Watching The Stars/Ranpoe

9

İkisi birlikte arabaya bindiklerinde edgarın gözü sürekli yan koltuktaki zümrüt gözlerdeydi. Sevgilisine hediyesini vermenin zamanı geldiğini söylüyordu ve ranpoyu tek motive eden şey de buydu.

"Az kaldı sevgilim."

Ranpo zor da olsa küçük bir gülümseme bırakarak sevgilisine baktı ağzını son kalan enerjisiyle açtı.

"Seni seviyorum edgar.. iyiki hayatımdasın hm?"

"Bende seni seviyorum ranpo.. verdiğim hediye hakkında ip ucu ister miydin?"

Zümrüt gözlerde az da olsa ışıltı süzmesi görünüyordu. Hayatı boyunca bu anı beklemiş gibiydi.

"Tabiki"

"Hediyeyi verdikten sonra sonsuza kadar birlikte olacağız tabi kabul edersen."

"Senden gelecek her şeyi kabul ederim."

Araba yavaşça durduğunda geldikleri ormana yorgun gözlerle bakındı küçük dedektif. Burayı hatırlıyor gibiydi güzel bir havası vardı.
Arabaya bindiğinden beri elinde birkaç kağıt parçası tutuyordu ama kafasını çevirip onların ne olduğuna bakmamıştı.

Gerek de yoktu.

İndiğinde hafif sendelese de sevgilisinin kolları onu tutmuş, yürümesi için yardım etmişti.

Birkaç dakika yürüme mesafesinin ardından oturdukları bank bir uçuruma bakıyordu.

"Benden rica ettiğin yer böyle bir yer miydi?"

Zümrüt gözlerde etrafı incelerken rüzgarın ikisine doğru esmesiyle poe ceketini çıkardı, ardından sevgilisinin kollarına bıraktı. En değerlisi için her türlü şeyi yapardı.

Birlikte olacağız

Güçsüz düşmüş beden kollarındaki palto ile birlikte yanındaki bedene yaslandı, ardından etrafı izlemeye devam etti. Dünyanın en güzel ilacı ve kokusu yanındaki adamdaydı.

Ranpo poeye gerçekten aşıktı.

"Vermemi ister misin?"

"Evet..."

Beklenilen o an.
Ranponun cevabının geleceği ve sonsuza kadar birlikte olacak anahtar.
Cebinden çıkardığı eski bir kitabı uzattı ranpoya.

Dedektif ilk başta anlamasa da yorgunluktan solmuş gözlerini defterde gezdirmeye başladı. Onunda vardı böyle bir defteri acaba oda mı yazıyordu diye düşündü usulca.

Hayır bu başka bir şeydi.

Birden sevgilisinin kollarına atlamış hatta onu öpmüştü. Üzerindeki tüm yorgunluk bir anda gitmişti ne oluyordu.

"Seninle evlenirim poe!"

Kitabın kapağını açtığında ilk bu kelime yazıyordu bunu sona yazması gerekmiyor muydu??

Poe ise bunu unutmuş, mahçup olmuş bir ifadeyle öylece ranpoya gülümsüyordu.

"Seninle tabiki evlenirim seni çok seviyorum."

Küçük bir ses geldi ama ikiside bunu duymamıştı.

"Ajanstakilere de söyleyelim ve kesinlikle düğünümüz için bir pasta isteyelim."

Ranpo heyecanlı heyecanlı istediği şeyleri anlatırken poe ise küçük dedektifini dinliyordu. Uzun süredir ikiside bu anı bekliyor gibi görünüyordu.

Başka bir ses daha

"Ben alırdım sana pasta."

"Ben babamdan istiyorum."

Ranpo uzun süre sonra fukuzawaya -sensei- demek yerine baba demişti ve bu poeye çok tatlı gelmişti.

"Dans etmek ister misin?"

Bugün karanlık erkenden çöküyordu. Bulutlar oldukları ormanın başına gelmiş sanki tüm canlılar iki bedenin dans edişini izliyordu. Onlara kimse karışmadı bir süre ranponun sevinci etrafı çevreledi.

Çok sürmüyor

Yere düşen kağıt hafif yağan yağmurla beraber ıslanmıştı.
Ranponun başından beri buraya getirdiği ama bakmadığı kağıtlar.

Bir evlilik teklifi

Sonsuza kadar birlikte olacağız

Yeniden bir ses geldi ama bu ses diğer iki sesten farklıydı. Tüm ormanı kaplamıştı ve etraftaki tüm kuşları, hayvanları ve hatta buralardan geçen insanları bile korkutmuştu.

Etrafa sıçrayan sıvı o kahkahaları, dilekleri ve hayalleri de oradan akmasını sağlıyordu.

Artık sonsuza kadar birliktelerdi.

Bir şizofreni hastası..? Ranpo sadece dünyanın en iyi dedektifiydi. Sonsuza kadar sevgilisini bekleyen bir dedektifti. Hastalıktan kurtulacağına inanan bir dedektifti ama hastalığı bile yanlış olup ona oyun oynuyorsa ne yapabilirdi?

Ranponun çözmek istemediği ve gazetelerden uzak durduğu tek dava

Edgar allan poe cinayeti

Merhaba canım okurlarım
Şizofreni hastamız ranpo, edgar öldükten sonra hastalığı daha da kötüye gidiyor ve ilaçlarını kesinlikle almayıp doktora gitmiyor.
Yani hikayemizde geçen tüm olaylar ranponun kafasında kurduğu olaylar
Sonunda ise ne olduğunu hepiniz anlamışsınızdırdır diye umuyorum
Sağlıcakla kalın hoşçakalın