four

15 6 3
                                    

" Neden bana böyle davranıyorsun?! Anlamıyorum, bu beni çok garip hissettiriyor!!"

" Dinle bi-"

Vereceği cevabı kaldıramayacağımı hissettiğim için çıktım otoparktan. Kalbimdeki duyguları kaldıramıyordum, ağırlaşmış gibi sürekli bu hislerimi saklamaktan yorulmuştum. Karışık duygular arasında durmak ve sorunun kaynağı olan bu adama yanımdayken soramamak kadar çaresiz kalmıştım.

Gözlerim tavanda asılı kalmış olsa da duygularım sabit kalmıyordu bir türlü. Bütün diyarları dolaşıyor ve bana bir dünya dolusu beğnimin kaldıramayacağı kadar yük getiriyor.

Haftasonu olduğundan uykumu alırsam şuurum yerine gelir diye düşünüyordum ama bu sadece ummaktan başka birşey değildi. Saat sabahın altısıydı ve ben uyanmıştım.

Arkadaşlarım hayatlarını güzelce yaşarken ben ise düşünmekten filozof olacaktım. İçeceğimi bitirdikten sonra masayı topladım. Belki de birkaç gün sadece işim ile ilgilenmek en iyisi gibiydi.

Otobüse atlamış bir günlüğüne Busan'daki arkadaşıma gitmiştim. Liseyi aynı okulda okumuştuk, o buranın yerlisiydi. O zamandan bu yana samimiydik birbirimize, ne zaman istersen gel derdi bana. Bu şansı ancak bu zamanda değerlendirebilirdim.

"Ee, neler yapıyorsun bakalım?"

" Çok düşünüyorum Mina, yakında delireceğim."

" Neymiş bakalım seni delirtecek kadar düşündüren?"

Kumsala karşı bir restoranda soju tokuşturuyorduk.

" Vay be, demek bu çocuk sana doğrudan yürüyor."

" Ama olmaz, buna izin veremem Mina. Yarın birgün ayrılırsak arkadaş bile kalamayız."

" Bir dakika, ben yanlış duymuyorum değil mi?"

" Ne oldu? Neyi yanlış duymuyorsun??"

" Soju düşünme yetini elinden mi aldı kızım, diyorum ki sevgili olmanızda bir sakınca yok mu?"

" Ah.. bilmiyorum, sanırım ondan hoşlanmaya başlıyorum Mina."

Sabah akşamdan kalma çorbası yapmıştı Mina'nın annesi. Yemek faslı bittikten sonra onlara veda edip otobüse binmiştim.

" Eğer o seni seviyorsa ki seviyor, bunları en az senin kadar düşünmüştür Shua."

Onunla konuşmam gerekenler vardı hislerim hakkında, hisleri hakkında. Oraya vardığımda ilk işim onu bulup konuşmak olacaktı hiç şüphesiz.

Sanat galerisine doğru adımlarımı attığımda daha da geriliyordum. İçeriye baktığımda kimse görünmüyordu, kapıyı açmak için hamle yaptığımda kilitli olduğunu anlamıştım. Yandaki dükkandan bana bakan hanımefendi yurtdışına çıktığını söylemişti.

Ne yani, bana haber vermeden öylece gitmiş miydi?




statue•| Ten Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin