Merhaba bu fic nasıl ilerleyecek neler olacak gerçekten hiç bir fikrim yok çok iyi yazan biri değilim şansımı denemek istedim seri katil kitapları okumayı çok seviyordum biraz etkilenmiş olabilirim.
Elimden geldiğince güzel yazmaya çalışıcam bana destek olursanız yorum,vote atarsanız sevinirim. Kan içeriyor bu fic etkilenenler varsa okumasın ama o kadar etkileyici yazmayacağım zaten herkes okuyabilir diye düşünüyorum.
İyi okumalar.
HİLE YAPMAYI İKİ KEZ DÜŞÜN
Taehyung;
"Bunu da hallettik mi tamamdır."
Tanınmayacak kadar parçaladığı ceseti yere boylu boyunca serdi ve göğsünü kabartarak baktı, iyi iş çıkarmıştı.
"Katil denince de sen be Taehyung."
Gülüp kafasını salladı ve oyalanmamaya çalışarak yanındaki hortumla ıslatıp çamur haline getirdiği toprağa sertçe geçirdi küreği. Öldürmek kanıtları yok etmekten çok daha zordu ona göre.
"Off, sabah olmadan bitirsem bari."
Daha da hızlanmıştı omuzları ağrıyordu ama devam etmek zorundaydı. Taehyung zevk için öldürmez di insanları ya ona bir yanlışı dokunmuştur ya da sevdiği birine {şuanlık öyle birisi yok.} Zarar vermiştir aksi imkansız dı.
Tıpkı şuan ölüsü tanınmayan iki adam gibi pardon bir diğerini çoktan görmüştü çünkü. Bu adamların Taehyung'a olan zararı kumarda hile yapmaları. Taehyung'a 900.100 Won kaybettirmişlerdi ve bunun bedelini canları ile ödemişlerdi Taehyung'un bir lakapı daha vardı 'Tanınmaz' yüzüne taktığı kar maskesi onun tanınmamasını sağlıyordu bu yüzden bu lakap takılmıştı. Kumarda iyiydi, baya iyiydi hemde ona karşı kazanan sayılı kişiler vardı çoğu kişi parasını çar çur etmemek için daha düşük seviyeli kişilere para yatırır ve gücüne güç katardı.
"Şimdiden bok gibi kokuyorsun amına koyayım."
Öldürmesinden uzun süre geçmemesine rağmen şimdiden leş kokmaya başlamıştı yüzündeki tiksinme ifadesi ile kazmaya devam etti, zaten çok kalmamıştı sadece daha derin yapmak istiyordu. Kendi mülküne gidip onları yakabilirdi ama şuan vakti yoktu ayrıca araziye giden yolda polis çevirmesi vardı bu da yakalanmasına sebep olabilirdi her ihtimale karşı işini güvence altına almayı tercih ederdi.
"Geç şöyle... Heh, hey sesim geliyor mu? Cehennemde görüşürüz zebanilere selamımı iletirsin, piç kurusu seni!"
Botlarıyla adamı kazdığı çukurun içine atarken bir yandan da dalga geçmeyi ihmal etmedi. Koluyla alnındaki terleri silip bu sefer üstüne toprak atmaya devam etti, gerçekten yorucuydu bu iş yarın omuzlarının ne kadar ağrıyacağını bildiği halde devam etti. Masaj yaptıracak kadar kendine yakın gördüğü birisi yoktu spa salonlarına gidemezdi tanımadığı kişilerin vücuduna dokunmasından hoşlanmıyordu.
"Sonunda bitti. Çok uzun sürdü bu sefer, ah belim tutuldu."
Gerçekten de Sırtı fena şekilde ağrıyordu, yattığı yeri beğenirdi artık. Her yeri tekrardan kontrol etti ve hiç bir iz bırakmadığından son kez emin olup küreği ve çeşitli malzemeleri ile arabasına doğru yürüdü eve gidince rahat bir uyku çekerdi.
Jungkook'tan
Sabah uyandığımda babamı görmemiştim bu doğal olarak içimde bir merak duygusu daha doğrusu tedirginlik oluşturmuştu.
"Baba! Tuvalette misin?"
Kapıyı çaldığım da ses gelmedi 'benden günah gitti baba' kapının kolunu indirip içeri girdim ancak orada da yoktu. Lanet adam neredeydi cidden? Bana ne kadar iyi davranmasa da {hatta kötü davranıyor} babamdı işte merak ediyordum dolayısıyla.
"Yine kumar mı oynuyor? Of baba ya, yakında beni de satar bu adam."
Yapar mıydı? Yapardı, gerçekten yapardı. Gelir birazdan düşüncesi ile buzdolabının kapağını açtım. Bu eski evde ki herşey eskiydi buzdolabı bile azcık kendime çeksem elimde kalacak gibi oynuyordu. Biraz tereyağı ve yumurta çıkarttım bu evde yumurtadan başka bir şey yenmezdi artık bıkmıştım içim dışım yumurta oldu be!
"N'oluyor lan?"
Dışardan son hızla gelen simsiyah bir araba vardı, neyse ya. Tereyağını sıcak tavaya koyup çatalla tavanın her yerine dağıttım bir yandan da şarkı mırıldanarak modumu yükseltmeye çalışıyordum. Sonra yumurtayı kıracaktım lakin kapının alacaklı gibi vurulmasıyla durdum, ocağın altını kısıp kapıya doğru yürüdüm. Kapı deliği yoktu maalesef kimin geldiğini göremiyordum ama babamdır herhalde başka kim olacak diye gönül rahatlığıyla kapıyı açtığımda karşılaştığım manzara bir insanın şok geçirmesi için yeterli olurdu. En azından benim gibi bir insanın şok geçirmesi için.
Takım elbise giymiş tam dört adam karşımda kulaklarında kulaklıkları, gözlerinde gözlükleri ile bana bakarak ceketini yana doğru açmış ve silahlarını göstermişlerdi.
"Eee, şey yanlış geldiniz galiba?"
Adam ciddiyetini hiç bozmadan diğer elini kulaklığını üstüne getirdi. Ve eğik kafasını yeniden bana döndürüp sertçe bakmaya devam etti.
"Jeon Jungkook, bizimle geliyorsun."
Korkudan direkt arabaya doğru adımladım dört silahlı adama karşı gelecilecek güçte değildim, en azından şimdilik.
"Pardon, çok özür dilerim ama nereye gidiyoruz?"
Arabaya bindiğimde ellerimi başlamışlardı ve tek bir kelime etmemişlerdi.
"Cevap vermeyecek misiniz?"
"Sus! Baban sevdiğimiz biri o yüzden seni daha iyi bir eve götüreceğiz orada yaşayacaksın ve bizi hatırlamayacaksın oldu mu, aldın mı cevabını?"
Kafamı salladım ama anlamamıştım işte, galiba babam yine başına bela açmıştı. Karşımda oturan adam da haber izliyordu kulak misafiri oldum biraz.
'Ünlü katil 'TaeTae' Yine neyin peşinde? Uzun süredir dehşet saçan katilin öldürdüğü bedenler ortalıkta yok. İnsanlar tedirgin, işini çok iyi yapıyor ya da 'TaeTae' devrimi kapanmış bulunmakta. En ufak haberde size ulaştıracağız.'
'TaeTae' bu ismi hatırlıyordum babam gazete okurken görmüştüm haberini. Seri katil olmalıydı böyle konular hep ilgilidir çekmiştir. Bir kaç araştırma bile yaptım ve şunu fark ettim seri katiller çok zeki, 'TaeTae'nin de eminim ki bir planı vardır. Asla seri katilleri savunmuyorum ama zekaları beni etkiliyor açıkçası hiçbirimiz onlar kadar zeki değiliz bence.
Taehyung;
"O piçin bir de oğlu mu var? Başımıza dert olur kesin."
"Ne yapalım?"
"Beni dikkatli dinle Yoongi, evinden alıp benim aldığım apartmana götüreceksin bende ordan hayatına girip sanki ondan haberim yokmuş gibi davranacağım, güvenini kazandığım da sağ gösterip sol vuracağım. Anladın mı?
"Anladım."
Bu veletin başına bela olmasını istemiyordu açıkçası onun için bu plan bile fazla geliyordu gözüne 'bir kere sıkalım kafasına bitsin gitsin' demek isterdi. Acelesi yoktu zaten sonuçta 'TaeTae' adam öldürmediği için haberlere başlık olan bir insandı eskimezdi yani.
"Adam öldürmedim diye haberlere çıktım amına koyum, şaka gibi olay."
Sadece öldürdüğünü bilmeden böyle yorum yapıyorlardı TaeTae profesyonelliğin kitabını yazmış insandı sadece işleri gizliden yapıyor, popülerliği azaldığında yeniden kanıt bırakıp gündemlerde 1.sırada ki yerini alıyordu. Jungkook'un da dediği gibi zeki biriydi.
Hepsi de zeki değildi bunların kim olduğunu anlamak basit; hapiste olan veya yakalan katiller bir şeyi atlarlardı her zaman bu da polislerin eline geçtiğinde hapisi boylar genelde müebbet yerlerdi. Taehyung, onların bıraktığı kanıtları gördükçe gülmekten yerlere yatıyordu. Yerdeki kanları temizlemeden giden mi dersin, silahı cinayet alanında unutan mı dersin? Hepsi vardı ve Taehyung nasıl bu kadar aptal olduklarını ciddi ciddi oturup düşünüyordu.
1.bölüm bitti umarım beğenmişsinizdir İsteğe göre daha uzun bölümler yazabilirim bu okuduğunuz 998 kelime.
Bir sonraki bölümde buluşalım görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everthing Is A Lie.
FanfictionAcımasız katil Kim Taehyung ya da 'TaeTae' mi demeliyim? Kimseye acıması yok sanardı lakin bu Jeon Jungkook ile tanışan kadar sürmüştü. Jungkook, Taehyung'un kıyamadığı tek kişi mi olacaktı? Yoksa onu hayattan mı bezdirecekti?