Sarki
Teoman - Kupa Kızı ve Sinek Valesi.
Geçmiş.
Saat gece 01.22'yi gosteriyordu. Yan daireden ise fazlasıyla bağırış sesleri geliyordu. Tahmini olarak bu sesler Akay'larin evinden idi. Boğaç, ilk başta müzik dinleniyor gibi saçma sapan bir detaya girip öyle düşündü.
Ancak neredeyse 5 dakika içerisinde aynı evden gelen cam sesleri artık herşeyi açıklıyordu.
Boğaç'ın ailesi ise bu duruma sessiz kalmak istemeyip hızla dairenin yolunu tuttular.
Boğaç'ı tembihlemelerine rağmen Boğaç onlar eve bakarken o da kapının önüne çıktı ve beklemeye başladı.
Ancak gelen küçük kızın çığlığı herşeyi açıklıyordu.
"Ayye! Ba-ba cam attı! B-basim açıyor." Boğaç hızla içeri koştu. Akay'ın sesini duydu ve hiç iyi de gelmiyordu.
Gördüğü şey onu bozguna uğrattı.
Akay'ın babası kavga esnasında annesine bardak firlatacakken önüne Akay geçmiş ve bardak küçük kızın kafasına gelmişti.
Boğaç'ın babası ise evin içinde ki kan göletini hızla geçip Akra ve Araf'i evden çıkardı.
Ardından ise Akay'ın sarhoş olan babasını evden çıkardı hızlıca. Ve Boğaç'a döndü.
"Oğlum, Araf ve Akra ile birşeyler yapın biz geleceğiz tamam mı? 100'e kadar saydiginda burada olacağız. Söz veriyorum." Boğaç'ın saçlarını öptü ve sarıldı.
Ancak Banu ve Feride hanım'dan sesler kesilmiyordu.
"AKAY! AÇ GÖZÜNÜ KİZİM YALVARARİMMĞĞĞĞ!" Feride hanım feryat ediyordu.
Banu hanım ise sakince kocasının gelip Akay'ı almasını bekledi ama aslında Banu hanımda içten içe korkuyordu Akay için.
Çok küçüktü.
Boğaç daha fazla izlemeye dayanamayıp kapıyı kapattı ve pencereye çıktı ve onları izlemeye başladı.
Ardından gördüğü şeyler ağlamasını daha çok sağladı.
Boğaç'ın babasının kucağında baygın bir Akay ve kızıl saçlarınin onleri fazlasıyla kandı.
Boğaç'ın içini bir korku saldı.
Akay anne baba kavgasina girecek kadar küçüktü.
Yapamazdı, savunamazdi ki o.
Boğaç gozundemc düşen bir damla yaşı sildi ve içeri geçti.
Akra ve Araf'ı birbirlerine sarılmış bir şekilde tavanı izlerken buldu.
"Akra abi, size oyun getirmemi ister misiniz?" Diyerek onların kafasının dağılması için teklif sundu.
Araf ise ters bir cevap verdi Boğaç'ın yüzüne bakmadan.
"Kardeşim bu durumda iken oyun oynayacağımızı sandın Boğaç?" Boğaç'ın yüzü düştü ve Akra'dan cevap bekledi.
"Oynayalım Boğaç." Akra yavaşça yerinden doğruldu ve Araf'ı koltuğun ucuna kafasını koydurup yatırdı.
Akra, herkesi düşünen ve onların üzülmesini istemeyen bir abiydi.
Araf ile ikizlerdi ancak ona da abi lafını çabucak alistirmisti.
Boğaç, kutu oyunlarını getirip Akra ve kendi onune koydu.
Akra'nin aslında şuan oyun oynaması saçmalıktı ancak sürekli küçük kız kardeşini görüp, hatırlayıp kendisini yipratmayi istemiyordu.
Çünkü Akay onları üzgün görmek istemezdi.
Boğaç mor renkli olan kutu oyununu gösterdi.
"Akra abi, bunu oynayalım mı? Ben bunu seviyorum hem." Diyerek Akra'ya baktı.
Akra ise onaylayan miriltilar çıkardı ve ikiside uzuntulerini bir kenara bırakıp oyuna daldılar.
Ancak oyun yarısında olmalarına rağmen gelen giden yoktu.
Araf uyuyor, Akra ve Boğaç oyun oynuyordu.
Ancak Boğaç mutlu değildi, her zaman Kızıl'ı ile oyun oynardı.
Ancak o şuan yoktu.
Akra, miriltilar çıkararak Boğaç'a baktı.
"Sonra devam edelim, yorgunum."
Boğaç ise kafa sallamakla yetindi ve odasına gidip Araf ve Akra için battaniye getirip uzattı.
"İyi geceler." Dedi ve Akra battaniyeyi yavaşça alıp Araf ve kendi üstüne örttü.
Boğaç ise odasına yavaşça yürüdü.
Ve kapısını kapatmadan yatağına girdi ve sağ tarafına yatıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Kimseyi gormedi, duymadı, umursamadı ve sadece agladi.
O gece Akay hastanede, Boğaç yalnız yatağında, Araf ve Akra ise koltuğa mahkum kaldılar.
**************
Açel ile beraber 45 dakikadır trafikte sıkışmışlardı.
Polis departmanına gideceklerdi ama trafik izin vermiyordu.
Gözü Boğaç'ın Açel'e çarptı.
Nedense torpidoyu karistiriyordu.
"Ne arıyorsun kızım orada? Arabam kıymetli benim." Azarlayarak ona baktı.
Açel ise sırıttı ve torpidodan kart çıkardı.
"Ne bu şimdi?" Kaşlarımı catmistim.
Açel kartı ters çevirdi ve öpücük olan küçük yırtık bir karta rastladı.
"Tanrı aşkına! Kim koydu- Ah, biliyorum kim olduğunu." Gülümsedi Boğaç.
Açel de ona bakarak sırıttı.
"Öpücük kartı mı? Yeni modaymis Efe ya." Kahkahayi koyuverdi Açelya dayanamayıp.
Boğaç sakin durmaya çalışsa bile Akay'ın onu bilerek koydugunun farkında idi.
Şuanda bile ona tatlı tatlı işkenceler düşünüyordu.
Akay'a kiyabilir miydi? Supheliydi ancak onu sinir etmesi bile ona haz ve tatlı işkenceler gibi geliyordu.
Açelya yol boyu bunun dalgasını geçti.
Boğaç ise mecbur Açelya'nin dalgasını dinlemek zorunda kaldı.
Ancak Allah'tan trafik hızlandı ki hız yapıp yolu iyice uzattı.
Boğaç polis departmanına girdi ve ilk gözüne kapının başında sigara için Akra ilişti.
"Benim için kapıya kadar karşılamaya gelmen ne hoş Buyuk Demirhan." Gülümsedi.
Akra ise göz devirerek konuştu.
"Her zaman ki gibi komiksin Akın, çocukluğun gibi." Boğaç duymazlıktan gelerek departmana girdi.
Çoğu kişi onları bekliyor gibiydi.
Ve toplantı salonundan sesler geliyordu. Açelya ile beraber toplantı salonuna yürüdüler.
Toplantı salonunun kapısını çalıp içeri girdiler.
Ve herkesin en çokta Boğaç'ın dikkatini çeken Akay da oradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katiller Ve Arananlar.
De TodoYıllardır zorluklarla büyüyüp polis olarak yetişen bir aile. Ve kizin takıntılı, küçük aşkı olup kızı küçüklükten beri sevip onun yaşadığı, gördüğü herşeyi insanlara uygulayan polis görünümlü o seri katil Boğaç Efe Akın. Akay Arya Demirhan, mantığı...