•𝒷𝒶𝓇𝓂𝒶𝓃•

60 25 47
                                    

Herkes bir gün giderdi, elbet kalanlarda olurdu. Gidenlerin acısını en çok kalanlar hissederdi. Bir girdap gibi büyüyen şerde yetişmiş ormanların en şerlisi Longoz.. İnsanın içini yakıp kavurur. En kötü kabuslarına ortak olur. Toprakları öyle kasvetlidir ki bir saniye bile durmak istemezsiniz.. Bu ormanda sadece şerlerin şerri çürükçüller hüküm sürerdi. Ağaçların kavruk dalları boyunca uzanan labirent gibi devasa bir uçurum.. hapsolmuş kadim ruhların çığlıkları ve çürükçüller. İnsanın etini kemiğini bırakıp kaçmak istediği kadim orman Longoz..

En çok bilinen ormanlardan biri Avcıların ve Samurayların hükümdarlığına buyrulmuş Amazon ormanıydı. Samuraylar göçebeydi ve kendine has ritüelleri ve gelenekleri vardı. Çoğu insanlar tarafından garip olarak adlandırılsa da oldukça güçlü bir güruhtu.

İkinci orman Godus ormanıydı tanrıların emrine amade olan köylülerin yaşadığı yerdi. Tanrılar saf güce tapan sonradan tanrı olmaya lütuf kazanmış şamanlardı. Tanrılar içlerinde 4'e ayrıldılar Saf Ateş, Buz, Kömür, Tahta bu 4 güce egemen olan 6 tanrı 2 tanrıça vardı. Savaş en çok onların aleyhine işlemişti. Köylüler güce tapmış ve Tanrılara hizmet buyurmuşlardı. Sadece bu da değil. Vaadedilmiş Topraklar Sonradan Tanrılaşmışların eline geçmişti.

Üçüncü orman Daun'du bu orman şamanlara aitti. Kendilerine has ritüelleri, ilaçları vardı.. sihir ve büyü onların ana alanlarıydı.

En son olarak avcılar.. onlar sisteme karşı çıkan bir avuç insandı sadece. Onlar haktı, adaletti. Dürüstlüğe açtılar. Başta sıradan insanlar olan avcılar, kendilerini günbegün geliştirerek elementleri ve bazı samuray güçlerini kontrol eder hale gelmişlerdi. Ayrıca kılıç ve avcılık yeteneklerini öğrendikleri güçlerle birleştirip. Yadsınamaz bir kudret elde etmişlerdi.

    •——————•°•✿•°•——————•

˚₊· ͟͟͞͞➳❥*ੈ✩‧₊˚*ੈ✩‧₊˚*ੈ✩‧₊˚*ੈ✩‧₊˚

Meyus yorgunluktan bitap düştüğü bir esnada yolun karşısında duran hanı farketti. Han Longoz ormanının aksine şaşırtıcı olarak dizaynlı ve normal görünüyordu. Ahşaptan ve eski menteşelerden yapılmış sade merdivenleri vardı. Dışı pembe çiçeklerle süslenmişti. Hemen önünde ki kocaman levhada Portel Hanı yazıyordu. Normal şartlarda banal sayılacak han Longoz ormanında adeta saray hissiyatı veriyordu.

 Meyus daha demin çürükle savaşmış olmanın gafletinden kurtulmuş bir anlık rehavetle rahatlamıştı. Kendini bir an evvel hana atmak istiyordu. Havada ki kuruluk onu çok susatmıştı. ''En azından bir iki şişe bira içerim dedi çarpık gülümsemesiyle. Han'ın önünde durup içeride çürük olup olmadığını hissetmeye çalıştı. Ama sadece içeride birkaç insanın varlığını hissetmişti. Bu Meyus'u rahatlattı. 

 Merdivenlerden çıkarken gıcırtı sesi içini titretmişti. Kapının önüne geldiğinde tanıdık bir ses işitti, merakla kapıyı aralarken gördüklerine mi duyduklarına mı şaşıracağına inanamadı. ''

MAHŞER MİDİLLİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin