giorno dell'incontro

180 8 5
                                    

Dün derbi vardı ve 2 farkla maçı kaybetmiştik Barış üzgünken Keremle Yunusun da bir farkı yoktu basit hatalardan dolayı maçı kaybetmiştik şampiyonluk yolunda önemli bir maçtı ama yapacak bir şey yoktu önümüzdeki maçlara bakacağız.

Takım 2 gün izinli olduğu için dışarı çıkmaya karar vermiştik akşam üstü hava hafif kararınca hazırlanmış dışarı çıkıyorduk Barış birine telefon edip yanıma gelip göz kırptı, salak mıdır nedir angut herif.

Sahilde bir mekana gelmiştik çok tatli ve şirin bir yerdi zaten ben eşofmanla gelmiştim beni pek ilgilendirmezdi bu durum tabi ama oturduktan 10 dakika sonra Nicolo'nun geleceğini bilsem daha şık giyinebilirdim.

Nicolo gelip yanıma oturdu Barışlarla beraber menüye bakıp karar vermeye çalışıyorlardı.

Barış: bak bu güzel diyorum my brother yani anlamıyon ki sen de Allah'ın türkçe kıtı, yes yes this one ufff 

Barış'ın bu hallerine gülerken Nico bana dönüp hangisinden istediğimi sordu o sıra midem bulanıyor diye pek bir şey yiyip içmek istememiştim ama Nico bunu kabul etmeyip kendi seçeceğini söylemişti.

Siparişler gelince herkes yemeye başladı ben de onları izleyerek sodamı içiyordum Keremden gelen telefonla izin isteyerek masadan kalktım.

Kerem: napiyosun ufaklık?

İrem: napayim abi oturuyoruz işte Barış, Berat, Ablamlar ve Nico ile.

Kerem: Nicolo var biz yokuz ha öyle olsun kalbim çıt kırıldı.

Arkamda beni dinleyen Nico'dan habersizdim telefonun birden çekilmesiyle yerimde sıçrayıp arkamı döndüm.

Nico: keremcim isimiz var hayatim kapatiyorum baay.

İrem: sen napiyosun lan?

Nico: bu güzelliği dışarı kaçırmaya gelmiştim aslında ama kabul eder mi bilmiyorum..

İrem: etsem mi ki bilemedim şimdi

Nicolo masum gözlerle bana bakıyordu.

Nico: Barıştan izin aldım yani biraz zor oldu ama.

İrem: tamam kabul ettim gidebiliriz.

Nicolo bir şey dememe izin vermeden elimi tutup kafenin dışına doğru yürümeye başladı.

Deniz kenarına geldiğimizde elimi bırakmadan kumlara oturdu ve kendisine çekip yasladı.

Nico: senle iyi arkadaş olduk biz ha.

İrem: dimi ya mis gibi olduk.

arkadaşına sokayım senin.

Nico: sen iyi misin?

İrem: evet evet iyiyim.

Konuyu daha fazla devam ettirmeden çok güzel bir sohbete dalmıştık tam ortasında Berat aramasa çok daha güzel olabilirdi.

Berat: abim gel şuraya saat kaç olmuş beni deli etme.

İrem: aynı Barış'a benzedin seni arabic.

Berat: sus lan gel şuraya.

Telefonu kapatıo Nico'ya gitmemiz gerektiğini söyledim hızlıca onaylayıp arabaya geçtik ve eve geldim.

Berat: gelmeseydin abim onda kalsaydın.

Barış: sonuçta yabancı değil ya kalsaydın.

Türkü: tanidikta kalabiliyosak ben de Uğurla kalayim mi????

Barış: ya sabır bu kız beni katil edecek gercekten.

İrem: bence kalabilir yabanci değil.

İlayda: dimi ben de bi Altay'ı arayayım.

Berat: hop hemşerim nereye?

Barış: amina koyim senin Berat, yavrum gel şuraya.

İrem: ay ben gidiyorum of.

Evden çıkıp Kerem'in yanına gitmiştim zaten karşı binada kalıyorlardı.

Kerem: bebis hos geldin, iyi misin??

İrem: ya degilim Nico'yu sikicem arkadaş olduk diyor ne arkadaşı ya beğeniyorum ben onu yakışıklı, efendi maşallah yani hoşlanıyorum gelmiş ne güzel arkadaş olduk diyo ağlamak istiyorum sinirden!

Kerem: şey bebeğim sussa-

Nico: Hay Hay prenses arkadaş olmayalım :)

Belimden tutup kendine hızlıca çekmesiyle başım dönmüştü ardından dudaklarının dudaklarımı kavramasıyla ben de bitmiştim..
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

la mia margheritaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin