surprise

72 12 1
                                    


"Ne demek hafta sonu gelemiyorum?" Kaşlarımı öfkeyle kaldırıp karşımda gerginlikle oturan Martin'e baktım. "Paris'e gideceğimizi biliyorsun, değil mi? İkimiz. Baş başa."

"Hayatım, Paris'e giden son uçak bu hafta sonu kalkmıyor ya sonuçta, başka bir zaman telafi etsek olmaz mı?"

"Martin," hızlı hızlı nefes almaya başlamıştım. "Doğum günü hediyeni ektiğinin farkında mısın?" Bu tatil için bir haftadır gün sayıyordum ve boktan bir sebep için iptal olmasına bu kadar sakin kalamayacaktım. Derslerimi bile bunun için ayarlamıştım.

"Desdi," Yavaşça yanıma yaklaşıp yanağımı okşadı. Benim sinirimi almaya çalışıyordu, yine de sakindi. "Annemler bir anda gelmeye karar vermişler diyorum, neden anlamak istemiyorsun?"

"Annenler ilk kez gelmiyor Martin, başka bir zaman görsen olmaz mı?"

"Bencillik yapıyorsun. Kanada'dan beni görmek için geldiklerinin bilincindesin."

Bu aile ayda bir Martin'i görmek için geliyordu ve gelince de gitmek bilmiyordu. Martin ise onların yanında bambaşka birine dönüşüyordu ve benim bunu aklım almıyordu. Annesi benden pek haz almazdı, Martin'i sürekli sevgili komşusunun sevgili kızıyla yakıştırırdı. Bu fikrini de bana belli etmekten çekinmezdi. Planlarımı bozmayı hobi edinmişti ve onun yüzünden çıkan bu kavgalarımızdan gayet memnundu. Her planı siker atardı, bunu bile isteye yapardı. Martin'in yanağımdaki elini hızla ittirdim ve karşısındaki kanepeye oturdum. "Ve böylesine bir planı sana haber vermeden mi yapmışlar?"

"Bugün verdiler işte." Sinirlenmeye başlıyordu.

"Evet Martin, verdiler. Londra'ya geliş biletlerini aldıktan sonra, biz sana geliyoruz, haberini vermeyi kastediyorsan eğer. Her türlü emrivaki yani."

"Neyse ne, Desdemona." Karşımdaki kanepeye de o oturmuştu. Gerginlikle geriye yaslandı ve parmaklarının arasındaki sigarayı derin bir nefesle içine çekti. "İptal edemedim. Ne deseydim?"

"Kız arkadaşımla planım var diyebilirdin."

"Ama diyemedim. Bunun için de kusura bakma, tamam mı? Bunun telafisini yapacağım, lütfen sakin ol ve ses tonunu düşür."

Sinirle ayağa kalktım. "Telafin sikimde değil. Ben yarın uçağa binip Paris'e tek başıma gideceğim. Sen de burada annenlerle takıl. Aman, sakın sorumluluk alma hiç, tamam mı? Çünkü annenler yılda bir seni ziyarete geliyorlar ya, hiç kaçırma onları."

"Kavgayı çıkardığın konuya bak, iyi misin sen?" O da hışımla ayağa kalktı ve sigarayı masadaki kül tablasının içine fırlattı. "Yaşanılan aksilikleri neden kabullenemiyorsun Desdemona? Hayat senin istediğin gibi ilerlemiyor ne yazık ki."

"Yaşanılan aksilikleri kabullenememek mi?! Sen buna aksilik mi diyorsun, Martin?" Bu aksilik değildi, siktiğim annesinin bombok ettiği planlardan sadece birisiydi. Sinirden kızardığıma emindim ve gözlerim yanmaya başlamıştı. "Bak, Paris umrumda değil, tamam mı? Paris'i sikeyim. Sen benim için aileni bile erteleyemeyen birisisin. Ya da neye şaşırıyorum ki? Sen kendin için bile aileni erteleyemeyen birisisin. Senin doğum günün! Senin hediyen! Sana görüşme demiyorum. İki gün ya! Sadece iki gün erteleyecektin. Ama sen doğru dürüst karşılarına çıkıp planın olduğunu bile söyleyememişsin. Onlar yerine beni ve kendini erteliyorsun."

"Seninle her gün beraberim. Onlar ise Kanada'da yaşıyor. Vakit geçirmek istemem suç mu?"

"Konuyu çarptırma. Kim sana bunun suç olduğunu söyledi? Sen sadece pısırık bir adamsın ve benim bunları kabullenmemi bekliyorsun."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 08, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

like a miracle//zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin