two

35 7 12
                                    

Araba yavaşlayınca gözlerimi ona çevirdim. Arabadan hızla inmiş benden hızlı davranarak kapımı açmıştı. Geriye çekilmiş, elini uzatmıştı. Elimi uzattığımda kavrayıp kolunun arasına almıştı.

" Bugün lütfen eğlenmenize bakın, hiç unutmayacağınız bir anı olmasını diliyorum."

Merdivenleri çıkarken kapının önüne varmamız ile bana yaklaştı gözlerimi kapatıp elimi tutmuştu. Gözlerimi açtığımda etrafta süsler, ortada masa ve üzerinde bir pasta duruyordu.

" Ya, inanamıyorum.."

Bir anda konfetiler patlamıştı. Yakmış olduğu mumları üfledikten sonra klasik doğum günü şarkısını söyleyip alkışlamıştı. Sonra takım elbisesinin içerisinden çıkardığı zarif hediye kutusunu uzatmıştı.

" Güzel günlerde kullanın.."

" Ya, pasta almışken bir de hediye mi aldın??"

" Aç bakalım beğenecek misin?"

Açtığımda mavi orkide figürü olan bir saç tokası yanında aynı çiçekten bilezik vardı. Bu zarif hediyenin mutlaka bir şifresi vardı.

" Bu, bu çok güzel.. çok beğendim!"

" Beğendiğine göre bir de saçında görelim."

Tokasını alıp saçımın sağ tarafına güzelce yerleştirmişti. Geriye çekilip bana bakmıştı, gülümsemiş kafasını aşağı yukarı sallamıştı. Yıllardır birlikte zaman geçirdiğim çocuktan utanmaya başlamam beni geriyordu.

" Doğum günün kutlu olsun shuhua, nice benli güzel yılların olsun."

"Çok teşekkür ederim, beni duygulandırdın.."

" Pekala hanımefendi, şimdi pasta zamanı. Beraber keselim gel. "( Beraber dedi?!?)

Bıçağı kavradığım gibi elimi kavramıştı. Gözleri bir an için bana kaymış, sonrasında ise önüne dönmüştü. Sıktığı parfüm geliyordu burnuma yakınlığımızdan.

" Bu koca dilim senin, bizzat kendi ellerim ile yaptım."

" Nne?! Sen ciddi misin??"

" Evet? Günlerdir bu gün için ders alıyorum ben."

" Şuan cidden ne diyeceğimi bilmiyorum.. sen.."

Gözlerim dolmaya başlamıştı. Bıçağı bir kenara koymuş öylece bana bakıyordu. Bir an kendimi kaybedip ona sarılma ihtiyacı duymuştum. Ani davranışım irkilmesine neden olmuştu. Havada kalan elini sırtıma koymuştu.

" Mutlu olman için elimden geleni yapmaya hazırım, sen de en az benim kadar iyi biliyorsun."

Pastayı yemiş, içecekleri almış manzaraya karşı içiyorduk.

" Hatırlıyor musun? daha küçüktün öğretmenin anneni okula çağırmıştı o gün şansına abin ile ders çalışmaya gelmiştim. Benden yardım istemiştin."

"Evet hatırlıyorum, abimden istiyemediğim için senden rica etmiştim."

Sırtını manzaraya dönmüş bana bakıyordu.

" Belki de abin ile o gün kanka olmasaydım seni kurtaracak biri olmayacaktı."

" İyiliğini lütfen kendine sakla, hem ben o zaman isteyerek dersi dinlememezlik yapmamıştım."

" Olsun, yine aynı şey değil mi?"

Manzara ile ilgilenirken kulağıma fısıldamıştı.

" Ama haklısın, eğer o gün seni görmeseydim belki de böyle güzel tablolar yaratamazdım. Sana borçluyum sanırım, güzelliğin için.."

statue•| Ten Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin