"Gökyüzü"

425 46 22
                                    

Yatakta uzanmış mide bulantısının geçmesini bekliyordu. Kaç saat olmuştu bilmiyordu. Başını uzatıp camdan gökyüzüne baktı. Güneş batıyordu. Hava karanlıktı. Taehyung gelmek üzeredir diye düşündü Jungkook. Boğazında sıcak sıvıyı hissedince yataktan fırlayıp banyoya koştu. O sırada evin giriş kapısı açıldı ve Taehyung içeri girip  ayakkabılarını çıkardı. Eskiden olsa çıkarmazdı ama jungkook çok kızıyordu. Paltosunu da asıp Jungkook'a seslendi.

"Bebeğim, ben geldim. " diye bağırdı.

Ses gelmeyince uyuyodur diye bakmaya çıktı. Jungkook tuvaletin önüne oturmuştu. Boğazı yanıyordu artık. Taehyung odaya girip dağınık yatağa baktı. Jungkook yatakta olmayınca giyinme odasına baktı. Banyodan gelen sesleri duydu. Yavaşça kapıyı tıklattı.

"Sevgilim orda mısın? "

Jungkook onun sesini duyunca rahatlamıştı. Tam ayağa kalkacağı sıra yine çıkartmak zorunda kaldı. Sesi duyan Taehyung kapıyı açıp içeri girdi.
Tuvaletin önündeki Jungkook'u gördü.

"Bebeğim! "

Yanına gidip çömeldi.Jungkook'un uzamış saçlarını tutup yüzünü açtı. Terlemişti.

"Bebeğim neyin var? "

Ayağa kaldırıp elini  yüzünü yıkadı.

"Midem çok kötü Taehyung. "

Ayakta durucak hali olmadığını görünce  Taehyung onu kucaklayıp yatağa ilerledi. Çok sarsmadan yatağa yatırıp üstünü örttü.

"Bir şey mi yedin? Zehirlendin mi?! "

Jungkook kafasını iki yana salladı.

"Bilmiyorum Tete. "

Taehyung cebindeki telefonu çıkarıp doktoru aradı. Durumu anlattı. Doktor hastanede ki işleri bırakamayacağını söyledi.

"Lafımı ikiletmeyi sevmem doktor! Gel dediysem çabuk ol yoksa seni getirmesini bilirim?!"

Telefonu kapatıp koltuğa fırlattı. Jungkook'un yanına oturup ateşine baktı.

"Ateşin yok bebeğim. "

Anlındaki terleri elinin tersiyle sildi. Islak saçlarını anlından çekti. Gözleri kapalı Jungkook'a baktı. Onun canı yandıkça onunda canı yanıyordu. Sanki ruhları birbirine bağlanmışda eşi ne hissediyorsa o da aynısı hissediyordu. Eş... Jungkook onun kaybolmuş ruh eşiydi. Ömrünün sonuna kadar yanında olucak eşi. Jungkook'un uyuduğunu görüp yataktan kalktı. Üstünü sıkıca örttü. Saçlarını okşayıp minik bir öpücük bıraktı. Ses yapmamak için parmak uçlarında yürüyüp odadan çıktı. Merdivenlerden inip mutfağa gitti. Tezgahın üstündeki patlamış mısıra baktı. Çoğu bitmişti acaba bunun yüzünden mi midesi bulanıyordu diye düşündü.

Jungkook için bitki çayı yapıcaktı. Buzdolabının üstündeki yıpranmış defteri aldı. Kapağını açıp tariflere bakmaya başladı. Sararmış, yıpranmış sayfaları çevirip bir tanesinde durdu.

"Annemin tarifi sana iyi gelicek Zümrüt. "

Defteri masaya koyup yazan baharatları çıkardı. Sıcak suyun içine biraz zencefil, nane, karanfil ve bir kaç damla limon ve bal koydu. Karıştırıp demledi. Buharı tüten çayı bardağa süzdü.

Sıcak kupayı alıp yukarı çıktı.

"Bebeğim hadi kalk şunu iç. "

Jungkook'un sırtından destek verip yatakta oturur hale getirdi. Saçlarını geriye yatırıp elindeki bardağı ona uzattı. Yorgun ve bitkindi.

Emerald  | TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin