statue•| Ten

one

Tenleee: Ne zaman gelirsin, seni bekliyorum.

Shuhas8: Çok sabırsızsın, bekle az önce indim taksiden.
( Görüldü )

Shuhua'dan~

Önümdeki binaya adımlarken camın gerisinden boydan aynanın karşısına geçmiş saçlarına şekil veren bedeni görebiliyordum.

Cam kapıyı açıp içeri girmem ile gözleri bana çevrilmişti. Kaşının teki yukarı kalkmış gülümsemeye başlamıştı. O sırada gözlerim duvarlarda asılı olan tablolara kaymıştı. Bütün tablolarda ben vardım, bu beni anlamsızca heyecanlanmama neden olmuştu.

" Ama neden-"

" Nasıllar? Baştan belirteyim, bunlar için teklifte bulunmayı düşünme. Benim için değeri paha biçilmez."

Gözlerimi ona çevirmiştim. O da bana eli ile karşımda duran tuvali işaret etmişti.

" Bugün seni canlı çizmek istiyorum, karşılığında bir restorana gideriz."

" Demek öyle?"

" İtiraz yok, sonrasında bir sergi var oraya davetlisin."

" Ben mi? Kim davet etmiş ki beni??"

" Gidince göreceksin, sürpriz."

" Bu hallerin beni korkutuyor."

" Sakin ol, bugün çok eğleneceğiz. Lütfen böyle düşünme."

Tabureye oturdum bana ellerim dizlerimin üzerinde durmamı söyledi. Ayakta kaba taslak çizerken yanıma gelip önümdeki saçlarımın bir tarafını kulağımın arkasına aldı. Nefesini boynumda hissedecek kadar yakındık.

Yüzümü çevirmeden ona doğru çevirdim gözlerimi bana bakan gözlerini bu kadar yakından görmek beni utandırıyordu. Histerik gülüşünü sunup yerine geçmişti.

" Şuan gelmiş geçmiş en iyi portreyi çiziyorum, benzersiz birşey olacak."