06.12.2023
Leya'dan:
Artık Lloyd Ninjalar ile birlikte kalıyordu.Erkek erkeğe vakit geçireceklermiş.Kendileri bilir,ben Nya ile kalmaya devam edeceğim.Saat sabahın daha beşi olduğunda ninjaların alarmı ötmeye başladı ama sesi çok az geliyordu.Bir anda alarmın sesi arttı ve patlama sesi duydum.Hem bizim hem de ninjaların kapısı açıldı ve ninjaların odasına Usta Wu girdi.Göremesem bile sesleri hala geliyordu.
-Günaydın,hadi bakalım kalkın.Yeni bir gün oldu.Gün doğumu egzersizine başlamadan önce ejderhanın dışarıyı pislettiğini gördüm.İki kişilik bir işe benziyor.
Usta Wu odadan çıktı ve kapıyı tıklatıp odaya girdi.Biz zaten yataktan kalkmıştık.Nya lavabodayken,bende yatağımı topluyordum.
-Rose hadi...
Yataktan kalktığımı görünce gülümsedi.
-Zorlanmadan hemen uyanmışsın,aferin.
Usta Wu odadan çıktı ve gitti.Ninjalar da kendi aralarında ejderha sorununu nasıl çözeceklerini bulmaya çalışıyorlardı.
-Lloyd eminim ki bu işi sen halledersin dostum.
-Küçükken bana bu işleri yaptırıyor olabilirsiniz ama artık büyüdüm bu haksızlık.
Tam kapıdan çıkacakken geri içeri gittiler.
-Haklısın Lloyd,bu işi erkekler gibi halledelim.Taş,kağıt,makas oyunuyla.
Bir süre ses gelmedi.Ben de üstümü değiştirmiş,saçımı tarıyordum.
-Tamam, üç deyince.Bir,iki,üç.
Jay'in gülme sesini duydum.
-Kağıt,taşı yener.
Lloyd iç çekti.
-Kağıt, taşı nasıl yeniyor?
Anlaşılan Lloyd kaybetmişti.
-Pis işleri hep ben yapmak zorunda kalıyorum.
-Hey,bir ejderhaya bakmak büyük sorumluluk gerektiriyor.
-Annen size daha önce hayvan almadı mı?
Doğru ya onlar annemizi bilmiyorlardı.
-Annemi hiç hatırlamıyorum,ben küçükken bizi terk etmiş.
-Öylece gitmiş mi yani,peki ya sana kim baktı.
-Bütün hayatımı Darkly Yatılı Okulu'nda geçirdim.
Kapılarının önüne geldim ve içeri girdim.
-Ayrıca Lloyd'a ben baktım.Yani asla yalnız değildi.
Aksine kendim için aynı şeyi söyleyemem,ben kendimi büyütmeye çalıştım diyebilirim.Lloyd'un saçlarını karıştırdım.
-Her neyse gidip, ejderha işini hallet.
-Peki gidiyorum.
Lloyd gemiden inip, ejderhanın yanına gitti.Bende mutfağa geçip, sofrayı hazırladım.Lloyd ejderhanın pisliğini temizleyip, Bounty'den içeri girdiğinde banyoya gitti.Diğerleri antrenman yaparken yanlarına gidip,onları çağırdım ve sofraya oturduk.Lloyd banyodan gelince yanıma oturdu ve kahvaltı ettik.
-Leya madem sofrayı sen hazırladın,sen toplarsın değil mi?
-Jay,sence geçen gün kim bulaşıkları yıkamayı unuttu.
Jay söyleme dercesine el kol hareketleri yaptı.
-Sen.
Amcam şaşkınlıkla Jay'e baktı.
-Bir de sofrayı mı toplatacaksın,görevlerini yerine getir Jay.Akşam yemeğini de sen hazırlarsın artık.
-Ama Usta...
Jay konuşmaya başlamadan susmayı tercih etti.
Yemeyi yedikten sonra Ninjalar geminin güvertesine gitti.Jay de sofradaki tabakları mutfağa götürdü.Mutfağa geçip, eldiven taktım ve yanına geçip köpüğü beze sıktım ve bulaşıkları yıkamaya başladım.Jay bulaşıkları yıkarken şaşkınlıkla baktı.
-Senin dersin yok muydu?
-Yanlız başına kalmana izin mi verseydin?
Jay gülümsedi ve önüne döndü,ikimiz de bulaşıkları yıkadık ve işimiz bittiğinde tabakları yerleştirip,diğerlerinin yanına ilerledik ama geminin alarmları ötmeye başladı.
-Hadi ama daha çalışmaya başlamadık bile.
Koşarak kumanda merkezine yani köprüye gittik.
-Nya,neler oluyor?
-Tarih müzesine sizi çağırdılar,çok tuhaf bir şeyler olmuş.
-Nedir?
-Bilmiyorum,oraya gidince göreceğiz.
Nya gemiyi müzeye getirdi,çapaya tutunarak aşağı indik ve müzeden içeri girdik.Usta Wu da yanımızdaydı.Görevli yanımıza geldi.
-İyi ki geldiniz
-Acil bir durum olduğunu duyduk.
-Evet,hemen gelin lütfen.Bu taraftan.
Eliyle gösterdiği yere doğru ilerledik.Sağa döndüğümüzde bir koridorda ilerlemeye başladık.
-Taş savaşçıları sergisi bu gece halka açılacak.Bu daha kötü bir zamanda olamazdı.
-Bölüyorum ama ne daha kötü bir zamanda olamazdı?
-Ninjago şehri bir süre önce Büyük Yok Edici'yi yok etmenize minnettar ama yılanın patlamasıyla etrafa yayılan o yeşil sıvı,şehrin kanalizasyon sistemine karıştı ve çok tuhaf bir etkileşim yaptı.
Duvarların kenarlarındaki sıvıları görevliler yok etmeye çalıyordu.
-İğrenç kokuyor.
-Kesinlikle.
Başka bir odanın önüne geldiğimizde içeriden çok fazla ses geliyordu.
-Zehir bir şekilde burada bulunan minik heykelleri canlandırdı ve asla laf dinlemiyorlar.Kimi arayacağımı bilemedim ve sizi çağırdım.
İçeri girdiğimizde minik heykeller etrafta dolaşıyordu.Ellerinde küçük kılıçlar vardı.Heykellerden biri gelip, Zane'in gözüne vurdu ve Zane eliyle onu kırdı.
-Bu işi biz hallederiz.Birkaç oyuncak ile dövüşebiliriz sanırım.
-Lütfen etrafta bulunan vazolara dikkat edin bugün sergi de göstereceğim diğer önemli şeylerden birisi de o.
Arkamızdan kapıyı kapatıp gitti.Biz tek,tek kırmaya çalışırken bir anda Kai ve Cole'un ayağının altına boncuklar geldi, yukarıya baktığımda heykellerin döktüğünü görmüştüm.
-Pekala,bu kadar oyun vakti yeter.Ninja başla.
Jay'in yaptığından sonra diğerleri de onun yaptığını yaptı.
-Ninja başla
Onlar yine Spinjitsu ile dövüşürken ben normal olarak elime bir sopa alıp,bana yaklaşan heykellerin kafasına vurdum.Ninjalar hepsini yok ettiğinde vazolar da kırılmıştı.Bu sırada minik bir heykel kapıdan çıkıp koşmaya başladı ve Usta Wu arkasından gitti.Usta Wu'nun peşinden de Ninjalar gitti.Oda da sadece Lloyd ve ben kalmıştık.
-Az önce ne oldu?
-Muhtemelen biri kaçtı,onlar gidip halleder.
Biz Lloyd ile en arkadan yavaşça geliyorduk.Açık kapıya yaklaştıkça sesleri geliyordu.Jay birini görmüş olmalı.
-Usta,bizi tanıştırmayacak mısın?
-Evet,bu Misako.
Lloyd ile birlikte odadan içeri girdik.Usta Wu birini tanıştırıyordu.
-Lloyd ve Leya'nın annesi.
-Ne,annem mi?
Ninjalar şaşkınlıkla bize baktı.Karşımızda gri ve sarı saçları karışık bir kadın vardı ve üzerinde de genelde gezgin insanların giyebileceği bir türden kıyafet vardı.
-Lloyd,Rose çocuklarım benim.Hatırladığımdan çok daha büyümüşsünüz...
Gelip bize sarıldı ve Lloyd ile birbirimize baktık.Lloyd onun sözünü kesti.
-Evet çünkü çok uzun zaman oldu.
Kolunu üzerimizden çektik.
-Böyle tanışmak istemezdim ama gitmenin bir sebebi vardı.
-Ben duymak istemiyorum.
Lloyd elimi tutup odadan çıktı ve yüzlerine kapıyı kapattı.
-Lloyd,oğlum bekle lütfen.
Muhtemelen benim de onunla konuşmamı istemiyordu.
Başka bir odaya girdik.Bu oda da çok derin bir çukur vardı ve etrafında geçilmemesi için ip çekilmişti.İpin yanından geçip çukurun önüne oturduk.Bir süre ikimizde sessiz kaldık.Lloyd kollarını birbirine dolamış bir şekilde çukura bakarken konuşmaya başladı.
-Sence o gerçekten annemiz mi?
-Bilmiyorum ama sana gerçekten çok benziyordu.
Gülümsedi ve bana bakıp,geri önüne döndü.
-Evet, saç rengi olarak kesinlikle öyleydi ve senin yüzüne çok benziyordu.
İç çektim.
-Onu dinlemememiz gerekiyor galiba.Çünkü inatla bize kendini kanıtlamaya çalışacağına eminim.
-Mecburen dinleyeceğiz.
-Şunu unutma Lloyd sen affetsen bile benim ona karşı ısınmam çok zaman alacak.
-Biliyorum güzelim,biliyorum.
Kapı açıldı ve muhtemelen diğerleri içeri girdi.
-Yeriniz de olsam dikkat ederdim.O çukurun dibi yok çocuklar.Eski Taş Savaşçısı'nı da orada buldum.
Lloyd alayla güldü.
-Ha,çocuklar mı?Hayatımız boyunca ortada yoktun.Bize hiçbir şey söyleyemezsin.
-Ama ben yine de konuşmak istiyorum.Bunca zamandır neler yaptığımı anlatayım mı?Usta Wu sizin Yeşil ve Mor Ninja olacağını bilmeden uzun süre önce biliyordum ve bir gün babanızla savaşmanız gerektiğini de biliyorum.Sizi o yatılı okula bıraktım ki kehanet hakkında oldukça bilgi toplamış olayım ve bir gün kötü ve iyiler arasında ki savaşa engel olabileyim.İkinizi ve babanızı da bunca zamandır korumaya çalışıyordum.Daha zaman yaratılmadan önce ilk Spinjitsu ustası tarafından Ninjago yaratıldı...
Lloyd onun sözünü kesti.
-Evet,evet bu hikayeyi yüz kere duyduk
-Ama sadece yarısını duydunuz.Ninjago'da,daima iyilik ve kötülük arasında bir denge olmuştur.İlk Spinjitsu Ustası'nın Ninjago'yu nasıl yarattığını biliyorsunuz fakat ya ışık olması için bir gölge olması gerektiğini söylesem.O gölgenin içinde de karanlık var.En başından beri var olan kötü bir karanlık."Derebeyi" adında kötü bir ruh.
Zane Usta Wu'ya baktı.
-Bunu biliyor muydun Usta?
-Bu sırrı saklarsam eğer isminin asla anılmayacağını düşünmüştüm.
Misako tekrar anlatmaya başladı.
-Denge önemliydi ve savaşları sonsuza dek sürebilirdi.Her iki tarafta güçlüydü ve kimse diğerine hükmedemedi.Sonra Derebeyi, yıkılmaz olan taş ordusunu yarattı.Spinjitsu Ustası elinden geleni yaptı fakat yakında yenileceğini biliyordu.Bu yüzden savaşı kaybetmek yerine Ninjago'yu ikiye ayırdı ve şanslıyız ki o zamandan beri Derebeyi'nden ve Taş Ordusu'ndan hiç ses yok.Son keşfime kadar tabi.
Kai şaşkınlıkla konuştu.
-Demek savaş o yüzden hiç sonuçlanmadı, çünkü daha bitmedi.
-Peki şu karanlık ada nerede?Onu daha önce hiç duymadım.
-Sanırım yok oldu ama efsaneye göre iyi ve kötü arasında ki denge sağlandığı sürece Derebeyi bu dünyaya asla geçemeyecek.Babanızın hırsının bu dengeyi sonunda bozacağını biliyordum.Bu yüzden onu durdurmak zorundayız.
Zane araya girdi.
-Hepimiz silahlar yoluyla İlk Spinjitsu Ustası'nın gücünü içimizde hissettik fakat o güç artık Yeşil ve Mor Ninja'ya ait onu sadece Lloyd ve Leya yenebilir.Yoksa tüm Ninjago karanlığa yenik düşecek.
-Sizi bırakmak yaptığım en zor şeydi fakat sizi ve dünyayı kurtarmam gerekiyordu, başka seçeneğim yoktu.
Eminim ki Lloyd biraz da olsa Misako'ya karşı yumaşamıştı.Anladığını belli eder bir şekilde kafa salladı.
-Babamla karşılaşmamızı engelleyecek bir yol buldun mu?
-Üzgünüm, henüz bulamadım.Yine de umudum var.
-Umudun mu var,gerçekten buna inandığını söyleme.
-Umut her zaman vardır kızım,en kötü anlarında bile.
Alayla güldüm.
-Kesinlikle öyledir.
Bir anda müze sallandı ve içeri kocaman bir canavar girdi.Hemen Lloyd ile ipin arkasından geçtik.Jay bağırdı.
-Bu da nedir?
-Taş Savaşçısı.
Misako,Lloyd ile benim arkama geçmişti.
-Yok Edici'nin zehri onu uyandırdı.
-Harika,çaresine bak Kai
-Ben mi,neden ben Cole.Her neyse,hadi yapalım.
Kai iç çekip maskesini taktı ve eline kılıcını aldı.
-Tamam taş kafa,al bakalım.
Kai koşarak canavara saldırdı ama canavar tek koluyla onun kılıcın ortadan ikiye ayırdı.Kai yerdeyken kılıcına baktı.
-Bu olayın tamamen farklı olacağını hayal etmiştim.
Canavar ayağından tuttu ve onu sallamaya başladı.
-Derebeyi ordusunu sadece karanlık adada bulunabilecek bir malzemeden yarattı.
-Ne güzel,bunu daha önce söyleseydiniz iyi olurd...
Taş Savaşçısı,Kai'ı vazolardan birine fırlattı.
-Lloyd, Rose güçlerinizi kullanın.
Yan yana geçtik gözümü kapatıp kocaman bir mor renkte küre olduğunu hayal ettim ve yavaşça büyüdüğünü sonra da ikimiz de aynı şeyi yapıp canavara gönderdik.
-Yaşasın,işte bu.
-Hadi bakalım.
-Al bakalım seni canavar.
Bir anda canavar tekrar ayağa kalktı.Hepimiz geri gitmeye başladık.
-Bir dakika onu nasıl yok edeceğiz?
-Edemezsiniz.
Jay,Zane ve Cole da silahlarını kullanıp saldırdı fakat onları da geri püskürtmüştü.Sinirlenip, hepimizi Kai'ı fırlattığı yere yani dev vazolara gönderdi.Hepimiz kendimizi duvarda bulduk.
-Bu daha önce ki işlerden çok daha zor olacak çocuklar.
Jay etrafa bakıp,gülerek konuşmaya başladı.
-Neyse ki bir müzenin içindeyiz şuan.
Misako anlamamış gibi sordu.
-Neden?
Canavar tekrar yanımıza geldi.
-Çünkü hepimiz tarih olmak üzereyiz.
-Koşun
Kaçmaya başladık boyu kapıları geçiyordu resmen.Başka bir odaya girip,kapıları kilitledik ama bir şekilde açmaya çalışıyordu.
-Bunu durdurmanın imkanı yok.
-Yıkılmaz desek daha doğru olur.
-Bu kapı önü sonsuza kadar tutmayacak.
Jay karşılarına geçti.
-O zaman bu işi erkekler gibi halledelim;taş,kağıt,makas oyunuyla.Kaybeden karşısına çıkacak ve diğerleri de kaçacak.
Lloyd elini yanlarına koydu bende öyle.
-Sonuçta bende bir Ninja'yım değil mi?Erkek veya kız fark etmez.
Jay ikimizin de ellerini çekti.
-Hayır,siz değil seçilmiş kişiler.Bu bizim aramızda.
-Üç deyince.Bir,iki..
