Daima Senle

BENİM OL (M)

"Beni çıkaracak mısın artık buradan?" Merakla Jongin'e bakarken deminki ateşli durum aklıma gelince kıkırdadım. Onu istekle öptüğümü anlayınca bana bunun karşılığını vermiş daha önce aptal dediğim aşk sözlerinin ne kadar da gerçek olduğunu hatırlatmıştı. Her ne kadar Luhan'la konuştuğumda gideceğim ben temalı milyon tane cümle kurup şimdi banyomda intihar edecekken kendimi Jongin'in dudaklarında bulmam garipti. İşin en garibi de şu ki o salak hala bana bön bön bakıyordu. Onun herhangi bir girişimde bulunmayacağını anlayınca doğruldum. Su neredeyse taşacak seviyeye gelince hemen tıpayı çektim. Ayağa kalktığımda su kıyafetlerimden yere hızla damlarken kafamı çevirip o şapşala baktım. Dudaklarını ısırmış bana her an seni yiyebilirim der gibi bakıyordu.

"Sevgilim. Gel buraya." Beni daha küvetten çıkmadan kucağına aldı. Bende koala gibi ona yapıştım. Evet şuan ıslaktım ve bu epey üşütüyordu. Bir dakika? Vay canına sayın seyirciler? O bana sevgilim mi dedi?

"Şimdi önce nereye gideceğimizi söylemen lazım bebeğim. Hangi oda senin?"

"Soldaki."

"Kucağımda olmak nasıl bir duygu?"

"Bulutlardayım adeta uçuyorum aşkın beni yıkıp geçiyor dememi bekliyorsan daha çok beklersin. Üşüdüm salak şey ıslak olmaktan nefret ederim."

"Ovv sakin ol bebeğim. Şimdi üşüyorsun ama birazdan yanacaksın."

"Cehenneme kadar kovalarım seni Jongin. Bırak artık beni."

"Bırakmam. Sen benimsin. Daima benim."

Odanın kapısını açıp içeri girdiğimizde -ki bunu şimdi fark etmem hiç iyi olmadı- odam darmadağınıktı. Sehun'la olanlar her gün beynimi meşgul ettiği için yerde çikolata paketleri masamda türlü türlü cipsler içecekler yatağım desen yastığım ayrı köşede yorganım evi terk edecekmiş gibi yerlerde sürünüyor. Olamaz dedim kısık sesle. Rezilliğin daniskası.

"Kız gibi triplere mi girdin sen?"

"Kız deme bana. Valla ıh üşenmem ıhhh kafa atarrrrrım sanaaaa. Jongin çok üşüdümmm. Lütfen. Üstümdekini çıkarayımmm."

"Bu kadar isteklisin yani. "

"Beynin yerine kafandaki samanlarla mı düşünüyorsun sen? Saçmalamayı kes. Daha yeni grip oldum."

"Tamam tamam haklısın. O zaman gel dur şunu çekeyim otur sen." Beni yavaşça yatağa bırakıp yorganımı köşeye attı. Yastıkları düzenleyip etraftakileri de savurduktan sonra ışığı kapatıp yanıma geldi. Dibimdeki gece lambasını yakıp ortama hoş bir hava verirken hala ıslak olduğum için titremem geçmemişti. Ya da korkuyordum bilemiyorum. Daha önce bu kadar ileri gideceğimi tahmin etmemiştim desem doğrudur. Bilinçsizce mi hareket ettim diye kendimi sorguluyordum. Ne ara gittiğini fark etmediğim Jongin elinde mumlarla uğraşıyordu. Bu kadar romantik olduğunu bilmiyordum resmen. Odanın için hoş mum kokusuyla dolarken yanıma geldi. Islak gömleğimin düğmelerini teker teker açarken gözlerime bakıyordu. O kadar içtendi ki. Karşısında erimemek için zor duruyordum resmen. O hala düğmeleri açarken ona minik bir inleme sundum. Bundan memnun olmuştu ki yavaşça kollarımdan sıyırıp attı gömleğimi.

Bana yaklaşıp dudaklarıma kısa bir öpücük kondurdu. Ben dudaklarımı yalarken beni biraz yukarı kaydırdı. Elimi sıkıca tutarak tekrar öptü. Sanırım bunun anlamı sen bana aitsin demekti. Başımı yastığa yasladığımda gülümseyerek boynuma yöneldi. Hareketlerinin yavaş olması bana eziyet gibi gelse de cezbedici güzelliği karşısında buna hayır diyememiştim. Boynuma ısırıklar bırakırken inlememek için kendimi sıktım. Dokunduğu daha doğrusu ısırdığı her nokta beni çileden çıkarıyordu. Daha fazla istiyordum. Öptüğü her nokta gibi onun her noktasında kaybolmak istiyordum.
"Seni istiyorum." Kulağına doğru fısıldadığımda dudaklarının kenarları kıvrıldı. Boynumda yeterince iz bıraktığını anladığında göğsüme geçmişti. Göğüs uçlarıma doğru üflediğinde yemin ederim beyin hücrelerim dans ediyordu. Bu çılgın histen nasıl uzak kalmıştım ben? Bundan müthişi olamazdı. "Her noktan beni öldürüyor bebeğim." Tenime minik öpücükler kondururken yavaşça aşağıya kaydı. Kemerimi nefret edilesi bir yavaşlıkla çözerken aklıma içime gireceği an geldi. Acaba o zamanda bu kadar yavaş olacak mıydı?