Manjiro'nun kapısını çaldım ve bir yanıt duymayı bekledim. Yanıt gelmeyince ben de içeri girdim ve karşısına oturdum.
"Git buradan."
"Gitmiyorum."
"GİT DEDİM SANA!"
Hafif irkildim ve yerimden kıpırdamak aklımın ucundan bile geçmedi. Sadece durup onun gözlerine baktım.
Ağlamaktan şişen gözlerine...
Annesini kaybettiğini biliyordum ve bu süreçte ona destek olmak istiyordum.
"Git lütfen..sadece git."
Beş saniyelik bir bekleme sürecinde ayağa kalkıp ona sarıldım.
"Sana destek olmak istiyorum. Bu olayı tek başına atlatmak zorunda değilsin."
Onu daha da sıkı sardım ve o hiç beklemediğim bir hareketle bana sarıldı. Biraz fazla sıkıyordu ve başını göğsüme bastırıp ağlamaya başladı.
Ben de onun saçlarını okşuyordum.
"Ben güçsüz müyüm Serena-chan?"
Onun bu sorusu beni şaşırtmıştı ama hiç tereddüt etmedim.
"Nereden çıkardın bunu Manjiro?"
"Görüyor musun ağlıyorum...sadece zayıflar ağlar!"
"Manjiro ağlamak zayıflık göstergesi değildir. Tam tersi ağlayamayan insan güçsüzdür."
Uzun bir süre sessizlik oluştu ve ben devam ettim.
"Eğer benim hislerimi bilmek istiyorsan, sen benim hayatımda gördüğüm en güçlü kişisin."
Hafif kızarmıştım. Buraya sadece onu teselli edip gitmeyi düşünüyordum ama daha da ileri gitmiştim. Neredeyse onu sevdiğimi söyleyecektim.
"Seni seviyorum Serena. Sen hiç gitme olur mu?"
"Gitmeyeceğim Manjiro. Söz veriyorum hep seninle kalacağım."
"Ölsem bile mi?"
"Manjiro! Salak saçma konuşma. Eğer sen ölürsen, ben de ölürüm aptal!"
Manjiro kafasını kaldırdı ve gülümsüyordu.
"O zaman sen ölürsen ben de seninle öleceğim."
Kızardığımı görmemesi için kafamı çevirdim.
"En iyisi ikimiz de ölmeyelim Manjiro. Söz ver!"
"Çocuk musun Serena?"
Manjiro kıs kıs gülüyordü.
"BANA DİYENE BAK!"
Keşke teselli etmeyeydim bu çocuğu... Neyse güldürmeyi başardım en azından.
Shiniciro-kun'un kapıya yaslanıp bizi dinlediğini nerden bilebilirdim ki?
"Ah...kardeşim aşık olmuş."
Kendi düşüncesine gülümsedi ve odaya girdi.
"Çocuklar yemek vakti! Ellerinizi yıkayıp sofraya gelin."
"En son tuvalete varan maldır."
Manjiro hızla koştu ve ben de hemen arkasından koştum.
"HAKSIZLIK AMA BU!"
Tabi ki ilk önce tuvalete Manjiro varmıştı ve bana dilini çıkardı.
"Bittin sen Manjiro! Bir dahakine o dili göstereceğim sana."
Gülüp mutfağa geçtik ve yemek yemeye başladık. Manjiro ara sıra bana bakıyordu. Ben de ona bakıyordum. Shiniciro-kun ikimize de bakıyordu ama bozuntuya vermedi. En son sofrada Manjiro ve ben kalmıştım.
"Söz."
Kafamı kaldırıp Manjiro'ya baktım. Neyin sözünü veriyordu bu?
"Ne?"
"İkimiz de ölmeyeceğiz."
---------------------------------
Anladığınız gibi bu bölüm backstory idi. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Sizleri seviyorumm 💖💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐘𝐚𝐝 𝐞𝐥𝐥𝐞𝐫 / 𝐦𝐢𝐤𝐞𝐲 𝐱 𝐨𝐜
Fanfiction❝ 𝐲𝐚𝐝 𝐞𝐥𝐥𝐞𝐫 𝐚𝐥𝐝𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢 𝐬𝐞𝐧𝐝𝐞𝐧, 𝐭𝐚𝐬𝐥𝐚𝐫𝐚 𝐭𝐚𝐬𝐥𝐚𝐫𝐚 𝐜𝐚𝐥𝐝𝐢. ❞ . . Kendi kafamdan uydurduğum bir Mikey hikayesidir. Tokyo Revengers fanı olan herkesi okumaya davet ediyorum. (Oc bana ait değildir.)