6

2.2K 199 233
                                    

Özür dilerim sınırın dolacağına ihtimal vermediğim için gecikti bölüm ayrıyeten işe başladım öyle yani

Sınır 200 oy 80 yorum

2k lık bir bölün üstelik okunma sayısı binden fazla bence yeterli bir sınır ayrıca bölüm yazım aşamasının sonlarında hadi bakalım

**************

Uzun zamandır varlığından bihaber olduğum acıyla vücudum kasıldı ve gözlerimi zorda olsa açmayı başardım.

İlk önce nerde olduğumu kavramaya çalıştım, 6 ay boyunca alışmış olduğum tavanı görünce her şeyin bir rüya olabileceği heyecanıyla vücudum kasıldı.

Nefes almak daha da zorlaştı. Şimdi ne olacaktı, kaldığım yerden devam mı edecektim. Her şey bir rüyaydı ve ben elimi kesip bayıldığım için mi uyandım ama acısı çok gerçekti, hem intihar da mı rüyaydı?

Hiçbir şey yerli yerine oturmuyordu, her şey düğüm olmuş iplik silsilesinden ibaret gibiydi. Ne düşüneceğimi dahi bilemiyordum.

Hözlerimi kapattım, derin bir nefes aldım ve nefesimi tutarak 20 ye kadar içimden saydım. 18 derken kapı açıldı ve içeriye biri girdi.

Yüzünü görmek için doğrulmaya çalışsamda, elimin acısı yüzünden bunu başaramamıştım.

Elimin acısı mı? Ne oluyordu burda, üzülmem mi, yoksa mutlu mu olmam gerek hala anlamış değildim. Neden hayat bu kadar karmaşık olmak zorundaydı ki?

"Selam küçük bey, kendini nasıl hissediyorsun bakalım. " Neşeyle konuşması kadar tuhaf çok az şey vardı. Ne yani elini kesmiş bir bebeğe, bu denli neşeli mi yaklaşılması gerekiyor?

Serumu kontrol ederken bana bakarak gülümsemiş ve bir cevap istediğini belli eden gözlerle bana bakmıştı. Ne diyim şimdi ben sana ablacım, ne istiyorsun? Çok mutluyum falan mı demem gerek bu kısımda anlamadım.

Daha fazla şu tuhaf bakışlara maruz kalmamsk için zorlayarakta olsa, iğrenç, berbat, bir türlü düzeltemediğim konuşmamla cevap verdim. Umarım anlayacak kapasiteye sahipsindir ablacığım, bazen ben bile anlamıyorum da.

"Eyim ayıyo." Bence yeterdi, hatta çok bile olmuştu. Ağrıyoru demeyecektim, el neyine yetmiyor ki. Elimin ağrısı yüzünden gözlerim istemsizce dolmuştu.

Ben hala küçük bir çocuktum, yetişkin değildim. Ağlasam kim niye ağladın diye azarlamayacaktı değil mi? O an bu düşüncenin verdiği rahatlama yüzünden mi, ya da dolmuşluk mu bilmiyorum ama içim dışıma çıkana kadar ağlamak istemiştim.

O kadar çok ağlamak istiyordum ki, kalbimin sızısı ne kadar ağlasam da hiç dinmeyecek gibiydi. Sadece ağlamak istiyordum.

4 adımlık kurtuluş planımın 2'sini başarıyla tamalamıştım her ne ladar ufak aksilikler olsa da. Geriye sadece 2 adımım kalmıştı ve bu adımların baş rolü bu ablaydı.

O zamana kadar ağlamanın doğru olup olmaması konusunda galeyana düşmüştüm. Kalbim o kadar çok sızlıyordu ki sanki nefes almamı engelliyordu. Gözümün dolup, tuzlu göz yaşlarımın gözüme batması ve ağrı yapması da bunu katlanılmaz hale getiriyordu.

Hemşire olduğunu düşündüğüm abla

" Bebeğim, ağlamak mı istiyorsun? Neden o güzel gözlerin kızardı ablacığım?"

Duygu yoğunluğuyla ve planın devamı için "ayyemi istiyoyum." istemsizce söylediğim sözler ağlamamı daha da tetiklemişti. Bazen beynim benden daha önce harekete geçiyordu, çoğu zaman hayat kurtarsa da zora sokmaktan da hiç çekinmiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

En Baştan -erkek versiyon-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin