8.Bölüm

38 3 4
                                    

Merhaba okunmaların artmasını beklemiştim biraz başka bir fice başlayacağım adı Kiss Prince? Belki bakarsınız. okunma oy yorum olmayınca insanın yazası gelmiyor okunmaların arttığını gördüm ve bir yb hakettiniğinizi düşündüm (bol cinayetli hemde)

Hayalet olmayın en azından oy verin lütfen.

7.bölüm hatırlatma

"Dışarı çıkmamı söyledin."

3.kişi anlatım.
Boş gözlerle kendisini değil ruhunu delik deşik eden adama bakmaya devam ediyordu. Kalpsizdi, sevgi nedir bilmezdi, duyguları yoktu, acımasızdı. Taehyung'u tanımlayan cümleler Jungkook ve bir kaç arkadaşı için tamı tamına buydu.

"Biliyor musun, vazgeçtim. Ya da çık çık, ben arkadan yürüyeceğim."

Ya Taehyung bipolardı ya da kelimenin tam anlamıyla kafayı sıyırmış bir deli, bir psikopat. Zorlasan katildi. Belki de bunu az sonra, 2 yıl sonra öğrenecekti. Herşey, yalanlar, doğrular, yanlışlar, kimlikler bir gün ortaya çıkacaktı. Ve bunun kaçışı yoktu, herkes cezasını ya bu dünya'da ya da diğer Dünya da ödeyecekti. İstesin veya istemesin. Bu bir gerçekti ve herkes kabullenmeliydi.

Taehyung'ta çekecekti. Farkındaydı, en azından Taehyung farkındaydı. Ya da TaeTae farkındaydı? Bilinmez. Belki de bilinir, evet evet. Bilinir, belki siz belki ben belki Jungkook bilir. Bilmese de bilir, bilecektir. Bileceksiniz, herşeyi öğreneceksiniz, öğreneceğiz.

"Çık."

Taehyung'un sesini kulaklarında işitmesi, kulaklarında Taehyung'un sesinin çınlaması... Taehyung'un sesinin beynindeki duvarla çarparak geri dönmesi. Kafayı yemesi mâkul bir sebepten de öteydi.

Hızlı adımlarla kapıdan çıkmıştı. Omuzlarının üstünden kafasını çıkartarak Taehyung geliyor mu diye kontrol etmek istediğinde kendisine bakan zümrüt yeşili gözler ile kalbi durmuştu resmen. Bir hızlanıyor, bir yavaşlıyor Jungkook'un vücudunun dengesinin içine sıçmaktan başka bir şey yapmıyordu. Hızlanıyordu; o gözlerde kayboluyordu, onun ormanında kaybolmak istiyordu. Yavaşlıyordu; ona yaptıkları aklına geliyordu, ölüm korkusu aklına geliyordu... onun katil olduğunu bilmediği halde. O ölüm korkusunu çoktan Taehyung ve TaeTas tarafından tatmıştı. Hemde tahmin edemeyeceğiniz kadar çok kez.

Aşağı indiklerinde insanların çok uğramadığı sözde evlerinden uzaklaşmışlardı.. Jungkook gidiyordu, Taehyung takip ediyordu bir yandan da kulağında kulaklığı bir şeyler dinliyordu. Kelimeleri tekrar etmeyi de unutmuyordu.

"dareun gonggane dareun shiganijiman
nae sarangi majeul kkeoya"

(Farklı bir yer, farklı bir zaman. Ama sana olan aşkım aynı.)

"barame seuchineun neoye hyanggirodo
nan neoin geol al su isseo"

(Kokun rüzgarla karışıp gitse bile sen olduğunu biliyorum.)

But I don't know
nae mamsoge eonjebuteo niga san geonji

(Ama bilmiyorum. Ne zaman kalbimde yaşamaya başladın?)

I don't know
neoreul bomyeon seolleneun iyu

(Bilmiyorum, seni her gördüğümde kalp atışlarım hızlanıyor.)

Bu sözler.. Taehyung için bir kaç anlamsız cümleden farklıydı. Çünkü ona birini hatırlatıyordu. 3 yıl geçse bile kokusunu hatırlayabilceği biri. Sözlerin devamını getirmek üzereyken sahilin kenarında üç şişe alkol almış iki kişinin Jungkook'a yaklaştığını gördüğünde kulağındaki kulakları çıkartıp cebine atmis ve fermuarını çekmişti. Böylelikle kulaklık yapacağı şeyler esnasında düşmeyecekti. Kafasında olan kapuşonunu daha da çekerek yanlarına koştuğunda; Jungkook'un bileğini tutan adamın bileğinden sıkıca kavramış ve sertçe sıkmasıyla bir kaç kemik sesi beraberinde gelmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Everthing Is A Lie.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin