Seo-Jun

418 4 5
                                    

      Gitmesinin üzerinden bir saat geçmişti.Oturuyordum.Telefon bakmak içimi sıktığı için film açtım.Ne kadar uykusuz olsam da yatağa yattığımda göz kapaklarımı kapatsam bile uyuyamayacağımı biliyordum.Ahh shit!Yarın yine sex işine gidecektim ve sorun bu kişinin sadist bir manyak olmasıydı!Bunu,bana attığı mesajlardan anlamak zor değildi.Onunla talihsiz bir günde karşılaşmıştık...

Flashback...
     Bunaltıcı bir yaz sabahı...ve yine bunalmış ben...işe gitmek için evden çıktım.Arabama doğru ilerledim ve bindim.Çalıştıracağım sırada arabanın istop etmesi sinirimi bozarken üzerimdeki halsizlik ve isteksizlikle boğuşan bedenimi arabadan çıkardım.Ön kaputunu kaldırdığımda sorun olmadığını görünce daha çok sinirlenen damarlarım isyan ediyordu. Arabanın arka iki tekerleğinin patlamış olduğunu tesadüfen aynadan kendime baktığım zaman görmüştüm.

    Lastik cinayeti...İlginç.Bilerek kesilmişti. Kii ne bir tanıdığım ne de darıldığım kişilerle yaşıyordum bu küçük kasabada.Ben,arabam ve kendimi her gördüğümde 'off yok böylesi,Sen Tanrıçasın' dediğim aynam vardı.


Her neyse,ben ne bok yapacağımı düşünürken müşteri hizmetlerini aramam iyi olurdu.Telefonumu elime alıp tam müşteri hizmetlerini yardım için arayacakken yoldan geçen,ıslık çalan yakışıklıyı yanımda hissetmem garibime gitmişti.Tam müşteri hizmetlerini arayacağım da burada olması tesadüf müydü?Yoksa istenmeyen bir gerçek mi?Siktir edip yanıma gelmesini bekledim.Umarım durup yardım ederdi.Yanıma gelip durdu ve...

-Merhaba bayan?Arabanız mı bozuldu?

Yujin:Ahh evet,arabamın arka tekerleğini birisi kesmiş.onu bulursam mahvedeceğim!

-Düşmanınız mı var?

Yujin:Ahh tabii ki hayır.Sizce de benim gibi bir hanımefendinin düşmanı olur mu?Ancak yardıma ihtiyacım var.Bu araba gerçekten şuan zaman kaybına yol açacak.

-Haklısınız,tanıdığım bir arkadaşım var ve bu ekonomide size çok uygun fiyata yapacağına eminim.

Yujin:Aman canım,maliyetin ne önemi var?Sıkıntı yok,sadece bu canavarı sanayiye götürmeliyiz.

-Heyy sanayide arkadaşımın yapacağı işlerden daha fazla para alırlar.İnan bana.

Yujin:Ahh pekala!Ama bu canavarı nasıl götüreceğiz ki?

-Bekle arkadaşımı arıyim.O alır.

   Cevap vermemekle yetinmiştim.Onun arkadaşını araması,arkadaşının hızlıca gelip arabamı götürmesi,lastikleri değiştirmesi...Bunlar garip tesadüflerdi.Tamam aşkta tesadüflere de yer var ancak bunlar tesadüfünden şüpheleneceğim şeylerdi.Siktir edip kokusunun burnumda tüttüğü arabama ulaşmak istiyordum.

     Adını bile bilmediğim adam arabamın ufacık işinin uzun sürmesi halinde yanıma geldi.Sadece iki adet tekerlek?!

-Tekerlekler onarıldı ancak bir sorun varmış...Arabanın aküsü paslanmış ve onasılması gerekiyormuş.Bu birkaç gün sürermiş.

Yujin:Tanrı aşkına!Ahh lanet olsun!Peki ya onarılmazsa ne olacak?

-Fren boşalabilir veya aniden duman yükselebilirmiş.

Yujin:Tanrımm!Maliyeti?

-Arkadaşımı ikna ettim.Hah şanslı olmalısın ki 13 bin won'a yaparmış.

     Tanrı'ya şükredip hızlıca kafamı salladım.Sex işiyle bu parayı toplayabilirdim.Dudağını araladığında birşeyler diyeceğini anlamıştım.

-Seo-jun...

      Tanışma göstergesi olarak uzattığı elini tuttum ve sıktım.

Yujin:Yujin...Park Yujin.

Seo-jun:Nereden para kazanıyorsun Yujin?'Bu kadar lüks bir arabayı almak için kırk fırın ekmek yemelisin'derdi anneannem. Sağlam işte çalışıyor olmalısın.

Ne kadar lüks bir iş olduğu tartışılırdı.Sex işi hakkında yalan söylesem,kii hiç canım istemiyor ve şuan yalan ilhamı gelmediği için doğruyu söyleyecektim.

Yujin:Sex işçisiyim ben.

Biraz duraksayıp kaşını havalandırdı ve birkaç saniye öylece durduğunun farkına vardığında dudaklarını araladı.

Seo-jun:Rahatlatıyorsun demek...Baksana,benimde sanırım ihtiyacım var.

Yujin:Ne?

    Dediği şey normal birşeydi.Azmıştı ve giderilmesini istiyordu.Sorun şu ki,sanki biliyordu...Benim sex işçisi olduğumu önceden biliyormuş ve bu anı bekliyormuş gibi cevap vermişti.Garip hissediyordum.Esrarengiz bir adamdı.

Seo-jun:Ne var ya?Rahatlatmıyor musun?Ayrıca arkadaşım arabanı beleşe yapar.Bu sence de iyi bir fırsat değil mi?

Yujin:Y-yani olabilir.

Flashback and...

    O gün ilk seximizi yapmıştık.Can acıtıyordu ve asla umursamıyordu.Bu canımı sıkmıştı. Sadistti ve şimdi birdaha yapmak istiyor.Sıra yine ondaydı yani.Üzerime dar crop,altıma iç çamaşırımı çıkararak etek giydim.Biliyorum biliyorum, bende biraz yaramazım...

Hazırlanıp çıktım ve arabama bindim.Bara giderken telefonum çalmıştı.Siktir etmek istemiştim ancak arama Kim'dendi.Ya önemliyse?Mafya,ve ya canı tehlikedeyse?!Hiç bekletmeden açtım.

"Kim?İyi misin?"

"Evet iyiyim!Belli de bana özür dilersin diye aramıştım!"

    Telefonda bağırması gittikçe sinirimi bozarken iyi olduğundan emin olduktan sonra telefonun hoparlörünü açıp yan koltuğa attım ve arabayı çalıştırdım.Onu bekletmedim.

"Ben mi özür dileyeceğim?!Teklifimin cazip gelmediğini sen söyledin!Ya kabul et,ya da vazgeç!Hem ordan bağıracağına gel yüzyüze konuşalım.Ahh unuttum.Bay Kim'in götü buna yetmez ama değil mi!?"

"Tanrı aşkına Yujin,ne saçmalıyorsun.Bence yanına gelmeliyim ve bu işi çözmeliyiz.Ben seni nasıl her gün sik-"

"İstemiyor musun gerçekten?İyi,tamam isteme.Bende senin ne gibi pislikler yaptığını ortaya çıkarmadan rahat edemeyeceğim.Ahh Bay Kim,tehdit edilen tarafsan çoktan kaybettin demektir."

"Neredesin sen Tanrı aşkına,güzelce konuşalım.Evine geliyorum."

"Üzgünüm,evime gelirsen yataktaki iç çamaşırıyla karşılaşırsın."

"Ne,nereye gidi-"

"Sana söyledim,ya kabul et ya da reddet.Karar senin.Bays"

   Onun yalvarmalarına kulak asmadan yoluma devam ettim.İnsan tehdit etmek gerçekten güzeldi.Hele ki bu kişi mafyaysa ayrı bir zevk havası vardı.Bara geldiğimde arabadan indim ve içeriye girdim.Leziz bar havası vücuduma çarparken,etrafta loş ışıkla birlikte slow müzik ve müzikle beraber yavaş yavaş dans eden aşık ve sarhoş tipler barı şekillendirmişti.

Vakit kaybetmeden odaya çıktım.Seo-jun yoktu.Bu işime geldi ve dolaptan bir viski  almak için mutfağa gitmiştim.Etraf biraz loş ışıkla aydınlanıyordu.Işığı sevmediğim için yakmadım.Viskiyi dolaptan alıp dolabın kapağını kapattım ki,kapatmaz olaydım...

Mutfakta ki koltuğun üzerinde ki ceset bütün benliğimi yok etmiş gibiydi.Ellerim titrerken,elimdeki viskiyi yere düşürmem ve camların saçılması bir olmuştu.

   Bir ceset,kanlar içinde bir ceset vardı...O hac kolyesi gri olması yerine kırmızıydı...

Ve Tanrı şahidim olsun ki bu ceset hiç istemediğim birine aitti,hiç istemediğim biri...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 18, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sex PrensimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin