Barış'ın kapıyı açmasıyla Nicolo'ya baktım Barış ikimize bakarak sırıtıyordu ardından göz kırpıp kapıyı kapatıp çıktı.
Soyunma odasından en acilinden çıkıp Okan Hoca'nın yanına gittim akşam takım yemeği olduğu için evlere dağıldık Barış'ın hazırlanması bitmediği için aşağıya koltuğa oturmuş televizyon seyrediyordum.
Barış: Ya benim pantolonum nerde???
Naz: Al yavrum al kör gözünü eşeklere siktiricem al.
Barış: aaa yanımdaymış..
Barış'ın bu haline gelirken Nicolo'dan gelen mesaja tıklamıştım.
*mesajlar*
- İrem geliyorsunuz değil mi yemeğe?+ Evet Barış'ın hazırlanmasını bekliyorum hazırım.
- hmm ne giydin acaba?
+ oğlum bak ben Adanalıyım tamam mı benim agzımın yayını bozdurma.
- tamam kızma ya of bekliyorum gelin çabuk.
+ emrin olur.
Sohbetten çıktığımda Barış inmişti zaten düzgün giyinse çok şaşırırdım arabaya geçip arkaya beni atmıştı çünkü Naz abla da geliyordu maalesef bugün arka koltuktayız..
Naz: şhht İrem bi bak.
İrem: efendim abla?
Naz: senin şu yakışıklı şey geliyo mıymuş?
Barış: sanane sen napcan?!
Naz: sus ya taş devri insanı gibisin Rizeli'den ne bekliyorum ki zaten.
İrem: gelmiş abla bekliyomuş.
Naz: Allah Allah bi konuşmalar bi gülüşmeler hayırdır inşallah?
Barış: napcan hoşlanmıyosa nikahına mı alıcan ne bu sorgu Allah'ım.
Naz: Barış biliyo musun bazen sana nasıl katlandığımı sorguluyorum.
Barış sinirle direksiyonu sıkıp arabayı kenara çekti zaten geldiğimiz için de ben arabadan iniyordum kapının tutulmasıyla kafamı kaldırdığımda Nicolo'yu gördüm.
Nicolo: hoş geldin kuşum.
İrem: sana kim öğretiyor böyle şeyleri anlamıyorum ki ben ya tövbe Allah'ım.
Nicolo: ne dedik sanki anaaaa
İrem: yürü hadi yürü.
Yemeği yerken bir kaç fotoğraf çekinip instagrama koymaya karar vermiştik.
Yemekten sonra Okan Hocalar falan gitmiş bi kaç kişi kalmış oturuyorduk yarın takım izinli olduğundan vakit geçirmek istemiştik Nicolo ve Barış karşı masadan birine kitlenmişti kim olduğunu bakmak için döndüğümde Ferdi'nin Naz ablanın yanına gittiğini görüp gülümsemiştim çocukluk arkadaşıydılar sonuçta Uğur Kaan, Ferdi ve Naz abla yakındılar sonradan ara açılsa da iyiydiler.
Uğur yanıma gelip bana selam verdiğinde Yunuslar falan da selamlaşmıştı Nicolo sert şekilde Uğur'a bakıyordu Barış'ın da bir farkı yoktu sonuçta ne demişler insanlar konuşa konuşa öküzler tokuşa tokuşa.
Nicolo hızla masadan kalktığında Bismillah diyerekten ayağa kalkıp kolunu tuttum her an bi tartışma bi kavga çıkacak gibi hissediyordum başıma gelen de olmuştu ama çıkaran Nicolo değildi eski sevgilim Dorukhan, Dorukhan Toköz.
.
.
.
.
.
.
.
.
.