Lloyd onları durdurdu.
-Bir dakika!Ne yapacağımızı buldum.
-Nedir o?
-Eğer onu meşgul edebilirseniz onu durdurmanın bir yolunu buldum sanırım
-Bence çocuğa bir şans verelim.
-Onunla karşılaşmaktan korktuğun için böyle söylüyorsun,Cole.
-Sen karşılaşmak ister misin,Jay.
Kapı biraz daha hareket etti.
-Tamam,çocuk şansını denesin.
Lloyd koşarak kanalizasyon kapağını açtı.
-Dikkat et Lloyd ve iyi şanslar.
-Sağol anne.
-Onun Lord Garmadon'un oğlu olduğuna inanamıyorum.
-Sakın unutma o senin de oğlun.
-İyi bir öğretmeni var.
-Öğretmenleri demek istedin galiba.
Ninjaları gösterdi ve yanlarında benim de olduğumu fark edince sustular.Misako yanıma geldi.
-Sen neden hiç konuşmuyorsun? Genellikle sessiz birisi misin?
Konuşmayı seven bir insanım ama senin yanında değil,her neyse konuşmayı tercih etmedim ve omuz silktim.
-Peki,anladım.
Ninjaların yanına geçtim.
-Çocuklar bir fikrim var,ben onu oyalarken siz saklanın ve beklemediği zaman ona saldırın.
Bir anda kapı açıldı ve canavar içeri girdi.Diğerleri saklanırken ben etrafıma bir kalkan oluşturdum.
-Bunu nasıl yapıyor?
-Telekinezi gücü var ve bunun yan etkisi de kalkan oluşturabilmesi ama daha çok ona fayda sağlıyor.
Canavar kalkanı kırmaya çalışıyordu.Bir yandan kalkanı tutmaya çalışıyor,bir yandan ayaklarına taşları fırlatıyordum.İkisini aynı anda yapmaya çalıştığım için gücü kontrol altına alamadım ve yavaşça diz üstü çökmeye başladım.Kalkan,ben eğildikçe küçülüyordu.Diğerlerine baktım, yukarıda beni izliyorlardı.
-İzlemek yerine yardım mı etseniz acaba?
Cole zıplayıp tepede bulunan dinozor iskeletinin iplerini kesti ve canavarın kafasına düştü.
-Tam isabet,aferin Cole.
-Bitti mi yani?
Bir anda iskelet parçalarının içinden canavarın eli çıktı.
-Sizce Lloyd'un planı hazır mıdır?
-Umarım öyledir.
Hepimiz koşup,yollarımızı ayırdık.Nasıl oluyorsa Misako ile yanyanaydık ve arkamızda Taş Savaşçısı vardı.Yine kocaman bir oda vardı ve her yerinde de dev vazolar,acaba müze yerine vazo yeri mi burası?Müzelerden birinin arkasına saklandık.Canavar tek tek hepsini kırdı ve bizi fark edince koşmaya başladık.
-Leya,anne buradayım.
-Lloyd.
Lloyd'un yanına gittik.
-Misako sen bizim arkamızda kal.
Lloyd ile onu arkamıza aldık.
-Hey ezik.Kağıt,taşı yener.
Canavar üstümüze doğru koşmaya başlayınca arkama baktım.Biz az önce burada değil mıydık?Hatta bir çukur vardı, demek ki Lloyd onu bir kağıtla kapatmıştı.Tam bize saldıracakken Lloyd,annesini alıp,kenara kaçtı.Bende diğer tarafa zıpladım.Ağırlığı yüzünden kağıt yırtıldı ve canavar dipsiz kuyuya düştü.
-Tabi ya,dipsiz kuyu.
Ben Lloyd ve Misako'nun yanlarına geçtim,Ninjalar yanımıza geldi.Misako teşekkür edip, Lloyd'a sarıldı.Ben onlara bakıp,kafamı Cole çevirdim.Tam Cole'un yanına gidecekken Lloyd kolumu tuttu ve yanına çekti.Misako ikimize de sarıldı ve ayrıldı.
-Sizinle gurur duyuyorum.Dengenin bizi yeniden bir araya getirdiği hissediyorum.
Usta Wu araya girdi.
-Bizimle kal,iyi savaşı kazanmamız da bize yardımcı ol.
-Çocuklarım kabul ederse benim için bir sıkıntı yok.
-Kalabalık iyidir.
Misako ve Lloyd bana baktı.
-Bana fark etmez ama lütfen benim odamda kalmasın.
Misako ve Lloyd gizlice ellerini birbirine çarptı ama ben görmüştüm.Hangi ara anlaşmaya başladı bunlar.Müzede ki görevliye neden vazoların kırıldığını açıkladık ve bizden para almadı.Sonra da oradan ayrılıp,Bounty'e geldik.Nya, Misako ile tanıştı ve iyi anlaştılar.Akşam odaya geldiğimde Misako'nun eşyalarını gördüm ve buraya yerleştiğini anladım ama yine de ses etmeyeceğim.İstediği kadar kalsın, sonuçta ne önemi var ki? Mutfağa geçip,yemek yapmak için malzemelere baktım ve ne yapacağıma karar verdim.Evde çok fazla ıspanak vardı,bende onlarla yemek yapacaktım.Yarım saat sonra ıspanağın kapağını kapatıp,kısık ateşte pişirmeye başladım.Emin olduğum bir şey var ki hiçbiri sadece ıspanak ile doymayacaktır ama yanına ne yapacağım fikri asla gelmiyordu.Mutfağa Misako girdi
-Ne yapıyorsun Rose?
-Yemek yapıyorum ama bir şeyde takıldım ve ne yapacağımı da bilmiyorum.
-Ne yemeği yaptın?
-Ispanak ama sadece bununla doymayacaklardır
-Evet,yanına bence.
Bir süre düşündükten sonra aklına ne yapacağı geldi.
-Bulgur pilavı yapabilirsin.
Harika, özellikle yapamayacağım bir yemek.
-Bana yardım eder misin? Çünkü ben bu pirinci pişirirken sürekli yanıyor ama işin varsa yapma yani seni de yormayayım şimdi.
-Hayır, sorun değil.Ben de oturuyordum öyle.Bana pirinci verir misin?
-Tabi,bir saniye.
Dolapları karıştırdıktan sonra pirinci buldum ve verdim.O yemeği yaparken bende ıspanak ile ilgileniyordum.Uzun zaman sonra farklı hissediyordum, annemle beraber yemek yapıyorduk ve beraber vakit geçiriyorduk ve bu gerçekten çok güzel hissettiriyordu.
Ertesi gün dojoya gelip,yine çalışmalara devam ettik.Bu sefer sıra bendeydi ve gözüm kapalı dövüşecektim.Gözüme bir örtü bağlayıp,tam ortalarına geçtim.
-Gözlerine güvenme,kulaklarını kullan.
İp sesleri geldi.
-Çocuklar,daha sonra burada bir dersin olacak o yüzden burayı temiz tutarsanız...
Kılıcın hareketinin sesini duyunca havaya zıpladım ve ayağımla silahlardan birine vurdum.Çapanın hareketinin sesini duyunca hemen Cole'un elindeki çapayı tutup,yere batırdım ve onu tutup etrafında dönmeye başladım.Dönerken dördüne de ayağımla vuruyordum.Çapayı bıraktım ve yere oturdum.Arkamdan birinin koşarak geldiğini hissedince kenara kaydım ve gelen kılıçtan da kaçmış oldum.Birinin karnına vurunca, Dareth'in ödüllerinin olduğu yere doğru gitti ve Jay'in sesini duydum.
-Üzgünüm Jay.
Dördü tekrar saldırınca aynı hareketlerin benzerlerini yaptım.Sonra da biraz dinlendim ve onlar kalan zaman da Lloyd ile çalıştı.
-Çok iyiydiniz çocuklar.
-O haklı bu gerç...
Yer bir anda sallandı ve Jay'in sözü kesildi.Televizyonu açıp,ne olduğuna baktık.Amcam ve Misako da yanımıza gelmişti.
-Ben NGTV Muhabiri Gayle Gossip ve şu anda bir deprem ile karşı karşıyayız.Fakat bu deprem daha önce olanlara benzemiyor.Bilim insanları bu konuda henüz açıklama yapmadı ve bunun sebebi henüz belirlenemedi.Daha da kötüsü artçı sarsıntılar gittikçe şiddetleniyor.
Yer tekrardan sallanmaya devam etti.
-Sizce bu ne olabilir?
-Bu işin altından Garmadon çıkarsa şaşırmam,onu uzun zamandır görmemiştik.
Misako ve amcam araya girdi.
-Bunu asla yapmaz.Garmadon kötü biridir ama çocuklarını tehlikeye atacak hiçbir şey kesinlikle yapmaz.
-Misako haklı,sadece eğitiminize engel olmak istiyordu.Bu konu tamamen farklı.
-Peki bu nedir o zaman?
Zane, ıslık çalarak kargasını yanına çağırdı.Karga gelip onun koluna kondu.
-Gözlerim ol ve tepelerden tehlikeleri gözetle dostum.
Daha sonra kargayı gönderdi.İkisinin arasında olan bağ bizi kurtaracak gibi görünüyor.Sonuçta ikisi de robot, değil mi?
-Hadi gelin, vatandaşlara yardım etmemiz gerekiyor.
-Ninjalar hepiniz gidip çukurdan aşağı düşenleri kurtarın.Ben de diğerleriyle ilgileneceğim.
Onlar gidip bir teyzeyi kurtarırken ben çukurun içinde birden fazla insan gördüm ve hemen yanlarına gittim.Çukurun içinde ki taşlar düşeceği için hemen çukurun içine atladım ve hızlıca bir kalkan oluşturdum.Taşlar kalkanın yanından düşünce onları telekinezi ile yukarı çıkardım ama ben sadece başka insanları havaya kaldırmayı öğrenmiştim.Daha bu gücü kendi üzerimde denememiştim ki.Kulaklıktan diğerlerine seslendim ama cevap veren olmadı.Tabi ya dövüşürken kulaklık takmıyorlardı ve şu anda onları Dojo da unutmuşlardı.Frekansı değiştirip, Bounty'e seslendim.
-Nya sanırım gelip beni kurtarman gerekiyor aşağı iniş yapabilir misin?
-Çok isterdim Rose ama olmuyor iniş alanı bulamadım.Yine de Lloyd'ların arabalarına sesleneyim,onlar yanlarına gelir.
-Tamam.
Birkaç taş yine düşeceği zaman kalkan oluşturup,kafama gelmesini engelledim.Bir süre sonra araba sesi geldi ve yanıma bir halat sarkıtıldı.Kafamı kaldırdığımda Lloyd yanımdaydı.Halat sayesinde yukarı çıktım.
-Teşekkür ederim
-Rica ederim ama bir sonraki çalışmada nasıl yapabileceğini öğrenmelisin.
-Maalesef ki kendimi uçurmayı hiç denemediğim için bu hiç olmadı.O yüzden kusura bakmayın Lloyd bey.
Biz birbirimizle şakalaşırken, hemen arabaya bindik ve ninjaların yanına geldik.
-Hiç uyarı vermeden gelmeye devam ediyorlar.
Amcam ve Misako koşarak geldi.
-Buldum,uyarı.Yazılarda depremlerin bir uyarı olacağı söylenmişti.Daha kötüsü için bir uyarı.
Jay bıkkınlıkla baktı.
-Daha kötüsü mü,daha kötü ne olabilir ki acaba?
-Dün savaştığımız taş savaşçısını nerede bulmuştun, hatırlıyor musun?
-Şehrin altında gömülüydü.
-Ondan daha fazlası yoktur herhalde değil mi?
-Tetikte olun Ninjalar,her şeye hazırlıklı olmalıyız.
Yerden bir anda dün savaştığımız taş canavara benzer canavarlar çıktı.Bunlar biraz daha küçüktü ama yüzlerce vardı.Hepimiz Jay'e baktık.
-Bir kere de şu ağzını açma Jay.
Etrafımızda belirmeye başladılar.
-Saldırı altındayız.
Herkes dövüşürken ben aklıma bir fikir geldiği için ejderhaların yanına gittim.
-Merhaba koca oğlan.Yardımına ihtiyacım var.
Ejderhaya binip,ninjaların yanına doğru uçmaya başladık.Arkalarından gelen taş orduların tam üstüne indi ve yerle bir oldular.
-Evet,harika.
Ejderhayı uçurup,diğer taş ordusunun karşısına geçtim.
-Lloyd,Rose temel deprem elementini çalıştınız mı?
