NEYE GÖRE SEN?

508 36 5
                                    







"Senden nefret ediyorum. Beni bırakmayacağını söyledin. Şimdi bu ne peki?"

"Şaka yapmıştım Soo. Senden ayrılmıyorum. Sadece hatamı nasıl telafi edeceğime dair bir yol bulmam lazım. Üzgünüm."

"Gerzek. Beni ağlatmak hoşuna mı gidiyor? Söylesene sen beni seviyor musun?"

"Elbette seviyorum Soo. Ama sanırım?"

"O yönde değil."

"Hı?"

Sehun'a bakarken yaklaşık yarım saatlik ağlama maratonumu yeni bitirmiş dondurmanın elimden kaymasına izin vermiştim. Islak gözlerim biraz görüşümü bulanıklaştırsa da ona sevimlice bakmaya çalışıyordum. O gün. Mezarlıkta annesine ve babasına beni tanıştırırken erkek arkadaşı diye atlamasaydım şuan çıkmıyor olurduk. Bunları yaşamazdık.

"Beni sevmiyorsun. Yani seviyorsun ama öyle değil. Bana aşık değilsin Sehun. Geçiciydi."

"Kyungsoo?"

"Anlıyorum seni. Gerçekten. Çünkü bende öyle değilim."

"Ne?"

"Bende senden hoşlanmıyorum. Başta da söylemiştim zaten."

"Haklısın. Ben bi an kendimi kaptırdım sanırım. Aşık olma ihtiyacı falan duymaya çalışan salağın tekiyim."

"Hayır. İstedin Sehun. Biri seni sevsin gözlerinin içine baksın elinden tutsun sonsuzun olsun istedin. Bir gün ayrılsan da yine de olmak istedin. Herkese her şeye karşı durmak istedin. Bütün olmak istedin. Yarımken tamamlamak istedin. Bunun için kendini suçlama."

"Vay canına. Soo sen birine aşık olmadığından emin misin?"

"Değilim. Olmak da istemiyorum. Aşk seni nasıl mükemmelleştiriyorsa beni de bitiriyor Sehun. Mahvediyor beni."

"Ben üzgünüm."

"Hayır hayır üzgün olma. Aksine sevinmelisin. Boş yere benimle vakit kaybetmeyeceksin. Aradığın aşkı bulmak için çaba sarfetmen gereken anlar geldi sanırım."

"Olmaz. Gitmiyorum ben hiçbir yere. Aşk falan aramıyorum."

"Sehun kafana saksı mı düştü canım? Hemşireler götün yerine kafana mı vurdu? Çiçek koklayayım derken bali mi kokladın? Ne demek aramıyorum?"

"Teorilerine hastayım Soo ama üzgünüm. Seni bırakmayacağım."

"Lan siktir et boş ver. Git ara prenses mi arıyosun prens mi kurbağa mı ne halt arıyorsan ara."

"Beni başından savamazsın. Burdayım. Gitmiyorum."

"Kafayı yiycem şimdi. Laftan anla Sehun."

"Bitti dedim. Hem yarın okuldakilere söylemek istiyorum ben. Jongin bir şeyler sezmiş. Artık bilmeli."

"Sezmese şaşardım zaten. Yani ayrılmıyoruz?"

"Yeap."

"Peki."

İşte şimdi yandım. Valla billa yandım. Lan bendeki de ayrı mallık. Başta bırakma beni Sehuuuuun sonra siktir et. Ne mal insanım ben ya. Bununla buluşmadan önce hap mı aldım ben su diye soju mu içtim acaba?

--

Eve döndüğümde Luhan koltuğa uzanmış televizyona bakıyordu. Daha doğrusu gözlerini açık tutmaya çalışıp dizisini izlemeye çalışıyordu. Ayakkabılarımı kenara koyup montumu da astıktan sonra yanına oturdum.

"Nasıldı? Anlattı mı bişey?"

"Sorun yokmuş. Bize öyle geldi sanırsam. Ayrıca yarın okuldakilere söylemek istediğini söyledi."

"Düğün ne zaman?"

"Ne düğünü Luhan?"

"Yarın okuldakilere söyleyen ertesi gün nikah da kıyar."

"Oha yani. Abartma."

"Yalan mı? Bu çocuk seni seviyor işte. Lanet girsin. Ona da sana da."

"Luhan!!!"

"Tamam sustum. Beni dizimle baş başa bırakır mısın? Lütfen!"

"Tamam iyi geceler."

"Sana da."

Girsin valla Luhan. Lanet kafama girsin bencede. Ne ara biz bu hale geldik hala anlamıyorum. Havaalanındayken her şey çok mükemmel olacak demiştim. Şuansa o sözün yerinde yeller esiyor.

--

"Gitme. Luhan beklesene."

"Neden? Sen beni bekledin mi?"

"Luhan. Ayakkabılarını bağlayan benim bekleyen sen olmalısın."

"Üzgünüm."

"Asıl ben üzgünüm. Bugün işler çığırından çıkacak Luhan. Jongin'den korkuyorum. Sehun'a kızmasından."

"Sehun'a değil de sana kızarsa?"

"Önemli değil bu Luhan. Onların arkadaşlığı çok değerli. Benim yüzümden bozulsun istemem."

"Onu önemsiyorsun."

"Ha?"

"Jongin'e değer veriyorsun. Aha."

"Siktir git Luhan. Kimseye değer vermiyorum ben."

"Veriyorsun."

"Vermiyorum."

"Kabul et Soo. Onu seviyorsun. Onunla olmak istiyorsun. On-"

"Kapa çeneni. Sehun geliyor."

Elimi Luhan'ın ağzından çekip Sehun'a gülümsedim. Akşam huzursuzca uyuduğum için hala uykumu alamamıştım. Başım çatlıyordu. Ama yine de gülümsemeden edemedim. O öyle sevimlice bakarken huysuzluk yapamazdım.

Elini tuttum. Luhan yanımda adeta 1 volkan gibi patlamaya hazırken bende kendi sonumu bekliyordum. Okula gittiğimde bir şeylerin artık eskisi olacağını sanmıyordum.

Bugün kırılma noktasıydı.

---

Yine değişik bir bölüm oldu. Bakalım okulda neler olacak?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ~ :3

Daima SenleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin