25 Aralık, 1972 Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu Büyük Salon/Hufflepuff Ortak Salonu
─── ･｡ﾟ☆: *.☽ .* :☆ﾟ. ───
ELOISE, yüzünü süsleyen parlak gülümsemesiyle Büyük Salon'a doğru koştu, koyu kahverengi saçları örgülüydü ve saçlarını sarı bir tokayla tutturmuştu.
Kapılara vardığında durdu ve gözleri aradığı kişiye takılana kadar Büyük Salon'u taradı. Abisi ve arkadaşları Noel tatili için Hogwarts'ta değillerdi; Sirius, ailesi bu tatilde meşgul olduğu için abisi James ile birlikte eve gitmişti.
Bundan dolayı Regulus Hogwarts'ta kalmıştı ve Eloise de iyi bir arkadaş olduğu için Hogwarts'ta kalmıştı, çünkü en iyi arkadaşının böyle bir günde yalnız kalmasına nasıl izin verebilirdi?
"Merhaba Reg," dedi neşeyle, Slytherin masasında onun karşısına oturarak. "Bu güzel Noel sabahında nasılsın?"
Slytherin Binası'nın diğer üyeleri Hufflepuff birinci sınıf öğrencisinin masalarına oturmasına alışmış gibiydi, çünkü ona ikinci bir bakış bile atmıyorlardı.
"Merhaba Lou," diye selamladı çok daha az neşeli bir tonda. "İyiyim sanırım."
"İyi misin? Hediyelerini açtın mı? Ben kendiminkini açtım- Ah, aklıma geldi! Seninkini de vermem lazım!"
"Ailem bana hiç bir şey almadı. Aldıkları zaman da ya gittiğimiz Noel Baloları için kıyafet ya da aldırış etmediğim astronomi kitapları oluyor. Bana hediye alan tek kişi Sirius. Bana başka bir Astronomi kitabı ve biraz şekerleme aldı. Gerçi şekerleri nereden bulduğu hakkında hiçbir fikrim yok."
Eloise, "Sirius alınmasın ama bence benim hediyem onunkinden çok daha iyi," diyerek gülümsedi.
"Öyle mi?" dedi Regulus kaşlarını kaldırarak.
"Kesinlikle."
"Peki ben o harika hediyemi ne zaman alacağım?"
"Acele edip kahvaltını bitirdikten sonra. Benimle Hufflepuff ortak salonunun önünde buluş, hediyeleri orada değiş tokuş edebiliriz."
═════════════
"SONUNDA! Buradasın!"
"Evet, kalenin bir ucundan diğer ucuna yürümek zaman alıyor Lou."
"Gözlerini kapat."
"Neden?" Regulus sordu.
Eloise açıkça, "Çünkü parolanın nasıl girildiğini görmene izin veremem," dedi.
Regulus gözlerini kapatırken (tabi önce devirdi.) Eloise ortak salona girebilmeleri için fıçıya vurdu.
Regulus, Hufflepuff ortak salonunun Slytherin ortak salonunun tam tersi olduğunu fark etti. Slytherin ortak odası karanlık, soğuk ve lüksken, Hufflepuff ortak odası oldukça aydınlık ve rahattı. Sayısız canlı bitki ve çiçek odayı süslüyordu, Helga Hufflepuff'ın büyük bir portresi de şöminenin üzerinde yer alıyordu.
Eloise, Regulus'a üzerinde boyamalar ve çizimler yaptığı eski bir Daily Prophet nüshasına sarılı küçük bir kutu uzattı.
"Al bakalım," diye sırıttı. "Şimdi hediyemi ver, Reg."
"Önce sen aç," dedi Regulus.
Eloise hediyesinin paketini açtı ve gözleri fal taşı gibi açıldı. Regulus ona gümüş zincirli bir kolye almıştı ve ucunda sarı bir taş asılıydı.
"Sen- nasıl?" diye nefes aldı, şok olmuştu. "Bu çok pahalı olmalı ... oh, hediyem muhtemelen bunun yanında korkunç görünecek."
"Sanırım benim nasıl bir aileden geldiğimi unuttun, para pek sorun değil. Ve," dedi ve aynı kolyeyi çıkardı, tek fark zümrüt yeşili olan değerli taşıydı, "bende de bir tane var. Böylece eşleştirebiliriz. Sirius bunun arkadaşların yaptığı bir şey olduğunu söyledi."
"Takmama yardım eder misin?" Dedi ağlamaklı sesiyle Eloise.
"Neden ağlamak üzereymiş gibi görünüyorsun? O kadar kötü mü?" diye alay etti Regulus kolyeyi takarken.
"Hayır! Merlin, hayır. Sadece duygusalım- GÜLMEYİ KES! HEDIYENI AÇ ARTIK, SENI APTAL!"
Bir anlık sessizlikten sonra, "Haklısın," dedi. "Bu Sirius'unkinden daha iyi."
Üzerinde dağınık bir şekilde 'R-egg' yazan deri bileziği sağ bileğine taktı.
"Aslında, bunun şimdiye kadar aldığım en iyi hediye olduğunu söyleyebilirim."
Eloise'in ifadesi yumuşadı ve kendini arkadaşının kollarına attı. Regulus kasıldı ve beceriksizce sırtını sıvazladı. Gerçekten de kucaklaşmaya alışık değildi.
"Eee- her ne kadar heyecanını takdir etsem de, bana karşı duygusal davranmasan olur mu, Lou?"
Kız kızardı ve utanarak kıkırdadı, "Doğru. Üzgünüm, Reg."
