what have i done?

692 42 15
                                    

Sıcak dudakları, benim soğuktan ve heyecandan buz kesmiş dudaklarımı kaplamışken, nefesim kesildi ve kendimi geri çektim.
Gözlerim kapalı haldeyken ağzımdan çıkacak şekilde gümbür gümbür atan kalbim, hızlı ve sıcak bir şekilde damarlarımdan akan kanım ve kızaran yanaklarım, beynimi devre dışı bırakıyordu. Zaten beynim de kulaklarımdan eriyip yere doğru akmıştı. Damlamalarını duyabiliyordum.

Bir şey hariç.

Gözümün önünde silueti beliren Martin, kendime nasıl bir hata yaptığımı idrak ettirmişti.

Titrek bir nefesle, dehşet içindeki gözlerimi açtım ve Zayn'e baktım. Kızarmış dudakları ve kısık gözleriyle bana bakıyordu.

"Sikeyim!" dedim, bütün hücrelerimin bana fısıldadığı pişmanlıkla. "Sikeyim!"

Birkaç adım geri çekildim. "Sikeyim." Ezberlemiş gibi bu cümleyi kuruyordum. Gözyaşlarım görüşümü bulanıklaştırdı ve Zayn'in gözbebeklerinin içine bakmakta zorlanıyordum. Yaptığımdan saniyesinde pişman olmuştum ve Zayn'in nasıl düşündüğünü tahmin edemiyordum.

Başımı ellerimin arasına aldım ve gözyaşımın bulanıklaştırdığı gözlerimle, Zayn dışında her yere baktım. "Ben ne yaptım?"

"Sakin ol."

Gözyaşlarım akarken, Zayn omuzlarımdan tuttu. "Desdemona, sakin ol."

"Nasıl sakin olabilirim?!" dedim, bağırarak. "Benim sevgilim var, siktir..." Bu kelimeyi tekrar edip duruyordum. "Senin de var, Zayn! Nasıl sakin olabilirsin?!"

Zayn derin bir nefes alarak dudaklarını yaladı ve beni birkaç kez sarstı. "Gözlerime bak."

Gözleri hariç her yere bakıyordum. Tanrım, ben ne yapmıştım böyle?

"Gözlerime bak!" İstekli bağırışı karşısında, dileğini yerine getirdim. "Bunu kimseye söylemeyeceğiz, tamam mı? Böyle bir şey hiç yaşanmadı."

Boş bakışlarla onun yüzünü incelerken, Zayn tekrardan tane tane konuştu. "Tamam mı, Desdemona? Bu hiç olmadı. Zaten saniyelik bir şeydi."

"Tamam," dedim, başımı sallayarak. "Kimseye söylemeyeceğiz."

"Güzel," dedi ve ellerini omzumdan çekti. "Şimdi eve git. Tamam mı? Doğruca eve git." Bakışları boştu.

Duvar gibi dümdüz olan suratı, ne yapacağımı bilemez hale getirirken, oldukça utandığımı kızaran yanaklarımdan anlamıştım. Gözümden akan birkaç damla yaşla birlikte geri adım attım ve arkamı dönerek sokağın sonuna doğru koşmaya başladım. Ben ne bok yemiştim?

Titreyen ellerimle cebimden çıkarttığım motorun anahtarıyla, motora bindim ve çalıştırarak eve doğru sürmeye başladım. Kasksız sürdüğüm için yüzüme çarpan soğuk hava beni kendime getirmeye çalışıyor, yüzümün tamamını uyuşturuyordu.

Kısa sürede eve gelip, motoru garaja doğru ittirdim ve bu hareketimle garaj kapısına çarptırıp düşmesini sağladım.

Gözümden bile sakındığım güzel motorumun şu anda çiziklerle dolu olması umrumda bile değildi.

Kapının önüne geçtim ve gözyaşlarımı silerek bir süre bekledim. Annem ağladığımı anlarsa ne olduğunu öğrenene kadar asla rahat bırakmazdı. Cebimden anahtarımı çıkardım ve evin kilidini açarak içeriye girdim. Ayak uçlarımda odama doğru ilerlerken, tanrıya şükür ki anneme rastlamadım.

like a miracle//zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin