Telefonda konuştuğum kişi sinirlenmiş olmalıydı ki, ses tonu yükselmeye başlamıştı. Ben ise sakinliğimi koruyup teker teker laflarımla mesajlarımı ona iletecektim. Sınırı aşıp bağırmak gerekmiyordu, ben şuan keyifliydim. İstediğimi diyip telefonu kapatabilirdim.
Telefondan çıkan yüksek sesleri zemine bakarak dinledim, o sıra alt dudağımı dişliyordum ve derin nefes alıp veriyordum. Her ne kadar sakin olmaya çalışsamda lafları beni sinir etmekte başarıyordu.
"Seni öldüreceğim Alican! Tek amacın benimle oynamaktı değil mi? Sen ve o pis İtalyanın cehenneme kadar yolu var, tamam mı? Ben artık s-"
Hoparlörde olan telefonumu birden elimde bulamamıştım. Gözlerimi Danilo'ya çevirdim, telefonum ondaydı. Yüzünde ciddi bir ifade vardı, gözleri duygusuz bakıyordu. Ellerinde oluşan damarları belirgin olmuştu. Tüm şaşkınlığım ile Danilo'nun hareketlerini izlemeye başlamıştım, ne yapacağımı bilmiyordum. Danilo, hiç olmadığı kadar ciddi ve çekici ses tonuyla konuşmuştu, bakakaldım.
"Kapa çeneni, ben sana kötü sonuçlanacak dedim. Bir daha rahatsız edersen kendini hapiste bulursun. Anladın mı? Alicanla mutluyum, başka aldatacak insan bulabilirsin kendine."
diyip telefonu kapatmıştı. Açıkçası böyle birşey beklemiyordum, yutkunarak onu izlemiştim. Bütün sinirimi çıkartmıştı resmen, rahatlamış hissediyordum.. Onun dışında Danilo'ya baktığım zaman resmen karşımda ona karşı koyamayacağım bir adam duruyordu. Bu tavırları, benim susup birşey diyemememi sağlamıştı. Zaten telefondakine yeterince lafları çakmıştı.
Danilo, telefonu yatağa fırlatıp ellerini beline koymuştu. Bana baktı, birşey diyemez halimde olduğumu anlamıştı. Kalbim küt küt atıyordu, ama belli etmek asla istemiyordum. Tüm sinirimi unutup karşımdaki adamdan oldukça etkilenmiştim. Tekrardan anlamıştım ki, ona asla karşı koyamazdım..
"Alican? Eğer ona söyleyeceklerin varsa ben dedim bitti. Bir daha arayamaz zaten."
Danilo'nun bu halleri ilgimi çekmişti, neden öncesinde böyle davranmamıştı?
"Öncesinde neden böyle demedin ona?"
demiştim etkilendiğimi belli etmemeye çalışarak. Sinirim gitmişti, üzüntüm yok olmuştu. Ama merak ediyordum, neden?
"Önemli bir konu değil. Adamca konuşmayı seçtim hep, hepsinde berbat etti!"
diyip birkaç benim anlamadığım dilde kendince konuşmuştu. Gülümsemeden edememiştim, bu halleri vardı da ben daha yeni görüyordum. Uzun bir sessizlik ardından konuştum.
"Sinirli halini gördüm!"
diyip kıkırdarken o da duraksayıp kaşlarını kaldırmıştı. Ardından sırıtıp gözlerini kısmış, bana cevap vermişti alaycı ses tonuyla.
"Bu sinirli halimin yarısı Alicoş, çok sevdin herhalde?"
Sinirli halinin yarısıya tümünü düşünemiyordum. Korkup düşünmemeye karar vermiştim, dediği şeyi yanıtladım. Genellikle çok olmasada istemsizce sesim titreyebiliyor, bu durumlarda kekeleyebiliyordum. Hoşuma gittiğini çok mu belli etmiştim? Etmemem gerekiyordu, role girmem lazımdı.
"Y-yok şefim, ilgimi çekti sadece. İlk defa görüyorum bu hallerinizi."
Şuan ikimizde o telefon konusunu unutmuştuk bile. Ben sadece Danilo sinirliyken onunla daha çok uğraşmak istiyordum, hoşuma gidiyordu. Şef dememi program dışında sevmediğini kaç kere söylese bile asla vazgeçmeyip sinir etmeye devam edicektim. Madem bu halini yakalamıştım, biraz daha ölçmeliydim onu. Tüm sinirini görmeliydim. Belki de yanlış yapıyordum, ama kendimi durduramamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ichigo ichie || Alican x Danilo
FanficSomething in life only happens at a certain time.