Önümdeki manzaraya baktım. Milyonlarca insanın kaldığı bir şehirde milyonlarca hayat vardı. Hepimizin hikayesi farklıydı. Bu sorunun cevabını merak ediyordum;
O halde kimle hikayemi devam ettirecektim?
Yaklaşık bir haftadır ortalıkta yoktu o. O olmayınca daha da umutluzlaşıyordum normal olarak.Bugün beni Wenzhou bırakacaktı eve. O da bendeki negatifliği sezmiş olacak ki yanlız hissetmiyeyim diye bana eşlik edecekti.
Aşağıdaki otoparka inmiş arabaya doğru ilerliyorduk. Arabaya binmek için kapıyı açmışken birden arabaların arasında takırtı gelmeye başlayınca bakışlarımızı oraya çevirdik. Siyah şapkasından dolayı yüzü gözükmeyen bir adam bizi gördüğü an geriye doğru kaçmaya başlamıştı.
" O neden kaçıyor??"
" Shuaya, sen arabaya bin ben geliyorum."
" Tamam, ama dikkat kendine!"
Duymamıştı bile dediğimi, çoktan ortalıktan kaybolmuştu. Aradan bir yirmi dakika geçtikten sonra arabaların arasından gözükmüştü. Arabaya bindiğinde birşey olmamış gibi sürmeye başlamıştı.
" Ne oldu? Kimmiş o?"
" Yanlış anlamışım, adam kavgalı olduğu birine benzetmiş beni. Hepsi bundan ibaret."
" Cidden mi? Ah birden gerildim nedensizce."
Kapi çalıyordu gidip deliğinden baktığımda kimse gözükmüyordu. Normalde bu saatte kimse gelmezdi.
Yavaşça kapıyı açtığımda arkasını bana dönmüş bir adam vardı bedenini bana doğru çevirdiğinde sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibi hissediyordum. Gülümseyip elindeki çiçekleri bana uzattığında rüyada olduğumu zannetmiştim.
" Çok beklettiğim için beni affedin, zira bundan sonra hep sizin ile beraber olacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
statue•| Ten
Fanfiction" hiçbir varlık senin kadar benzersiz olamaz, bu yüzden modelim ol istedim."
