olsa hasta edebiliyor, en güçlü zırhları bile delebiliyordu.

Birkaç kez onlara yenilip, geri çekilmek zorunda kaldıysak da, 'Kibele'nin Aslanları' birliğimizin kararlı hücumları neticesinde püskürtebilmeyi başardık. Musalar savaşmadıkları için tarafsız bölgeler de kalmayı tercih ettiler. Bize sadece teknoloji, sanat, bilim ve hiyearşik düzen gibi konularda yardımcı oluyorlardı. Sevdiğim kadın Zegma ise bu savaşlardan yorulmuş, suları kirletilmiş, kendisine saygısızlık edildiğini sayıp okyanusun derinlerine çekilmişti. Görevimi ihmal etmemek için aşkımızı yaşamayı askıya aldık. Bu beni derinden üzdü, ancak aklımı başımda tutabilmek adına, sevgimi kalbime gömdüm. Bu saatten sonra yalnız çalışacak, kimseye güvenmeyecektim.

Musalar, 'Kibele'nin Aslanları' birliğindeki askerlerin üzerine giydikleri zırhı nano teknolojiyle güçlendirdi. Lamia, zırhların geçirgenliğine engel olmak için üzerine tılsımlar, semboller ve afsunlu formüller işledi. Babam ise doğa güçlerinden faydalanarak ve annemin gidişine duyduğu öfke ile tam randımanlı saldırınca A'asa Erdemliler Birliğin'e ağır zaiyatlar verdik.

Uzun bir süre toparlanamayacaklardı. Fakat onlar da Musaların yarattığı düzeni, sanat eserlerini ezip geçmişti. Geriye dönüp baktığımda o mimarlık harikası binalar, güzelim ince detaylı heykeller, botanik bahçeleri yerle bir olmuş, insanlarımızın bir kısmı kayıplara karışmıştı.

Bir de bu yetmezmiş gibi annem yaşadığı acılara daha fazla katlanamadığı için kendisini bedeninden ayırmış, yirmi altıncı boyuta geri dönmüştü. İnsan halini savaşın ortasında başı boş ve aklı yitmiş bir şekilde gezerken gördüm. Şimdi Musalar onu rehabilite etmeye çalışıyor ancak hızla yaşlanıp, çökmeye başladığından pek fazla ömrünün kaldığı da söylenemez.

Babam yüreğinde derin bir boşluk ve gönül yarası ile kaldı. Bu ayrılığın üzerinden birkaç asır geçtikten sonra iyice kendini kaybetmeye, neredeyse delirmeye başladı. Ben anneme ulaşmaya çalıştım ancak bana bile yanıt vermeye tenezzül etmedi. Öylece terkedip gitti. Kendi isteği ile geleceğini bilsem de, zamanını kestirememek bizi umutsuzluğa sürüklüyor.

Dünyada süre gelen cehalet, savaş, kıtlık ve kıyamlarla tek başıma mücadele etmek yordu beni. Üstelik bir de babamın yarattığı tuhaf varlıkları yok etmekle uğraşıyorum. Yönlendirebildiklerimi ise avladığım yaratıklar üzerinde kullanıyorum. Bazı askerlerim zihin bulanıklığı, kabuslar, hafıza kayıpları, zaman atlaması ve geçici felç durumları şikayetleri ile Musalara geldiklerinde, taramalarda babamın sebep olduğunu bulduk. Şimdi de yeni yeni güçler edindi. Lamia, babamın kişiliğini büyü ile bölebileceğini söyledi. "Peki ya sonra ne olacak?" sorusu kafamı meşgul ettiğinde, Lamia "Tabii ki düşmanların arasına ajanlık yapması için göndereceğiz. Nasıl olsa kimse tanımayacak onu." dedi. Bu aklıma yatmıştı.

SİBYLLER'İN AYNASI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin