1 gün sonraİşten gelip güzel bir banyo yapmıştım. Banyoya girmeden hemen önce babam beni arayıp 1-2 saat geç geleceğini söylemişti.
Islak olan saçlarımı kurutmak için fön Makinesini elime aldım, fişe takıp çalıştırdığımda yüzüme gelen sıcak rüzgarla yumuş yumuş olmuştum.
Havalar gerçekten buz gibiydi, kaynar suda banyo yapıyordum resmen. Babamın aldığı pamuklu pijamalar sayesinde hayata tutunuyordum, beni çok sıcak tutuyorlardı ama kışın çok fazla üşüyen biri olduğum için 2 kat battaniye, 2 kat çorapla geziyordum.
Saçlarımın azda olsa kurumuş olduğunu hissederek makinayı kapayarak çekmeceye koydum.
Cilt bakımını yaptıktan sonra sıra etrafı toplamaktaydı, kirli çamaşırları etraftan toplamaya başladım. Aklıma işte giydiğim kıyafetler gelmişti onları bez çantama koymuştum.
Yatağımın yanına koyduğum bez çantamı elime aldım, içini açarak gördüğüm şey karşısında duraksamıştım.
Siyah bir kutu..
İlk başta ne olduğunu anlamamıştım fakat sonradan baranın parti için aldığı elbise olduğu aklıma geldi. Tamamen aklımdan çıkmıştı.
'daha sonra açarım' diyip koymuştum ve sonrasında tabiki de açmayı unutmuştum. Bez çantamı yatağıma koyarak siyah kutuyu elime aldım, yatağa oturarak açmaya başladım.
Kutunun kapağını araladığımda kırmızı bir renk gördüm, daha fazla açtığımda elbisenin kırmızı renkte olduğunu doğrulamıştım.
Katlanmış olan elbiseyi elime alarak iyice açılmasını sağlamıştım, 2 yandan tuttuğum elbiseyi ellerim ile havaya kaldırdığımda katlanmış olan elbise hızlıca açıldı.
“ohhhaaa” dedim elbiseye hayran kalarak, neredeyse elbise ile aşk yaşayacaktım. Baran gerçekten güzel bir seçim yapmıştı..
Kıpkırmızı saten bir elbiseydi, askılı olan uzun bir elbise fakat diz kapağının biraz üstünden bileklere kadar olan yırtmacı vardı.
Hemen ayağı kalkıp çalışma masamın yanında olan boy aynasına doğru ilerledim, elbiseyi üzerimde tutarak resmen sevinç çığlıkları atıyordum.
Daha sonrasında aklıma baranın söyledikleri gelmişti “belkide 2 günlük değildir simge.”
Simge ve ben şok içindeydik, barana öldürücü bakışlarımı atarken imdadıma eda yetişmişti.. beni merak edip yanıma gelmişti, iyikide gelmişti yoksa baran mazallah herşeyi anlatırdı. Simgede ne olduğunu anlamadan konu orda kapanmıştı
Yani inşallah..
Elbiseyi dolabımdaki askılığa asarken parti olayını bir daha gözden geçirmiştim, Parti yarındı.
Aklıma simge geldikçe şeytan beni gitmem için dürtüyordu. Gitmelimiydim?
Tüm düşüncelerimi bir kenara atıp işime kaldığım yerden devam etmeye başladım.
Baran karabey
Gömleğimdeki düğmeleri yavaş yavaş açıp günlerce hatta yıllarca aklımda olan açelyayı düşünüyordum.
Aklım çıkıyordu o aklımdan çıkmıyordu..
Bir insanı unutmak bu kadarmı zordu? Ne kadar denesem olmuyordu ama artık yollarımız ayrılmıştı, iki yabancı olmuştuk.
Gömleğimdeki açılmayan düğme kalmadığında üstümden çıkarıp yatağımın üstüne koydum.
Tamamen üstümü değiştirip rahat birşeyler giymiştim, siyah kısa kollu ile gri eşofman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ YABANCI -ara verildi-
Fiction générale"ne kadar yabancı gibi davransakta, kalplerimiz birbirini tanıyor.." 🖤 -Kendinizden daha çok tanıdığınız biriyle iki yabancı oldunuz mu hiç? Birbiri için yaşayan iki yabancının hikayesi..