EVET SEVGİLİ ARKADAŞLARIM, OKURLARIM. YEPYENİ VE DEVAMLI GELMESİNİ UMDUĞUM BİR SERİYE BAŞLADIK. ÇOK HEYECANLIYIM. ÇÜNKÜ BU BİRAZ FARKLI BİR SERİ OLACAK.
FAZLASIYLA CİNSELLİK İÇERECEK BİR KİTAP OLACAK.
ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMAYI AMAÇLAYAN BİRİNİ KONU ALAN BİR HİKAYE. ACABA NELER YAŞAYACAK?? :)))
SİZLERİ SEVİYORUM İYİ OKUMALAR.
BU ARADA KİTAP KAPAĞI ÇOK KÖTÜ ONU BİR AN ÖNCE DEĞİŞTİRECEĞİM :)))
***
Tam yirmi yıl boyunca hem bedenen hem ruhen hapis tutulsanız ne hissederdiniz?
Çaresiz, tükenmiş, umudunu yitirmiş... Ya da e şıkkı, cevap hepsi.
Aile baskısı hayatımızı etkileyen en önemli faktörlerden biridir eminim ki. Çünkü sizi hayata hazırlayan, iyiyi kötüyü öğreten insanlardır anne babalarımız. Ancak bir yaşımıza kadar bu böyle olur. Ardından küçük kuş yuvadan uçar ve gerçek hayat ile yüzleşir. Değil mi? Bu böyledir.
Ama bazı anne babalar vardır ki, çocuklarını hep kontrolü altından tutup, onları yönetmek isterler. Konuştuğu kişilere, arkadaşlarına, telefonuna, kitaplarına, ıncığına cıncığına her şeyini bakarlardı. Giydiklerine, yaptıklarına, davranışlarına. Bunların hepsi saçmalıktı. Tamamen saçmalıktı hem de.
Böyle yaşayanların olduğuna emindim. Yirmi birinci yüzyılda olmamıza rağmen halen daha sığ görüşlere sahip insanların var oldukları ve bunlardan birinin de benim ailem olduklarını kabullenmem uzun bir zaman alsa da artık yavaş yavaş buna alışmıştım. Ya da buradan kaçmanın bir yolunu bulmam beni az da olsa bir rahatlığa kavuşturmuştu.
16 Ekim, Pazartesi 2023 yılı. Benim bu evden ilk defa kendi hür ve özgür iradem ile bir yere gittiğim gündü. Yıllar sonra ilk defa istediğim bir şeyi yapıyordum. Okula gidiyordum. Kendi özgür iradem ile seçtiğim bir okula gidiyordum.
İki yıl önce ailemin seçtiği Kız Anadolu lisesini birincilikle bitirdikten sonra üniversite sınavına girmiştim ve çok yüksek bir puan alarak ilk bine girmiştim. Ancak babam kızların üniversiteye gitmemesi gerektiğini düşünecek kadar sığ görüşlü biri olduğu için ne kadar çok ısrar etsem de bu kararından onu döndürememiştim. Hatta kaç defa dayak yemiş olsam da bu ısrarımı tam bir ay boyunca sürdürmüştüm. Ancak sonuçta hiç bir şey değişmemişti.
Geçen yıl sınava girememiştim. Annem yüzünden. Bana bütün gün temizlik yaptırmış, misafirlere ikramlarda bulunmam için beni zorlamıştı. Gene ağlamış, bolca gözyaşı dökmüştüm. Ancak sonuç gene aynı kalmıştı.
Yılmamıştım. Mahalleden üniversiteye giden kızları izleyerek geçen bir bir yılın daha ardından sonunda sınava tekrardan girmiştim. Sınavın o heyecanlı anları ve kalemi elime aldığımda ki o mutluluğa hiç bir şeyi değişmezdim. Saatler süren sınav yolculuğumun ardından bir kaç ay geçmişti ki, sonuçlar açıklanmıştı. İlk puanım kadar iyi bir puan yapamamış olsam da işletme bölümünü kazanacak kadar bir başarı elde edebilmiştim. Kendimle gurur duyuyordum.
Yapabilirdim.
Bu sefer önüme kimsenin geçmesine izin vermeyecektim. Kapıdan dışarı ilk adımımı atmamla, yüzüme çarpan rüzgar uzun kumral saçlarımı uçuşturdu. Bu olay yüzümde bir gülümsemenin oluşmasını sağlarken adımlarımı yere daha sağlam bastım ve ilerlemeye başladım. Tek koluma astığım küçük çantam, bol ispanyol paça kot pantolonum ve üstüme giydiğim iki beden büyük olan sweatshirtim ile berbat gözüksem de dolabımda başka eşyalar yoktu. Yani tabi ki de kıyafetlerim vardı ancak hepsi birbirinin aynısı olan saçma kıyafetlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK TUTKU
ChickLit''Oyunun kuralı şu Beren, ilk kişi birine cesaret mi yoksa bilinmezlik mi diye soracak. Eğer karşısında ki cesaret seçerse soruyu yönelten kişinin seçtiği iki seçenekten birini yapmak zorunda olacak. Bu ya içkiyi içmek olacak ya da üstünde ki herhan...