Billy, Sidney'nin ifadesi olmadan hapisten çıkmıştı, çünkü katil olmadığı kanıtlanmıştı.
Sadece ben ifade vermiştim ve sonrasında bu konu hiç konuşulmamıştı.Sabah yine erken kalkıp Randy ile buluşup beraber okula gittik. Dersler sıkıcı bir şekilde devam ederken etrafta o katilin maskesini takanlar vardı. Bazı kişilerde benim
yanımda arkamdan laf yapıyordu."Şu katili levyeyle kovalayan kız değil mi?"
"Charlotte Miller katili levyeyle mi kovalamış?"
Evet, bu doğru denilebilirdi. Ama kesinlikle benden korktuğu için yaptığını sanmıyordum, aksine sanki planı varmış da ona göre hareket ediyor gibiydi.
Yoksa benden kaçmak bir yana beni öldürebilirdi belki de.Herkes dibimizden o lanet maskeyle geçiyordu. Önümüzden hızla geçen Sidney'i görmemle onu durdurdum.
" Sidney, biraz konuşabilir miyiz?"
Randy merakla ne yaptığıma bakıyordu.
Sidney başıyla onaylayınca onu kızlar tuvaletine kadar yürüttüm ve beraber içeriye girdik.
"Kabine girelim daha rahat konuşuruz."
Dediğiyle başta şaşırdıım ama sonra kabul ettim.
"Bak Sidney, seni severim sen de benim arkadaşımsın. Ama Billy'e iftira atmandaki amaç neydi?"
Sidney derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Amacım öyle değildi, sadece onun cebinden telefon düşünce onun beni aradığını sandım. Bilirsin, katil seni de aramıştı. O an kafam gerçekten bulanmıştı, ne yapacağımı şaşırmıştım ve hiç düşünme fırsatım olmamıştı."
Onun kafasının karışık olması zerre umrumda değildi.
" Neyse ki Billy senin ifadene gerek kalmadan çıktı, ne bekliyodun ki. Sen diyene kadar orada kalacağını mı?"
Sidney ağzımdan çıkan kelimelerle şaşkın bir şekilde bakmaya başladı ama bende dediklerimin arkasındaydım.
"Hayır, dediğim gibi. Kafam karışmıştı. Üzgünüm."
Kafamı salladım ve onun çıkmasını bekledim ama tam çıkacakken içeriye birileri girdi.
"Charlotte Miller mı? O tam bir sürtük. Tanıştıkları günden beri Billy'e yalakalık yapmaktan asla vazgeçmedi."
Bu sesi tanıyordum, bu kişi Amanda'ydı, ve Amanda'da Billy'e aşık olan bir kızdı.
Ayrıca Billy'e tanıştığımızdan beri yalakalık mı yapmıştım?
Yalaka olan kendisiydi. Hatta bir keresinde beni Billy'nin arkasından konuşmuşum gibi herkese yalan yanlış anlatmıştı.Tam ona haddini bildirmek üzere kabinden dışarı çıkacakken Sidney kolumdan tuttu ve ağzımı kapadı.
"Charlotte öyle biri değil Amanda, başından beri aralarını bozmaya çalışıyordun ama bozamadın. Şuan onlar birbirlerini çok seviyorlar diye kuduruyorsun."
O kızı tanımıyordum ama neden bu kadar haklıydı?
Resmen içimden dediklerimi söylemişti."Kudurmak mı? Güldürme beni. Charlotte kocası onu aldatıp başka bir kadından çocuk yapınca annesinin gidip hem kendisini hem babasını hem de o kadını ve karnındaki çocuğu öldüren birinin kızıysa kimseyi sevemez, o tam bir annesinin kızı."
Duyduklarım şaka mıydı? O bunları nereden biliyordu? Ben Billy'e bile zor anlatmıştım.
Sidney duyduklarıyla bana ufak bir bakış attı, üzüldüğü her halinden belliydi ama ben de kimsenin bana üzülmesine izin vermemeliydim.
Amanda ve yanında ki kız tuvaletten çıkınca biz de kabinden çıkmıştık. Tam o an ortadaki kabinden ses geldi, Sidney hemen tedirgin olup yere eğilip biri varmı diye bakmaya kalkıştı.
"O kabinde biri var."
Dediği an kabinin kapısı açıldı ve üzerimize tekrar hayalet maskeli bir katil koştu, ama yine asıl hedef Sidney'di.
Ya da belki şakadır. Okulda o maskeyi marifetmiş gibi takanların yaptığı bir şaka olamaz mıydı?
Sidney maskeli herifin bacağının altından geçip tuvaletten çıkarken ben ise hiç bir çaba sarfetmeden hızlı adımlarla çıkmıştım.
Arkama baka baka yürürken omzuma atılan tanıdık kollarla başta irkilsem de sonrasında Billy olduğunu anlamıştım.
Amanda azıcık ötemizdeydi.Normalde umrumda olmazdı ama hakkımda dedikleri için Billy'e duyduğu aşktan dolayı onun yerinde domates gibi kızarıp bomba gibi patlamasını izlemekten zevk alacaktım.
Eli omzumda yürürken özellikle Amanda'nın yanından geçerken yüzümü yüzüne dönüp alnını alnıma yasladım. Aramızda 1 cm bile ya vardı ya yoktu. En son o ikimizinde dudağını buluştururken Amanda'nın cırtlak ve ince sesiyle yaptığı hırlama ve dolabının kapağını sert bir şekilde çarpmasıyla gittiğini anlayıp sırıtmıştım.
Birkaç saniye sonra ayrıldığımızda bize bakan topluluk umrumuzda olmamıştı.
___________________________________
"Ölümsüz olmak ister miydin Charlotte?"
Tatum'dan gelen soruyla düşünmeden aklıma gelen ilk mantıklı şeyi söyledim.
"Kalbinde yaşattıkların ölmez, ama eğer gerçekten ölümsüzlük diye birşey olsaydı bunun sadece bende olmasını istemezdim."
Tatum ve Sidney'le yürürken aniden arkamızdan gelen Stu ile hafiften tırssam da gülüp geçmiştim.
"Bu akşam, evimde parti var ve sizde geliyorsunuz."
Stunun dediğiyle birkaç snaiye bekleyip ardın cevap verdim.
'Bundan neden bizim haberimiz yok. "
" Artık var. "
Tatum Stu' ya katılırcasına başıyla onaylayıp konuştu.
" Eğlenceli olacak, sizde gelin."
Sidney başta kabul etmeyecek gibi görünüyordu ama sonra başıyla onaylayıp ikisi de uzaklaştılar.
Billy ile ufak bir kavga etmiştik, nedeni ise benim açımdan pek belli değildi. Sadece en son gözüne gözükmememi söylemişti.
Stu'nun partisine gitme sebebim biraz bu olacaktı. Belki barışabilirdik...
___________________________________