8 ay sonra
Mina:" Ben yapamayacağım ya kesin batıracağım."
Şu anda Mina'nın yaklaşık 19 yıllık hayalinin tam arka planındaydılar. Mina ilk defa tek başına sahneye çıkıp bale yapacaktı. Onu izlemeye çok insan gelmişti ve eli ayağına dolanıyordu. Chaeyoung ise onu sakinleştirmek için yanına gelmişti.
Chae:" Sakin ol bitanem. Hiçbir sorun yok. Daha önce de çıktın bu sahneye. Sadece yanında dans eden başka arkadaşların daha olduğunu hayal et yeter."
Mina:" Olmaz ama yapamam ben. O zaman arka dansçıydım. Şimdi sahnede bir tek ben varım. Herkes beni izleyecek."
Chae:" Ya ne kadar güzel işte. Bunca insan senin cevherini görmeye geldik. Biz de aynı şekilde. Kapıda birkaç kadınla kavga ettik en ön koltuk biletleri için. Nolursun bitanem stres yapma."
Mina:" Nolur beni izle. Yanımda olmanı istiyorum. Yoksa kesin batırırım."
Chae:" Tabii ki izleyeceğim, benim bir tanem sahneye çıkıyor."
Mina:" Ya seni orada göremezsem."
Chae:" Bu perdenin arkasında beklememi ister misin? Beni buradan daha rahat görebilirsin sevgilim."
Mina:" Olur. Sakın beni yalnız bırakma."
Chae:" Kim demiş öyle yapacağımı?"
Mina:" Eğer sen olmazsan hiçbir şey yapamam."
Chae:" Hadi ama bu kadar abartmamalısın çitlembik. Ben aynen sahnenin arkasındaki perdede duracağım. Hem daha yakından izlerim seni."
Mina:" Başlıyor. Şans dile bana."
Mina sahneye çıkmış ve muhteşem bir performans sergilemeye başlamıştı. Arada bir çaktırmadan Chaeyoung'a bakıyor ve devam ediyordu. Tabii bu gösterinin ilk 5 dakikası için geçerliydi. O 5 dakikanın sonunda, döndüğünde orada kimseyi görememişti. Bu da tamamen batıracağı anlamına geliyordu.
Chaeyoung'un onu izlemek istemediği için gittiğini düşünmüştü fakat durum tam tersiydi.
Tiyatronun müdürü gelmiş ve Chaeyoung'a gösteriyi bitireceklerini, müfettiş geleceğini söylemişti. Chaeyoung ise geriye kalan 15 dakika boyunca müdürü ikna etmeye çalışmıştı.
Geri perdenin arkasına geldiğinde ne salonda ne de sahnede kimseyi göremedi. 'Gösteri bitti herhalde' diye düşünüp üzüle üzüle dışarıya çıkmıştı Mina'yı bulmayı ümid ederek. Fakat gördüğü manzara pek hoş değildi.
Mina banka oturmuştu ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Diğer 7 arkadaşları Mina'nın başına toplanmış onu teselli etmeye çalışıyorlardı. Chaeyoung'un geldiğini gören Jeongyeon, diğer altısına işaret yapıp yalnız kalmaları gerektiğini, bu nedenle onları arabada bekleyeceklerini söylemişti.
Chae:"Noldu bir tanem, neden ağlıyorsun?"
Mina bu sefer kırmızı gözleriyle Chaeyoung'a bakmış ardından da ayaklanıp hesap sorar gibi sesini yükseltmişti. Chaeyoung'la konuşurken ilk defa bu kadar ciddiydi.
Mina:"Sana beni bırakma dedim! Senin yüzünden rezil oldum. Hiç mi düşünmedin beni? Cevap versene! Senin yüzünden oldu hepsi. Kovuldum, rezil oldum, kaç yıldır hayalini kurduğum şeyi senin yüzünden başaramadım. Sıçtın hayatımın ortasına. Mutlu musun şimdi ha? Beni orada iki dakika izleseydin ne olurdu? Bana en başından izlemek istemediğini söylesen böyle olmazdı. Senden nefret ediyorum! "
Chae:" Mina, bebeğim düşündüğün gibi değil tiyatronun müdürü bana-"
Mina:" Bunları başkalarına anlatabilirsin bana anlatmana gerek kalmadı. Zaten o yüzden dedim ya sana, beni bırakma. Ne kadar aptal olduğumu görüyor musun? Bir de önüne geçip ağlıyorum."
Chae:" Benimdinlesen anlatacağım bebe-"
Mina:" Neyi dinleyeyim söylesene! Kafadan bir şey atacaksın ben de inanacağım öyle mi? Hah"
Mina yavaşça parmağındaki yüzüğü çıkarmış ve Chaeyoung'un avcunun içine koymuştu.
Mina:" Bunu ben taktım ama sende dursa daha iyi olur herhalde. İşime yazamaz zaten bu saatten sonra. Sana lazım olur belki."
Mina Chaeyoung'a son kez bakmış ve arabaya doğru ilerlemişti. arka koltuğa oturup gidebileceklerini söylemişti.
______________________________
Bir haftadır Mina ile karşılaşmayı bekliyordu Chaeyoung. En azından kendini açıklamak falan. Ama Mina bir haftadır evinden bile çıkmıyordu.
Chaeyoung bir kere daha kontrol etmek istemişti Mina'yı. Gördüğü manzara onu çok mutlu etmişti. Çünkü Mina odasının camlarını açıp şarkı açmıştı ve dans ediyordu. Biraz mutlu gözüküyordu. Chaeyoung kendini affettireceğini düşünmüştü bir an. Fakat bir şeyin farkında değildi. Mina eşyalarını topluyordu. Sebebini çok merak etmişti ki tam o anda telefonu çalmıştı.
Arayan Mina'nın teyzesi Akira'ydı. Chaeyoung bir süre 'bu kadın beni niye arıyor?' diye düşünmüş fakat düşünmeyi fazla abartmadan telefonu açmıştı. Kadın önce Chaeyoung'a minik bir selam vermiş, ardından da söze atlamıştı.
Akira:" Minacık dün akşam beni aradı bir tanem. Ağlıyordu. Senden nefret falan ediyormuş. Senin yan evinde olduğunu bilmek onu uyuz ediyormuş. Bugün saat 15:30'a uçağı varmış. yanıma geliyormuş. Kavga ettiniz galiba. Sana yine de söylemek istedim."
Chae:" Ne! Nasıl yani? "
Akira:" E basbaya teyzecim. Seoul Havalimanından Tokya Havalimanına. Sanırım büyük bir kavga ettiniz."
Chae:" Mina beni yanlış anladı. "
Akira:" Hm, o dinlemez zaten kimseyi. Delinin tekidir. Kalbini kırmışsın ama çocuğumun."
Chae:" O beni yanlış anladı teyze. Ben hiçbir şey yapmadım. "
Akira:" Aman iyi. Söyleyeyim dedim. Gelirse buraya ömür billah inat yapar. Öyle yani. Hadi kapatıyorum. Öptüm çocuğum hadi görüşürüz. "
Chaeyoung o an anlamıştı bittiğini. Mina çok inatçı biriydi. Yani ona ömür billah kin besleyip, inat yapabilirdi. Gerçi bir haftada suratına bakmamıştı. Bu da onun inadının bir göstergesiydi. En azından onu dinleyebilirdi ama Mina bunu yapmamış, aksine kapıyı pencereyi kapatıp suratına bakmamayı tercih etmişti.
Chaeyoung bir haftadır Mina'yı arıyor ya da mesaj atıyordu ama ne attığı mesajlar iletiliyor ne de aramaları cevap buluyordu. Engellendiği de bariz ortadaydı. Mina'nın bir daha suratına bakmayacağı da ortadaydı. Ne yapacağını şaşırmıştı o an. Kimi arasa kime söyleye boştu. Mina ona inanmıyordu başkaları inansa ne olacaktı.
Yapacak bir şey yokken aklına bir fikir geldi.
Merhaba. Nasılsınız? Ben iyiyim valla. Sınav haftasından götüm tutuşuyor tabii. Ama çok zeki, akıllı, çalışkan, süpersonik, master of friendship, cunty, draq queen, masterpiece olduğumdan 90 aşağısı notum yok. Ağlayın. Öyle yani. Yeni yıla girecez bir bölüm atayım hemen dedim. Yine çok zeki, akıllı, çalışkan, süpersonik, master of friendship, cunty, draq queen, masterpiece olduğumdan. Hepimiz benim çok zeki, akıllı, çalışkan, süpersonik, master of friendship, cunty, draq queen, masterpiece olduğuna inandıysak - ki zaten çok zeki, akıllı, çalışkan, süpersonik, master of frienship, cunty, draq queen, masterpiece'im- size çok zeki, akıllı, çalışkan, süpersonik, master of friendship, cunty, draq queen, masterpiece olduğumu kanıtlamama gerek yok. Ama siz yine de bilin benim çok zeki, akıllı, çalışkan, süpersonik, master of friendship, cunty, draq queen, masterpiece olduğumu. Doğruya doğru valla çok zeki, akıllı, çalışkan, süpersonik, master of friendship, cunty, draq queen, masterpiece olduğumu cümle alem biliyor. Övülmeyi de sevmem ama çok zeki, akıllı, çalışkan, süpersonik, master of friendship, cunty draq queen, masterpiece'im. Öyle yani sizinle daha fazla çok zeki, akıllı, çalışkan, süpersonik, master of friendship, cunty, draq queen, masterpiece olduğumu konuşmak isterdim fakat artık çok zeki, akıllı, çalışkan, süpersonik, master of friendship, cunty, draq queen, masterpiece olduğumu söylemek yordu. Hadi ben kaçar
İyi okumalar❤️🤺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Krizantemler - Michaeng
FanfictionSana: dedim arkadaşıma iyilik yapayım lisede platonik olduğu kızla tanıştırayım ama sen git kıza hasta de Mina: o kız chae miydi