1.1

2.6K 430 206
                                    

cok hızlı geciyorsunuz sınırları,olmuyor boyle gunun ikinci yeni bölümü resmen

sınır : 90+oy 150+yorum

bu arada ben söylemeyi unutmuşum galiba jisung ve minho sadece flörttü, sevgili değildiler

&

"ay yemin ederim bir şeyler oluyor bana,bayılıp kalacağım." felix arabasından çıkan chan ve seungmin'i görünce kendini kumlara atarak konuşmuştu.henüz sadece minho ve felix gelmişti,karşı gruptan biriyle ilk defa görüşeceklerdi.

"rahat dur felix,anlayacak şimdi." karşılığında "duramıyorum minho!!" diye çığlık alınca bacağına geçirmişti minho.ardından kendilerine yaklaşan chan ve seungmini görünce ayağa kalkmıştı.

"hyung" diye chan'ın boynuna sarılmıştı.herkesi her anlamda çok özlemişti.ardından onunla sarılmaları bitince seungmin ile çok eski yıllardan beri olan tokalaşmalarını yapmışlardı."unutmamışsın" diyerek sarıldı seungmin ona."unutur muyum sence?" ikili gülümseyerek chan ve felix'e bakmıştı.

felix ile el sıkışan chan'ı görünce gülmeden duramadı seungmin,chan'ın arkasına gidip hafifçe ittikten sonra chan direnmeden felix'in beline sarmıştı kollarını.

dışarıdan görünen arkadaşça bir sarılma olsada değildi,çok şey barındırıyordu."heyyo,biz geldik." hyunjin,jeongin ve changbin geliyordu buraya doğru.jeongin ve changbini beraber görmek onları şaşırtmamıştı,ancak hyunjin'in orada olmasını tuhaf bulmuşlardı diğerleri.yine de umursamadan sarıldılar birbirlerine.

aradan on dakika geçmişken,hepsi kumsala oturmuşlardı,tam olarak samimi bir ortam bulunmasa da sohbet dönüyordu ortamda.ancak ortada bir kişinin yokluğu barizdi."jisung nerde kaldı ya?" dedi minho rahatsızca kıpırdanarak.

"içkileri alacaktı o,birde motorla gelecekti.gelir birazdan." hyunjin onu yanıtlarken baş salladı minho."vay" dedi changbin."ilk defa sekizimiz beraber içiyoruz yani?" seungmin kıkırdadı."aynen öyle"

minho oturduğu kütükte etrafı izlemeye başladı.hava yavaştan kararıyordu,etrafta insanlar fazla yoktu,birazdan ateş yakacak ve jisung gelince de içkiyle taçlandıracaklardı ortamı.

biraz daha incelerken kendilerine yaklaşan gölgeyi fark etti,jisung gelmişti.elinde taşıdığı iki poşeti kumlara bırakarak sırasıyla sarıldı herkese.en son minho'ya geldiğinde,duraksadı ikiside.

ardından jisung kollarını minho'nun beline yerleştirip,sesli bir iç çekerek sarılmıştı.kısa sürede minho'nun ellerini boynunda hissetmişti jisung.ikili daha önce de görüşsede,en çok burada birbirlerini hissetmişlerdi.

minho daha çok sarılmak istese de,zorunlu olarak ayrılmak zorunda kalmıştı jisung'dan.

jisung poşetleri geri eline alıp seungmin'in oturduğu kütüğün yanına oturmuştu.ortamda klasik iş muhabbeti geçerken o ara sıra katılıyor,poşetten bir şeyler arıyordu.o sırada minho pür dikkat onu izliyordu.

jisung aradığı şeyi bulunca gülümsedi.çakmağı alıp bir kaç dalı tutuşturarak ortaya attı.onlarda diğer dalları tutuştururken,etrafa beraber taşlar dizmiş ve güzel bir görüntü ortaya çıkarmışlardı.

"şimdi" dedi bütün dikkatleri kendisine çekerken."biramız ve kırmızı şarabımız var,kim ne ister?" herkes istediklerini söylerken minho'da şarap istediğini söyledi.bunun üstüne jisung kaşlarını kaldırarak ona baktı.

"daha önce kaç defa ve ne içtin?" minho düşündü biraz."iki kez bira içmiştim sanırsam." jisung güldü."o zaman şimdi de bira içiyorsun." minho anlam veremedi,"neden ki?"

"iki kez bira içmiş birine şarap ağır gelebilir" minho omuz silkti."bir şey olmaz,merak ediyorum." jisung ona birasını uzattı."tamam,sen bira iç benim şarabımdan da bir yudum alırsın." minho pes ederek kendisine uzatılan birayı kabul etti.

jisung'da kendi şarabını eline alıp minho'nun oturduğu kütüğe geçti yavaşça.arkadaşları hafif çakır oldukça sohbet daha da samimileşiyordu,çoktan kahkahalar atılmaya başlamıştı.herkes birbirini çok özlemişti.

bakışlarını yana çevirdiğinde kendisine bakan minho ile göz göze geldi.şarabını onun dudaklarına götürdü,bir yudum almasını istedi."Hm" dedi minho tadını algılamaya çalışırken."beklediğimden kötüymüş aslında." jisung güldü,bunun olacağını bekliyordu çünkü.

kendi içkisi bitince etrafına baktı,herkes uyukluyor gibiydi sarhoşluğun etkisiyle.bir tek kendisi ve minho uyanıktı.oturduğu yerden kalkarak denize yaklaştı biraz daha.dalları tutuşturduğu çakmağı ile bir sigara yaktı,etrafını izleyerek zehrini solumaya başladı.

"içtiğini bilmiyordum." dedi minho jisung'un yanına kurulurken."tam tipik dövmeciyim aslında." güldü kendi kendine,devam etti sonrasında."dövmelerim var,kaslıyım ve sigara içiyorum" minho'da güldü onun bu haline.

sonra başını arkaya çevirip arkadaşlarına baktı."bugün burada sabahlıyoruz heralde" jisung baş salladı."evet" dedi."hatta beklesene,geliyorum hemen." koşar adım motoruna doğru ilerledi jisung,getirdiği büyük çantayı alıp içerisinden bir yorgan çıkardı.

sabah olunca ıslanmasınlar diye arkadaşlarından uzak ama denize de yakın olmayan bir yere örttü yorganı.denizi izlemeye devam ederken yarı uyur gibi olan minhoyu taşıdı yavaşça,yorganın üstünde uzanmasını sağlarken ceketini çıkarıp onun üstüne örttü.kendiside yanına uzanırken son zamanlarda hiç bu kadar huzurlu olmadığını hatırladı,sonrasında uyuyakalmıştı zaten.

kendiside yanına uzanırken son zamanlarda hiç bu kadar huzurlu olmadığını hatırladı,sonrasında uyuyakalmıştı zaten

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

&

slow down ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin