Episode 62

1 0 0
                                    

Tamı tamına iki sene geçmişti. Mina'nın doğum günü sorunsuz ve harika geçmesinden bir gün sonra bir basın toplantısı eşliğinde Arslan Holdingin başına geçmiş ve birkaç hafta sorunsuz bir şekilde işleri halletmişti. Ateş bey kızı ile gurur duyarken Mina şirketi bana devretmeye hazırlanıyordu. İşlemleri bitirdiği gün imzaları atmıştık. Arslan Holdingin ismi de artık Vava olmuştu. Ateş bey buna sinirlenip hesap sormaya geldiği gün hep birlikte basın toplantısındaydık. Mina gururla yanımda duruyor ve sorulara yanıt veriyordu. Ateş bey o gün anladı ne yaptığımı. Yıllar önce göz yumduğu olayın intikamını almıştım. Şirketin başına Cizel ve Yong geçmişti. Asrın onlarla çalışıyordu çünkü asıl şirket Yuta ile devam etmişti. Mina'nın doğum gününden üç ay sonra Yaki ve Rachel evlenmişti. Asrın ile Mina nişanlanmış ve kardeşimle Atlas ise Cengiz beyin de iznini alarak beraber yaşamaya başlamıştı. Jeon ve Yong ise biraz gelgitli bir ilişki sürdürüyordu. Hepsi birbirlerini seviyordu ve sonunda bir aile kurmayı başarmışlardı. Ben ve Yuta ise bir sene önce evlenmiştik. Abim buraya temelli döndüğü gün nikahımız oluyordu. Kapıda abimi görmeme rağmen mutsuz olmak için bir neden tanımadım kendime. Birkaç ay sonra da abim dedemin mirasını istediğin de ona vermiştim ama o eğer başına geçseydin şuan bu şirket gibi olacaktı dediğinde ilk kırılma noktasını yaşamıştım. Bu olaydan birkaç hafta sonra da Yuta beni terk etti. Savaş ve Yuna bu sırada evlenmişti. Düğünlerine gittiğim de Yuta'yı gördüm ama bana bakmamıştı bile. Nedenini anlamasam da etrafta ki kimseye çaktırmamaya çalışıyorduk. Yuta temelli Japonya'ya döneceğini söyledi o akşam. İtiraz bile edemedim. O gittiğin de işleri aksatmaya başlamam Savaş ve Yaki'nin gözünden kaçmazken Yaki, Yuta'yı gördüğü yerde öldüreceğini söyledi. Mutlu olmam için bunu dese de hissizleşmiştim artık. Beni terketmesinin ve işleri bilinçli aksatmamdan dolayı medya Vava ve Crvena'da işler yolunda gitmediği için haber yapmaya başlamıştı.

Ben evimde otururken kapının çalmasıyla yerimden kalkıp kapıyı açtım. Yaki bıkkınlık içinde bana bakıyordu "seni bu hale sokan insanlardan nefret ediyorum." dediğinde girmesi için hafifçe kenara çekilmiştim. İçeriye girdiğin de bana bakmadan "herkes senin için endişeli. İsim veremiyorum çünkü hepimiz.." bana döndü ve devam etti "lanet olsun Gece, hepimiz senin için endişeliyiz. Şirketin başına a.." sözünü kestim ve kısık sesle "şirketin başına abimi geçirmedim şirketi ona devrettim. Orası artık abimin. Diğer şirketin başında da Yong var sadece Restoranın Yuna'nın üzerine geçmesi kaldı." dediğim de Yaki şaşkınlıkla bana bakarak "sen ne dedin?" diye sorunca bakışlarım yüzünü buldu. Hayal kırıklığı vardı yüzünde "şirketi abime verdim dedim." bunu söylediğim anda yanıma gelip bana sarıldı. "bizimle yaşamak ister misin?" diye sorduğunda içten olmasa da gülmüştüm "bunu söyleyen dördüncü kişisin. Yaki ben evimde mutluyum" dediğim de geri çekilse de kolları hala belimdeydi. "onunla olan anılarınla mutlusun yani?" dediğin de bir damla göz yaşı yanağım ile buluşunca "elimde kalan tek şey bu." dedim. O ise itiraz dolu sesi ile başını hayır anlamında sallayıp "basın açıklaması yapacaksın. Yong ve Cizel şirketi sana devredecek bu gün." dediği anda geri adım atmış ve onun güven dolu kolları iki yanına düştüğünde "sizden böyle bir şeyi istemedim." dediğim anda gülümsedi. Kapının ikinci kez çalması o saniyeler içinde gerçekleşirken "zaten sana teklif eden de olmadı." dedi ve arkasında ki kapıyı açtığında içeriye bizimkiler girdi. Aras abla deyip bana sarılırken Yuna ağlamamak için zor duruyordu. Savaş ise "sen eskiden güçlüydün sana bu gücü tekrar vermek istiyoruz." dedi. İşte bu yüzden şuan elliye yakın kamera ve bunun iki katı olan muhabirlerle dolu bir salonda onlara karşı oturuyordum. Ne gergindim ne de heyecanlı. Hiçbir şey hissetmiyordum ama ailem dediğim insanlar hissetmemi sağlamaya çalışıyordu. Bu yüzden buradaydım işte. Bana gelen birkaç soruyu yanıtlarken gözlerim onu buldu. Hiç değişmemişti, sadece eskiye nazaran çok daha güçlü ve karanlıktı aurası. Gözlerim onda kalırken bunu fark ettiği anda attığı kahkaha kanımın donmasına neden oldu. Yavaşça ayağa kalkıp saygıyla eğildiğinde ve sonrasında bana bakıp yutkunmamı sağlayan bir gülümseme eşliğinde "Uzun zaman oldu Karan?" demesi ile bir ürperti vücudumu esir etti. Korku gözlerimden okunurken tek düşündüğüm evet uzun zaman olmuştu ama neden şimdi ve neden şuan ki ben?

VAVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin