Açelya Çevik
Evde öylece otururken yine tatlı krizlerim tutmuştu. Belirli belirsiz zamanlarda krizlerim gelince dayanamıyordum tabii.
Canım hangi çikolatayı çekiyor diye düşünürken tüm çikolatalar bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyorken onları eliyordum fakat sonrasında gözümün önünden geçmiş olan "karam" çikolatası ile yatmış olduğum yataktan fırladım.
Evet canım karam çekiyordu ve hiç üşenmeden gidip alacaktım.
5 yıl öncesine kadar markete yada bakkala gitmeme gerek kalmıyordu çünkü baran 'karam' çikolatasını ne kadar sevdiğimi bildiği için koli koli alırdı.
Yüzümde hafif bir tebessüm oluşmuştu fakat tebessümün farkına vardığımda hemen soldurmuştum.
Elimdeki telefonun ana ekranını açarak saate baktım, saatin 18.05 olduğunu gördüm, pek erken değildi ama geçte değildi.
Pijamalarım üstümde duruyorlardı hiç çıkaramazdım vallahi. Askılıktan montumu ve atkımı alıp hemencik üstüme geçirdim.
2 dakikalık yere gidiyordum ama sanki kar fırtınasına çıkıyormuşcasına giyinmiştim.
“sadece çikolata alıp geleceğim, bu halimde yakışıklı erkekler karşıma çıkmayacak.” içimden 500 kere tekrarladıktan sonra anahtarımı alıp evden çıktım.
Babam evde yoktu, toplantısı gibi birşeyi vardı aceleyle çıkarken söylediği için nereye gittiğini bende çok idrak edememiştim..
Apartmandan dışarı çıktığımda yüzüme esen soğuk rüzgar ile titredim, istemsizce nefesimi 'haaaa' yaparak vermiştim amacım ağzımdan çıkan dumanı görmekti.
Koşar adımlarla 2 sokak ötedeki markete doğru ilerledim.
Yolda giderken tek istediğim tanıdık birilerini görmek istemediğimdi fakat bana doğru yaklaşan tanıdık yüz ile siktiri çekmiştim.
Tanıdık yüzün sahibi mertti, ne arıyordu bu burda?
“açelya?” dedi heyecanlı ve şaşırmış yüzüyle.
Açelyana tüküreyim emi. Yüzümde sahte bir şaşırma ve tebessüm oluşturarak cevap verdim “aa mert, ne arıyorsun buradaa?”
Beni baştan aşağı süzerek gülümsedi. Beni kutup ayısı gibi gösteren mont, boynumun hemen hemen hepsini kaplayan atkı... Beni şuan küçük bir çocuk görse koşa koşa gider ağlayarak annesine sarılırdı.
“bu halinle de oldukça tatlısın” dediğinde ufak çaplı şok geçirmiştim. gözlerinde bir sorun falanmı vardı acaba?
Mert dediği şey için biraz utanmış olucaktıki konuyu kapatmaya çalıştı “ee sen nereye gidiyordun?”
“bu halim ile anca nereye gidilir?” dedim ardından hemen ekledim “tabikide markete.”
Mert dediğime gülümseyerek cevap verdi “benimde alacağım şeyler vardı, birlikte gidelim istersen.”
“olurr” dedim samimi olmaya çalışırken, teklifini reddedemezdim sonuçta.
Market biraz ilerimizdeydi 5 dakikadan az bir yolumuz vardi yani.
Birlikte kaldırımdan yürürken konu olsun diye “ee sen buralardamı oturuyorsun” dedim.
“hayır, burada teyzemler oturuyor ara sıra onlara ziyarete geliyorum.” dedi ardından ekledi “artık hep gelirim”
Ne diyeceğimi bilmiyordum, bu çocuk ne dese ona karşılık ne diyeceğimi bulamıyordum..
Küçük bir kahkaha attığımda markete gelmiştik. Market kapısını açarak eliyle geçmem için işaret yaptı, içeriye geçtiğimde içim ısınmıştı. Marketlerdeki en iyi özellik bence buydu kışın sıcak olması, yazın soğuk olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ YABANCI -ara verildi-
General Fiction"ne kadar yabancı gibi davransakta, kalplerimiz birbirini tanıyor.." 🖤 -Kendinizden daha çok tanıdığınız biriyle iki yabancı oldunuz mu hiç? Birbiri için yaşayan iki yabancının hikayesi..