I

28 2 0
                                    

Seni neden, ne sebeple kaybettiğimi hiçbir zaman anlamayacağım. Ve sen, benden bu yüzden gitmiş olacaksın. Jennie, hayatımda senin kadar güzel ve iyi bir insanı daha önce hiç tanımadın. Hoş, etrafımdakiler genelde senin tam tersindi. Belki de sana bağlanmamdaki bir başka sebep buydu. Sen farklı, ve başkaydın. Ve ben hep farklı olanı aradım.

O kütüphanede, seni görmeseydim şu an üzülmeyeceğimin farkındayım. Ama, o kütüphanede seni görmeseydim hayatımda, mutluluğu iliklerime kadar hissetmezdim, bunun da farkındayım. Bu yüzden, sana minnet duyacağım. Çünkü bana sevildiğimi hissettirdin. Ve senin sayende üzüldüğüme de seviniyorum. Çünkü üzüldüğüm kişi sendin, ve bundan daha güzel bir şey olmadığını da biliyordum.

Seni sevmeyi bırakacak mıyım? Sence bunu yapabilir miyim? Bu bedene yokluğun zaten acı verirken, birde kalbim seni sevmeyi bıraksaydı dayanamazdım biliyorum. Yine de anıların bende, hep güvende olacak söz veriyorum.

Şimdi anımsadığım tek bir an var, o da bana güldüğün ilk an. Kahkahaların kulaklarımda çınlıyor ve benim gözlerim gülüşünde kayboluyor. Burada, karşımda yoksun, seni göremiyorum. Ama anıların hepsi beynimde tekrar ettiği anda, gözlerim doluyor. Merak ediyorum da, sana bu kadar aşık mıydım? Gözlerim doluyor, ve herhangi bir anı da olsa, bunu tekrar o anı yaşamış gibi hissediyorum.

Bazen aşkımın kabardığını, daha doğrusu, "aşksadığımı" sayende fark ediyorum. Nasıl oluyorda ben, bu kadar aşık oluyorum? Aşksamak, bu kelimeyi senden önce duymadım. Emindim, sende duymamıştın zaten. Çünkü bu senin hissederek türetmiş olduğun bir kelime. İlişkimize aitti.

İlişkimiz, uzun süre aşksamakla geçti. Ama sonunda seninle olduğumda, her şeyi geçiriyorduk. Ama ilişkimizden çok, ilişkimizin başlayacağı o kısım daha çok aklımda. Yavaş yavaş, duygularını ve hislerini tanıttığın o an.

Seni gördüğüm zamandan bahsediyorum. İlk görüşte aşk olarak adlandıramam o an sana hissettiklerimi. Çünkü biliyorum, bundan fazlası vardı. Sen bana duygu karmaşası yaşattın. Bu yüzdendi aklımdan çok kalbime kazınman. Duygularımın rehberi, ve aynı zamanda mimarı da sensin.

Her şeyin başından başlamak istiyorum ki, bunları hatırlarken o anki gibi hissedebileyim.

Normal bir mekanın benim için bu kadar büyük bir anlam taşımasını beklemezdim. Özellikle bu mekan kütüphane olunca. Yanımda jungkook vardı, aynı kafa yapısına sahip olduğumuz için anlaşıyorduk ve bu sebeple daima birlikte gezerdik. Yine, ben sıradan bir gün olduğunu sanıyorken karşılaştık seninle.

Hayatımda hiç bu kadar güzel hissettiğimi görmedim. Sıradan bir masada oturmuş, arkadaşlarınla ders çalışmakla meşguldün. Biz ise karşı masada. Jungkook'u dinlediğimi düşünüyordum.

Elime bir kitap aldım. Biliyor musun, o kitap bile özelleşti seninle. Süt ve Bal, hayatımın dönüm noktasında bana eşlik eden o kitap. Elime alıp okumaya başladığımda, gözümün kayması ve seslerinizle birlikte size döndüm. Hoş, orada bir sürü kız vardı. Ama sendin gözüme çarpan. Kitabı okuyormuş gibi yapsam da seni izliyordum.

Jungkook, bunu fark etmiş olmalı ki konuşmaya başladı;

"Seni kimseye bu kadar dikkatli bakarken görmedim."

O an dank etti kafama. Özel olduğun buradan bakınca anlaşılırdı. Jennie, sen hayatımın dönüm noktasıydın.

Kendime geldim, çünkü bunları gizlemeyi alışkanlık edinmiştim kendime. Kitaba baktım ciddiyetimi bozmadan. Okumaya devam ettim ama bir şey demedim. Çünkü bunu inkar edecek değildim. Zaten, jungkook bunu anladı. Zaten anlamayacak bir insan olsa, yanımda bulunmazdı.

Ben seni, o gün tüm gün boyunca izledim. Gülüşün ay gibiydi. Dikkatimi çeken sadece bu muydu? Hayır. Gözlerindi, göz rengin. "Bu kız gözlerinin paha biçilemez olduğunu biliyor mu? Tıpkı sonbahar ormanını yansıtıyor gözleri." Diye düşünüyordum.

Ama tüm bunlar bedeninin ve gözlerinin yorgunluğunu elbette gizleyemez. Seni fark ettim. Güzelsin, ama arkası kalabalık, Jennie, arkası kalabalıktı. Gözlerinin güzelliğinin arkası ne tür yorgunluklar ve ne tür kötü hisler barındırıyordu kim bilir.

O gün, Jungkook ve benim işim bitti. Gitmeden önce yanından geçtim. Kokunu alabilir miyim diye geçiyordum. Jennie, o gün kokunu alamadım. Ve bu seni merak etmemi sağladı yeniden.

Ben, yanındaki kız arkadaşların gibi değildim. Sıradan bir kız değildim. Giyimim, takılarım beni farklılaştırırdı genelde. Belki de bu farklılık senin ilgini çekmiştir. Öyle olmalı ki, arkanı dönüp baktın sende. Bunu, bende sana bakarken fark ettim.

O gün, gözlerinle uzaktan buluştu gözlerim.

Süt Ve BalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin