arkadaslar bu hikayenin onceden yazdigim bolumlerı arasinda elımde kalan daha dogrusu hesabim kapatildiktan sonrasinda ulasabildigim son bolum sooo bundan sonrasi allaha emanet... ki yedinci bolum benım bu ficin en sevdigim bolumuydu fkat mlsf ki onu kaydetmemisim gercek bi salak oldugum ıcın
bakalim, iyi okumalar
---
taeyong alelacele koşarken bir taraftan da gözleriyle sığınacak bir yer arıyordu. bir binanın önüne geçip de daha fazla ıslanamayacağı bir köşeye sinmesi gerçekten uzun sürmüştü. artık daha ne kadar ıslanabilirdi orası da meçhul gerçi. öyle ya birden bindirmiş yağmur çocuğun her bir yanını sırılsıklam etmişti.
mayıs ayındaydık tanrı aşkına nerden çıktı bu yağmur? gerçekten kötü bir gün olmalıydı. evden çıkarken kendisinden çok emindi oysaki. aslında bu kadar erken dönmek zorunda da kalmayacaktı, tabii ten evde olsaydı. sıska sayılabilecek çocuk arkadaşını ziyaret amacıyla evden çıkmış, hiç değilse yürüyüş yaparım diye de araba istememişti. üstüne giydiği ince kumaşlarsa kendisine hiç yardımcı olmuyordu.
belki diner birazdan denile denile upuzun bir hal alan bekleyişe şahit etti kendisinden başka kimsenin olmadığı sokak. önünde oturduğu evin kapısını çaldı aslında ama şansına evde kimse yoktu ya da açan olmamıştı. ilki daha mantıklı geliyordu kulağına çünkü kim sırılsıklam ıslanmış birisini belli ki bir yere gidemez haldeyken evine almazdı ki?
genç çocuk günden umudunu kesmiş mutsuz bir halde içinden dualar ederek oturduğu yerden kalktı ve yağan yağmura rağmen sığındığı minik yerden çıkıp evine yürümeye başladı tekrar. nasıl olsa dinecek gibi değildi bu yağmur boşuna bir köşede bekleyip daha fazla üşümek hiç akıllıca değildi. hava zaten çok soğuk da değildi ama ıslak birisi için sıcak da sayılmazdı. arada bir esen tatlı rüzgar bile çok sert geliyordu.
***
jaehyun bu yağmurda sırılsıklam haliyle birkaç metre önünde yürüyene bakakaldı. bu havada öylece dışarı mı çıkmıştı yani? kim olduğunu bilmiyordu ama içinde bulunduğu duruma anlam verememişti. belki yağmura yakalanmıştı ama bir yere oturup saklanabilirdi yine de. ne diye kendine eziyet ediyordu?
jaehyunun hızlı adımları önünde yavaş yavaş yürümeye çalışan bedenle arasındaki farkı kapatmasını sağlamıştı. jaehyun önündekinin gerçekten tamamen ıslak olduğunu hatta üstündeki beyaz gömleğin sırtına nasıl yapıştığını fark ettiğinde ise daha da hızlanmıştı ki hiç değilse şemsiyesini paylaşabilirdi.
yaklaştıkça önündekini taeyonga benzetmeye başladı, taeyonga benzetmeye başladıkça da daha hızlı yaklaştı. yanına vardığında ise gerçekten taeyong olduğunu görmüş ve benzetmesine rağmen şaşırdı.
şemsiye sayesinde üstüne gelmeyen yağmur damlaları taeyongu şaşırtmış, yağmur durdu mu umuduyla gökyüzüne bakmaya çalışmasına sebep olmuştu, o ana dek de ne şemsiyeyi ne de jaehyunu fark etmişti.
jaehyun şaşkınlığını bir kenara bırakıp selam verdiğinde taeyong da karşılık vermişti, her zamanki gibi.
"teşekkür ederim." dedi kısa olan gülümseyerek. bir yandan da ne kadar üşüdüğünü unutmuş karşısındakinin gamzelerini görmek için can atıyordu. bunun özel bir sebebi yoktu sadece çocuğun gamzelerini ilk gördüğünden beri çok sevmişti, düşününce ilk defa gamzeleri olan biriyle tanışıyordu. bu durum nedensiz bir biçimde kendisini mutlu ediyordu ve kendisinden, her ne kadar öyle durmasa da, küçük çocuk buna izin vermişti. gülümseyip rica ettikten sonra "bu havada ve hatta bu kılıkta nereye gidiyordun?" diye sordu jaehyun. taeyong hala üşüdüğü için kendisine sarılmış halde yürüyordu uzun çocuğun yanında ve sorusuna en başta göz devirdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/357332789-288-k802612.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blanco ventana / jaeyong
Fanfictionjaehyun ve ailesi zengin değildir, zengin bir mahallede de oturmuyorlardır fakat fakir de değillerdir. yanlarındaki ev ise dönemin lükse kaçan evlerinden iki katlı büyük ve gösterişli bir binadır. bu ev eski sahipleri tarafından satılır fakat jaehyu...