8.11.2023
Usta Wu'dan:
Odamda oturmuş eşyalarımı toplarken,yakından ninjaların sesi geliyordu muhtemelen buraya geliyorlardı.İçeri girdiklerinde konuşmalarına devam ediyorlardı ki beni fark etmiş gibi aniden durdular.
-Bizi affedin Usta,size engel olduk.
Katanayı çantaya yerleştirdim
-Son zamanlarda sizden biraz uzak durduysam üzgünüm.Leya kaybolduğundan beri aklım başka yerde.Size nasıl yardımcı olabilirim?
-Usta ya yeterince eğitim aldıysak,ya gerçek potansiyelimize ulaştıysak,ya hazırsak.
-Çok iyi bir kondisyona ulaşmış olabilirsiniz ama içinizde ki potansiyele henüz ulaşmadınız.Her birinizin içinde korkular ve bizi tutan kollar vardır.Sadece bu korkuyu yendiğiniz zaman kalbiniz özgür kalabilir,ancak o zaman gerçek potansiyelinize ulaşabilirsiniz, ancak o zaman yılanların büyük yok ediciyi serbest bırakmalarını savaşarak önleme şansımız olabilir.
-Büyük yok edici hakkında bize söylemediğin bir şeyler var,öyle değil mi Usta.
-Benim kalbimde de kollar ve korkular var Zane.Size hiç anlatmadığım bir hikaye var; uzun zaman önce ben genç bir delikanlıyken Garmadon ve ben kardeşten öteydik.Birbirimizin en iyi arkadaşlarıydık.
-Bir dakika ikinizin kardeş olduğunu biliyordum ama sen ciddi misin?Kötülüğün kralı, yıkım getiren,karmaşanın lideri ve sen arkadaş mıydınız yani?
-Lütfen sözümü kesme Jay, görüyorsunuz ki onun kalbi her zaman kötü değildi.Bir gün ben katana kaybettim.Babamızın kızacağını biliyorduk,kardeşim gidip onu geri almamı söyledi ama ben reddettim.Bugünün işini yarına bırakma dedi ve kendi başına onu bulmaya gitti.Babam onu bulduğunda çok hastaydı.Bir şeyler tükettikçe sonsuza kadar büyüyebilen efsanevi bir yılan tarafından ısırılmıştı.Büyük bir kötülük,kardeşimin kalbine ulaşmak için yol bulmuştu.Yılanın zehri en saf şeyleri kötüye çevirebiliyordu.O yılan sürüngenlerin bugün uyandırmak istediği aynı yılan.O kardeşimi benden uzaklaştıran yılan.
-Demek kardeşini karanlık Lorda çeviren şey büyük yok edici.
-Hepsi benim suçum.
Çantanın ağzını kapatıp,elime aldım.
-Dördünüz de eğitimlerinizi tamamladınız.Şimdi Pythor'un dört diş bıçağına ulaşmasını engellemeye odaklanmalısınız ama içinizdeki o korkuları olan dikkatinizi asla kaybetmemelisiniz.O sizi gerçek ustalıktan uzak tutar,gerçek potansiyelinize de öyle.
-Peki bunu nasıl yapacağız Usta, söyler misiniz?
-Her birinizin kendi keşfetmesi gerekiyor.Şimdi kendim için şahsi bir yolculuğa çıkmak zorundayım.
-Nereye gideceksin?
-Sizin gelemeyeceğiniz bir yere.
-Eğer Leya için gidiyorsanız Ouroboros şehri yüzlerce yılan ile dolu.Bunu yalnız başaramazsınız.
-Yardımcı olabilecek birini bulmaya gidiyorum.Yılanlar birleştiler ve güçlendiler.Her türlü yardıma ihtiyacımız olacak.
Hepsiyle vedalaşıp,gemiden ayrıldım.Onlar arkamdan bakarken ben taşlardan aşağı indim ve bir çay dükkanına ilerledim.Benim için özel olan bir çaycıya.İçeri girdiğimde bir çocuk ve bir kadın duruyordu.
-Ben biraz gezgin çayından almak istiyorum.
-Hiç duymadım.
Paraları uzatınca kadın gidip çayı aldı ve iksiri yapmaya başladı.
-Biliyorsun ki bunu içen asla geri dönemez.
Çayı alıp geri geri gitmeye başladım.
-O zaman seni bir daha rahatsız etmem.
Çayı alıp,kapıyı kapattım.Dağa çıktığımda akşam olmuştu.Bir taşın üzerine oturdum ve ateş yaktım.Ardından çayı kaynatıp ateşin etrafına yuvarlak bir şekilde döktüm.Çay mavi renge döndü ve önümde mavi renkte bir portal açıldı,ilerleyip içine girdim.Portaldan çıktığımda simsiyah her yer çamurla kaplanmış bir yerdeydim.
-Merhaba kardeşim,gelmen neden bu kadar uzun sürdü?
Elimdeki katanaya baktı.
-Çocuklardan katanayı aldın demek, ilginç buraya gelecek kadar cesaretin yoktu ama şimdi buraya gelecek kadar cesursun.
Yeni haline bir göz gezdirdim.Birbirimizi son görüşümüzden sonra o gerçekten çok değişmişti.İskelet şeklinde şapkası ve dört kolu vardı.Kemikleri neredeyse belli oluyordu ve ten rengi siyah renkteydi.
-Neden bu karanlıklar yurduna geldin ki sen?
-Ruhum kadar karanlık bir yere mi?
Alayla güldü.
-Anlamıyor musun,burada evimde hissediyorum. Ninjago'da iken Spinjitsu Silahları'nın dördünü de tutacak kadar güçlü değildim ama burada kara sihir beni daha güçlü yaptı ve bir zamanlar imkansız olan şeyler benim için mümkün artık.
-Buraya sadece Spinjitsu Silahları'na sahip olmaya mı geldin?
-Evet kardeşim ve senin ya da ufak ninjaların beni durdurmasına izin vermeyeceğim.
Dedikten hemen sonra dört koluna da silah aldı ve üstüme doğru koşmaya başladı.Biz savaşmaya devam ederken çamurların oraya düştüm.Tekrar üstüme doğru gelince Spinjitsu yapmaya başladım.Herkesin Spinjitsu'sunun rengi kendisini temsil ederdi.Benimkisi sarı renkteydi.Garmadon'unki mor ama eskiden o da sarıydı.Birden çamurun içinden üç tane çamur canavarı çıkmaya başladı.
-Kardeşim,ben buraya dövüşmek için gelmedim.
-Gününü göreceksin, kardeşim.Çamur canavarları, birleşin.
Canavarlar üstüme gelince kaçmaya çalıştım ama olmadı.
-Buraya ait değilsin yaşlı adam.Beni durdurmak yerine bunu öğrenseydin daha iyi olurdu.
-Seni durdurmaya gelmedim,seni uyarmaya geldim.Sana şunu söylemeye geldim,kızın tehlikede.
Çamur canavarları beni tam yok edecekken kolumdan tutup,beni oradan kurtardı.
-Leya başını nasıl bir belaya soktu.
-Aslında Leya'nın hiç bir suçu yok.Lloyd pandoranın kutusunu açtı ve sanırım ben o kutuyu hiçbir zaman kapatamayacağım.
-Biz asla kapatamayacağız demek istedin sanırım,kalk hadi.Kalanını sonra anlatırsın ama önce eve dönmeliyiz.Beni nasıl buldun?
Elini bana uzattı ve tutunup ayağa kalktım.
-Gezginlerin çayıyla ama hepsini kullandım ve geriye dönüş için kalmadı.