-Bu kadar yetenekliyken çalışmaya ne gerek var?
Lloyd arabadan atlayıp, canavarların önüne geldi ve sertçe yere ayağı ile bastı.Böylece topraklar havaya kalktı ve onları oyalamak için bize zaman kazandırdı.Ben de yapabiliyordum ama Lloyd benden daha hızlı hareket etmişti.Diğerleri arabaya binerken ben ejderhanın üstünde kaldım.Ejderhalar Ninja'ları temsil ediyordu ve onların güçlerine sahipti.Zane'in ejderhası ağzından buz çıkardı ve canavarlar geri gitti.Ejderhadan indim ve kafasını okşadım.
-Yardımın için teşekkürler,şimdi git ve kendini kurtar.
Diğerlerinin bindiği araba daha hareket etmemişti.Hemen koşup ona bindim ve televizyon NGTV binasının önüne geldik.Arabadan inip,hepimiz içine girdik.Ninjago'dan ayrılmamış olanların hepsi oraya gidiyordu.
-Kapıların önünü kapatın.
Cole'un dediğini yapıp, birkaç eşyayı kapının önüne koyduk.
-Şimdi merdivenlerden yukarı çıkın.
-Merdiven mi?
Dareth yukarıya baktı.Çok fazla merdiven vardı.Dareth hemen asansör çağırdı.
-Burası yirmi kat, asansörü kullanmalıyız çocuklar.
-Acil bir durum sırasında asansörü kullanmak akıllıca değil,Dareth.
-Ben şansımı deneyeceğim Zane.
Asansör açılınca içinden bir tane taş canavarı çıktı.Tam Dareth'a yardıma gidecektim ki canavarı asansöre doğru itti ve asansörü yukarı doğru yolladı.
-Tamam,vazgeçtim merdivenleri kullanacağım.
Dareth koşarak yukarı çıktı.Bu sırada hepimize çarpıyordu.
-Onları oyalamak zorundayız.
Arkamızdan içeri giren ve yukarıya doğru çıkan canavarları merdivenlerin arasından aşağı attık.
-Umarım bu yeterince zaman kazandırmıştır.
Çatıya çıktığımız da vatandaşları gemiye binmesi için yardım ettik.
-Araştırmam yok.
Misako koşarak gidecekken önüne geçtim.
-Hayır anne geri dönmek çok tehlikeli olur.
-Geride bırakılmayacak kadar önemli.
-Onu gidip ben getireyim zaten hemen bulurum.
-En aşağılara düşmüş olabilir ve sen onu kaldıramazsın ama yine de sağol canım.
Misako gülümsedi ve alnımdan öptü.Ardından koşarak binanın içine girdi.Hepimiz gemiye girdik.
-Leya,annem nerede?
-Araştırmasının düştüğünü ve onu bulması gerektiğini söyledi.Engellemeye çalıştım ama yine de binaya girdi.
-Herkes burada mı?Gitmemiz gerekiyor çünkü son güç sağlayıcısı buna dayanamaz.
İnsanlar geminin aşağı kısmına indi.Sadece Ninjalar ve amcam vardı.Lloyd gemiden aşağı baktı.
-Annemi beklemeliyiz.
Usta Wu hepimize baktı ve bir anda koşarak gemiden atladı.
-Usta,dikkatli ol.
Usta Wu etraftaki canavarları kendinden uzaklaştırıp,binaya girdi ve Nya'da Bounty'i havalandırmak zorunda kaldı.Bir süre sonra binanın penceresinden bir taş canavar fırladı.Hemen Nya'nın yanına gittim.
-Nya gemiyi indir.
Nya anlamış gibi bana baktı.
-Hadi hemen.
Gemiyi aşağı indirdik ve amcam ile annem geminin üstüne atladı.Lloyd'un yanına gittim.
-Çak bakalım ortak.
Ellerimizi tokuşturduk ve Ninjago'nun içinde bulunan başka şehirlere doğru yol aldık.
(...)
Biraz sade bir bölüm oldu ama yinede oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar.=)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ninjago ve Leya
Science FictionBu hikayede ki tek fark benim eklemiş olduğum bir karakter olması ve bazı konuşmaları ona göre değiştirmem. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın,iyi okumaları =)