Alican'dan
Danilo sanki ona laf edecekmişim de kendisini hazırlamış gibi duruyordu, ama yanılıyordu. Tamam, belki Danilo'nun böyle davranması beni üzmüş olabilirdi, ama mesafeli mesajlarından bile onu sevmediği anlaşılıyordu. Hatta bir kere uyarmış, son şansı olduğu söylemiş Danilo. Bunu görmüştüm, sıkıntı çıkmaması için elinden geleni yapmış gibi gözüküyordu. Bundan dolayı kızamazdım, ama kırgındım. Bana önceden söyleyebilirdi, halledebilirdik. Ama şimdi ellerimi yumruk yapıp sıkmıştım ki, ben halledecektim!
O ismini bile anmak istemediğim arkadaşım diyeceğim son eleman ile ben görüşecektim. Madem Danilo ona son şans vermişti o da bu şansı kaybetmişti, işin içine ben girecektim artık.
Bizi kıskanması umurumda değildi. Hatta Danilo ile ilişkimizi onun gözüne bile sokmak isterdim. Fakat şuan sırası değildi.
Karşımda yutkunan kıvırcık saçlı adama bakıp konuştum.
"Nasıl dayandın Danilo? Artık buna haddini bildirmek gerekiyor ki, ben bildireceğim. Benden günah gitti vallahi."
demiştim sakin kalmaya çalışaraktan. Danilo'nun şaşkın bakışlarını üzerimde hissediyordum. Sanki bunları dememi beklemiyormuş gibi ne dediğimi tekrar anlamaya çalışıyordu. Danilo kaşlarını çatarak bana tekrardan sormuştu.
"Dur, ne dedin sen?"
ben de duraksayarak dediğimi tekrarlamıştım, neden soruyordu ki? Yoksa bana kızmış mıydı..? Beni haksız mı bulmuştu? Kalbim buna dayanamazdı artık.
"Nasıl dayandın Danil-"
Danilo hızla sözümü kesmişti, istediği cevabı alamamıştı ki tekrardan sorusunu düzeltti.
"Hayır, o cümlenden sonraki."
demesi ile çatılan kaşlarımla beraber ciddi ses tonumla yanıt verdim. Şüphe duymuştum, acaba onu mu koruyordu?
"Artık ona haddini bildireceğim." dedim Danilo.
der demez Danilo hızla söze atılmıştı. Ellerini benim omzuma koymuş, sallandırıyordu beni.
"Bana kızmayacak mısın Alican? Ben de suçluyum, sana söylemeyerek hata yaptım. Bana kızmanı hak ediyorum. Sövebilir, kızabilir, dövebilirsin. Affettin mi hemen beni? Daha demin inanmıyordun, şimdi cidden affettin mi?"
öncekinden daha az tedirgin sesiyle konuşuyordu yakınımdaki adam. Sanırım ona darılıp kızmadığımdan mutlu olmuştu, ama kendi hatası olduğunuda düşünüyordu. İlk başlarda cümlesine başladığı zaman stres olarak dinlemiştim, onu savunacağını düşünüyordum. O kadar korkmuştum ki nefes alışverişlerim düzensiz olmaya gidiyordu.. Bunları demesi ile ona yanıt verdim.
"Açıkçası, biraz üzüldüm, bana önceden söylemediğin için. Böyle daha çok incitsen bile onunla yakınlık kurmadığını gördüm en azından. Birlikte halledebileceğimiz olayı kendin halletmeye çalışıp bana söylemedin, güvenmiyor musun bana Danilo.."
derken istemsizce alt dudağımı dişlemiştim, dudaklarım titriyordu. Çok korkmuştum, onunla yakınlık kuruyor ve beni aldatıyor diye çok korkmuştum. Onu savunup bana garip şeyler söyler, beni laflarıyla kandırır diye çok korkmuştum. Şu an içim öncekine göre o kadar rahattı ki, ama öbür içim de bir o kadar sinirliydi. Yine de benim arkamdan iş çevirmediğinden dolayı bir derin nefes alıp vermiştim. Dolu gözlerimle tam tekrar cümle kuracak iken kafamı Danilo'nun kalbinde, göğsünde bulmuştum. Danilo iki eliylede benim kafamı kendi kalbine yaslamıştı, titrek sesiyle konuşmuştu o da. Onu dinlerken hızla atan kalbini hissetmiştim, sanırım o da benim kadar stres olmuştu. Gereğinden fazla hızlı atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ichigo ichie || Alican x Danilo
FanfictionSomething in life only happens at a certain time.