-Ninjago'ya ulaşmanın tek bir yolu var,ancak oraya ulaşmak için Delilik Dağı'nı geçmeliyiz.Bu çok uzun ve tehlikeli bir yol.
-Benim bildiğim başka bir yol yok.
-Gitmemiz gerek hava birazdan gerçekten kararacak.
Biz Delilik Dağı'na ilerlerken kendi aramızda konuşmaya devam ettik.
-Peki ya Lloyd ne yaptı?
-Korkarım ki tam da en kötüsünden.Yılan mezarlarını tekrar açtı, onlar da birleştiler. Pythor, şu an büyük yok ediciyi serbest bırakmak için dört gümüş diş bıçağını bulmaya çalışıyor.
-Beni kötü halime dönüştüren yılan mı?
-Evet.
-Lloyd neden mezarları açtı ki?
-Senin gibi olmak için?
-Olmasını hiç istemedim.İkisine de baktığın için sağol.
-Beni düşmanın olarak görebilirsin ama ilk başta ben senin kardeşindim.
Bir dağın önüne geldik.
-Ninjago'ya ulaşmanın tek yolu burası mı?
-Daha kötüsü gelmedi.
İkimizde dağdan yukarı çıkarken az daha aşağı düşecektim ki Garmadon beni tuttu ve yukarı çekti.
-Ay doğmadan zirveye ulaşırız zannetmiştim.Cragling'ler gece yarısı atıştırmasına bayılır.
-Cragling'ler mi?Burası da nedir böyle?Ninjago da hiç böyle birşey yok.
-Bu kadar sürüyü hiç bir arada görmemişsindir.Heryeri de keşfetmek gerekmez."Bazen ışığı görmek için tamamen karanlıkta dövüşmek gerekir."
Bunu söyledikten hemen sonra yer sallanmaya başladı ve taşlar birleşti.Canavalar bize saldırmaya başlayınca bizde onlarla dövüştük.Cragling'lerden biri beni tutup,tam yiyecek iken, Garmadon Cragling'in üstüne atladı.
-Dikkat et kardeşim.
-Teşekkür ederim.
Ayağa kalkıp koşmaya başladık ama Cragling'ler etrafımızı sarmıştı.
-Tıpkı eski günlerdeki gibi,kardeşim.
-Aynen öyle,eski günlerdeki gibi.
Ninja-go! İkimizde Spinjitsu yapıp, Cragling'lere saldırdık.Cragling'lerden kurtulduktan sonra birbirimize bakıp yumruk selamı verdik.
-Ninjago'ya giden girdap şu uçurumun ardında.Lütfen,önce sen git.
-İki farklı dünyada yaşamamıza rağmen kalbinde ki iyiliği hala görüyorum kardeşim.
Ben ilerleyip kayalıkların arkasına baktığımda bir portal vardı.
-Dünyalarımız arasında ki savaş kaçınılmaz, bana çok fazla güvendin,kardeşim
Bir anda aşağı düşecekken başka bir taşa tutundum.
-Ama ben buraya kızın için yardım istemeye geldim ve beni buraya yok etmek için mi getirdin?
-Diğer tarafta görüşürüz.
Tutunmuş olduğum taşa basınca aşağı doğru düşmeye başladım.Arkamdan da Garmadon geliyordu.İkimizde portaldan aşağı indiğimizde Ninjago'daydık.
-Geri döndüm Ninjago.
-Ben çok yanlış anlamışım,hadi gel seni ninjaların yanına götüreyim.
Dağa çıktıktan sonra gemiye girdim Garmadon da yanımda duruyordu.
-Merhaba,ben geldim.
-Usta
Zane,Jay,Cole ve Lloyd'un dördü de aynı anda bana doğru koşmaya başladı.
-Yeniden eve gelmek güzel.
-Dönmenize çok mutlu olduk.
-Bize bir şey getirdiniz mi?
-Hoşgeldin,amca.
-Usta,çok fazla şey kaçırdın.Zane bir robotmuş,Nya gizemli bir Samuraymış,Cole da dansçı.
Takıldığım tek bir şey vardı,ne demek Zane bir robottu.
-Zane bir robot mu?
-Bir süredir yoktun,sana hepsini anlatacağız ama şunu bilmelisin ki Kai hariç hepimiz potansiyelimizi keşfettik.
Benim yardımım olmadan potansiyellerini keşfetmişler.
-Şimdiden mi?Peki ya Kai nerede?
-O da şimdi geliyor.
-Buradayım.
Kai koşarak geldi.
-Döndüğüne çok sevindim Usta.
Tam bu sırada Garmadon yanımıza geldi.
-Usta,arkana bak.
Kai bir anda Garmadon'a saldırdı.
-Dört kolu var.
-Lloyd arkamıza geç.
-O benim babam mı?
Lloyd,Garmadon'un yanına gitmeye çalıştı ama Cole izin vermedi.Hemen araya girdim.
-Yeter,durun artık.Onu bize yardım etmesi için ben getirdim.Kai,sende hemen onun üstünden kalk.
Ben bağırdım
-Evet,Usta.Garmadon yerden kalktı.
-Bunun silahlarla bir ilgisi yok,kızımla ilgili.
-Bu noktadan sonra bana uyacaksınız ve kardeşime saygı göstereceksiniz.
-Evet,Usta haklısın.
-Şimdi herkes dinlensin.Yarın sabah kalkıp,köprüye gelin.Dikkatimizi daha önemli sorunlara yönlendirmeliyiz.
Ertesi gün hepimiz köprüye geldik.Lloyd ve Garmadon kendi aralarında bir süre vakit geçirmişlerdi ve birbirlerine alışmışlardı.
-Dört diş bıçağıyla ilgili ne durumdayız?
-Pythor ilk iki tanesini aldı ama iki tane daha var.
-Ve büyük yok ediciyi serbest bırakmasını engellemek için bize bir tane yetiyor.
-Nerede olduklarını bulabildiniz mi?
-Hayır ama şahin şüpheli bir durumda bize haber verebilmek için programlandı.
-Güzel,diş bıçağını bulursak eğer Leya'yı da buluruz.Kai ve Nya siz güverteyi hazırlayıp,çapayı kontrol edin.İlk ipucunu yakaladığımız da hazır olmalıyız.
-Peki usta,hadi gel Nya.
Kai giderken Garmadon'a doğru ellerini gözüne koyup ona doğru gösterdi.
-Gözüm üzerinde.
Tam çıkacakken de Garmadon'a baktığı için kafasını vurdu ve gitti.
-Jay,şahinin programlandığını mı söylemiştin?
-Tamam Usta,nereden başlasam bilemedim.Her şey Zane'in şahini bulması ile başladı.
Ben yokken neler olduğunu anlattılar ve Jay şimdi kısa bir özet geçecekti.
-Yani Usta, Zane'in babasına ne oldu bilmiyoruz ama onun her parçasını o yaratmış.Hem de bizi kurtarırken gerçek potansiyelini buldu.Nya da Samuray olarak bizi kurtarmaya gelmeyince onun Samuray olduğunu anladım ve onu kurtarmak için kendi potansiyelini buldum ve Cole da bir dans yarışmasında babasının kafasına düşen eşyaları kurtarırken potansiyelini buldu.
-Ben yokken çok şey yaşamışsınız gibi görünüyor.
-Kesinlikle öyle.
Bir kaç gün boyunca Garmadon bizimle kaldı ve Ninjalar da ona alışmaya başladı.Bugün bir kaç gündür aklımda olan şeyi yapmayan karar verip,güvertede olan Nya'yı yanıma çağırdım ve odama geldik.
-Usta,beni neden çağırmıştın?
Yerde Mor Ninjanın kıyafeti ve etrafında altın silahlar duruyordu.
-Beklenen Mor Ninja'nın bir kız olacağını biliyordum.Dört silah da beklenen Ninja'nın önüne geldiğinde,silahlar tepki verecek ve Mor Ninja'nın kimliğini ortaya çıkartacak.Buna Yeşil Ninja da dahil.
-Ama Usta...
-Silahlara yaklaş.
Nya silahlara yaklaştığı zaman silahlar tepki vermemişlerdi.
-Üzgünüm Nya ben senin olduğunu sanmıştım.
-Sorun değil Usta.Ben de olmasını istemiyordum zaten.
Odanın dışından gürültü sesleri gelmeye başladı.Nya kapıyı açtığında Kai ve Garmadon birbirini ittirerek kavga ediyorlardı.
-Beyler,siz ne yapıyorsunuz?
-Bu soruyu bay Meraklı'ya sorman gerek.
-Kai,sen beni mi gözetliyordun.
-Ne,hayır!Ben... etrafı gözetliyordum.Bu arada Mor ninja sen misin?
-Ne?Tabi ki hayır.
-Sen de değilsen,kim o zaman?
-Bu daha belli değil.
-Peki ya kim yeşil ninja?
-Belki de bunu hiç bilemeyeceğiz?
Jay bir anda kapıyı açtı ve bize baktı.
-Kai,şu anda köprüde olman gerekiyordu.Zane'in şahini onları bulmuş.
Hepimiz güverteye çıktık.Leya'yı bir kafese koymuş ilerliyorlardı.
-Görünüşe göre Ateş Tapınağı'ndalar.
-Yani diş bıçağı da orada.
-Ve Leya da.
-Burası Lord Garmadon ile Kai'ın ilk karşılaştıkları Ateş Tapınağı'yla aynı.
Kai, Garmadon'a baktı.
-Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa son dövüşümüzde birimiz hile yapmıştı.
-Ve bende birilerinin ustalarına ihtiyaç duyduklarını hatırlıyorum.
Nya araya girdi.
-Çocuklar,diş bıçağı ve Leya'nın hatırına artık bunları geride bırakabilir miyiz lütfen?
-Buraya son gittiğimizden beri, volkan faaliyete geçmiş gibi görünüyor.Her an patlamaya hazır bir bomba gibi bekliyor. Gerçekten çok sıkıntılı bir görev olacak.
Garmadon'un yanına gittim.
-Bana altın silahları getirir misin kardeşim?
-Getiririm tabiki.
Jay de bu sırada isyan ediyordu.
-Harika,en sevdiğim şey.Her an patlamaya hazır bir bölgede silahlı ve zehirli yılanlarla çatışmaya gidiyoruz.
-Ne gerekiyorsa yapacağız.
-Ustamız haklı.Peki silahlarımız nerede?
Kai etrafına baktı.
-Ve Lord Garmadon neden burada değil?
-Kai bekle
Kai koşarak altın silahların bulunduğu odaya gitti.
Hepimiz aşağı odaya ilerledik.
-Kai, orada mısın?
Kai bizim geldiğimizi görünce kapıyı kilitledi.
-Ne yapıyorsun?
-Gerçek potansiyelimi keşfediyorum.
İçeri baktığımda ikisi de dövüşüyorlardı.Tıpkı Garmadon ilk başta Nya'yı kaçırdığında dövüştükleri gibi.Jay kapıyı zorladı.
-Kapı açılmıyor.
-Kai,Lord Garmadon'a karşı gelirse gerçek potansiyelinin açığa çıkıcağını sanıyor.
-Babamı yendiği zaman mı?
-Niye böyle düşünüyor ki?
Nya kapıyı zorlarken konuşmaya devam etti.
-Çünkü Yeşil Ninja olduğunu düşünüyor.
-Eğer bu kapıyı açamazsak birazdan kuş başı eti haline gelicek.Geri çekilin,toprak!
Cole kapıyı kırınca Kai'ın, Garmadon'u yakaladığını gördüm ama keşke görmez olsaydım.
-Onu yendim,başardım!Gözlerim parlıyor mu?Güçlerimi açtım mı?Bu benim gerçek potansiyelim mi?
Kai olmadığını anlayınca daha çok sinirlendi.
-Neden işe yaramıyor ki?
-Çünkü bilerek yenilen bir insanı yenmeyi başarmış olmazsın.
-Nasıl yani?
-Sana zarar vermeyecektim evlat.Yalnızca silahlarınızı alıyordum.
-Ama onları çalmaya çalışıyordun.
-Onları getirmesini ben istedim.Belki de gerçek potansiyeline ulaşmaman en doğrusudur.Yoksa birilerinin canı yanabilir.
-Sakin ol,kahraman.
Ben,Garmadon'u kaldırırken Nya yanımıza geldi.
-Ah zavallı şey,dur sana yardım edeyim.
-Evet, zavallı şey.
Gemi bir anda yerleşti,gelmeden önce otomatik pilot haline almıştık.
-Sanırım varış noktasına ulaştık, Ateş Tapınağı.
Leya'dan:
Günlerdir aç ve susuz bir şekilde duruyordum ve sürekli uyuya kalıyordum.Her uyandığımdaysa farklı bir yerde oluyordum.Bu sefer eğer yanlış duymadıysam Ateş Tapınağı'ndaydık.Yılanların hepsi diş bıçağını arıyorlardı ve bu dağ biraz farklıydı.Sanki her an patlayacak gibiydi.Pythor diş bıçağını bulunca çok mutlu olmuş gibiydi ama bir anda arkasını dönüp,Ninjalar burada saldırın diye bağırdı.Ninjalar mı?Beni kurtarmaya asla gelmeyenler mi?Anlaşılan birilerinin aklına yeni geliyorum.Bir saniye aralarında bulunan kişi babam değil mi?
Burada ne işi var,o Lloyd ve beni bırakıp gitmemişmiydi,hem de üç yıl önce?
-Yaprak gibi parlayın,yarın olmayacakmış gibi dövüşün.
Hepsi savaşırken, Pythor ve diğer yılanlar kaçmaya başladı.Bu sırada yine beni götürüyorlardı.
-Kızım olmadan asla buradan çıkmam.
Babam bir anda karşıya zıplayıp,diğer yılanlarla savaşmaya başladı.
Pythor,babamın geldiğini görünce bana baktı.
-Bırakın kızı.
Volkanın üstünde bulunan taşa düşmüştüm ve taş eridiği için kafes kaymaya başlamıştı.
-Leya!
Babam tam zamanında beni yukarı çekince volkanın içine düşmemiştim,beni kendine çekip,sarıldı.
Bu sırada Kai arkamızdan koşarak geçip,ilerliyordu.
-Diş bıçağı benim.
-Geri dön bu çok tehlikeli, burası birazdan patlayacak.
-O zaman acele edeyim.
Kai kendi bıçağını fırlatınca Pythor'un elinde bulunan bıçak ile Kai'ın bıçağı duvara sıkıştı.Biz hepimiz çıkışa doğru ilerleyip, kapının önünde durduk.Kai hala bıçağı almak için uğraşıyordu.
-Bırak artık Kai,bu tehlikeye girmeye değmez.
-O olmadan gitmem.
Amcamlara döndüm.
-Peki ya Kai ne olacak?
Tam bu sırada altında bulunduğum taş sallandı ve aşağı düşmeye başladı.
-Baba!
-Leya,hayır!
Taş volkanın tam üstünde durdu.
-Olamaz,batıyorum.
Kai bir andan tepeden bağırıyordu ve diş bıçağını çekiyordu.
-Çıkmıyor,neden çıkmıyor?
Volkan birazdan patlayacağı için beni bırakıp gittiler.Kai kendi altın silahını aldı ama diş bıçağı volkanın kenarına düşmüştü.Kai inip,diş bıçağına uzanmaya çalıştı ama olmuyordu.Diş bıçağını havaya kaldırdım,Kai anlamamış gibi bakmaya başladı.Her ne kadar kaldırsam da yorgunluktan geri düşmüştü.
-Hadi ama gücüm neden açılmıyor ki?
Kai'ın beni kurtaracağını düşünerek ona seslendim.Sonuçta bir volkanın içindeyiz ve o bir ateş ustası.
-Kai,bana yardım et!
Kai önce bana sonra diş bıçağına baktı.Geri gidip,yanıma atladı.
-Hadi gel Leya,gidelim buradan
-Ama diş bıçağı?
-Unut gitsin, burası birazdan patlayacak.
Tam kafamıza taş düşecekken onu telekinezi ile tutmaya çalıştım ve bizden uzak bir yere ilerlettim.
-Leya sen bunu nasıl yapıyorsun?
-Babamdan gelen güçlerim var ama Lloyd da yok, muhtemelen genlerimiz farklı olmalı.Bunu kimseye söyleme olur mu?
-Sen bunu başarabiliyorsan, bende başarabilirim.
Kai bir anda parlamaya başladı.
-Sana ne oluyor?
-Gerçek potansiyelimi keşfediyorum.
Kai etrafımızı ateşten bir top haline getirdi ve bizi buradan çıkartıp gemiye götürdü.Biz çıktıktan hemen sonra da tapınak patladı.Kai ve ben güverteye indiğimiz anda yere yığıldık.İkimiz de çok yorgunduk.Lloyd koşarak yanıma geldi ve bana sarıldı.
-Beni çok korkuttun,Leya.
-Sende öyle.
Hepimiz köprüye gittik.
-Sağol Kai,kızımı kurtardın.
-Peki ama nasıl hayatta kaldın?Güçlerini açığa çıkartan gerçeği nasıl keşfettin?
-Bir tercih yapmam gerekiyordu,Yeşil Ninja olabilmek için iyi olduğumu kanıtlamaya o kadar çok çalışmıştım ki gerçeği görmemiştim ama sonra anladım,en iyi Ninja olmak için yaptığımız bütün o eğitimler.Yeşil Ninja olmak için değilmiş,onu ve Mor Ninja'yı korumak içindi.
-Nasıl yani?
Hepsi Lloyd ve bana bakmaya başladı.
-Ne,neden herkes bana bakıyor ki?
-Bunun anlamı...
-Demek ki onlardı.
Ninjalar benim ve Lloyd'un yanına altın silahları bıraktılar ve silahlar havada durup, etrafımızda yeşil ve mor ışık yaymaya başladı.
-Mor ve Yeşil Ninja sizsiniz demek.Ben sizlerden biri sanmıştım oysa başından beri onlarmış.Her şey çok anlamlı.Dördünüz yalnızca altın silahları korumak için seçilmediniz,Yeşil ve Mor Ninja'yı korumak için de seçildiniz.
-O zaman bu...
-Savaş çizgileri çoktan çizilmişti kardeşim.Ne yazık ki ailemiz daha da bölünecek. Kardeş,kardeşe karşı ve şimdi de baba evlatlarına karşı.
Jay bir anda gülmeye başladı.
-Her şey çok dramatik falan da asıl diş bıçağına ne oldu peki?
-Muhtemelen Pythor onu bulmuştur Jay ama merak etme bir sonraki diş bıçağını biz bulacağız.
(...)
Bölüm geç geldiği için üzgünüm bundan sonra her 40 okunma olduğunda yeni bölüm atacağım.Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın,iyi okumalar =)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ninjago ve Leya
Ciencia FicciónBu hikayede ki tek fark benim eklemiş olduğum bir karakter olması ve bazı konuşmaları ona göre değiştirmem. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın,iyi okumaları =)