Sabah gözlerimin şişliği ile kalktım. Geç uyumuştum, hatta geç kalacaktım. Danilo'nun beni erken çağırdığını unutmuştum bile. Hızla elimi yüzümü yıkayıp gereken şeyleri hazırladım.
Dün ki gördüklerimi hatırladığım zaman ateşim çıkıyor gibi kafam yanıyordu, nefes alışverişlerim düzensiz olmaya başlıyordu. Kıskanç biri olabilirdim, ama bunu beklemiyordum. Yine de fazla abarttığımı düşünerek derin nefes alıp verdim. Saçlarımı ıslatıp şekillendirdikten sonra dışarı çıktım.
-
Sonunda gelebilmiştim. Başlamak üzereydi. Yanıma yaklaşan arkadaşlarım bana nerede kaldığımı sormuşlardı. Danilo'nun beni beklediğini söylemeyide unutmamışlardı. Danilo'nun beni beklediğini duyduğum zaman dediği sözü hatırlamıştım. Aklıma yeni gelmişti. Elimi alnıma götürüp ovuştururken artık çekimler başlayacaktı.
Şefler yemeği açıklarken aklım bambaşka yerdeydi. Yere bakıyordum. Ellerimi arkamda birleştirip kafamı kaldırdığımda Mehmet Şef'in
"İyi misin oğlum sen?"
demesiyle düşündüklerimi unutup onlara odaklanmamı sağlamıştı. Kafamı sallayıp:
"İyiyim şef, özür dilerim." diyip gülümsemiştim.
Ardından yemeğe başladığımız zaman yorgun gözlerimle yemeğime odaklanmıştım. Danilo benim dalgınlığımı anlamalı ki:
"Alican! Sence yapabilecek misin? İyi gidiyor mu?"
demişti. Bende hafiften gülümsemek istemiştim. Ama hiç içimden gelmediği için gülümsemeden yanıtladım.
"Buraya yapabilmek için geldim, şef."
dedikten sonra Somer alkışlayarak "oo" demişti.
"Görelim seni Alican! İşte beklediğimiz cevap. Bakalım sözünü tutabilecek misin?"
Somer'in dediği şey ile gülümseyip laf sokmaya çalışmıştım o anlık.
"Ben sözümü tutarım da, başkalarını bilemem artık şef. En azından kandırmıyorum."
Bunu neden dediğimi bilmiyordum, dün gördüğüm şey için sinirimi çıkarıyor olmalıydım sanırım. Danilo'nun tepkisine bakmak için gözlerimi ona çevirdiğim zaman tek kaşını kaldırmış ciddi bir şekilde bana bakıyordu. Sanırım ona demek istediğimi anlamış, ama neden dediğimi bilmiyordu.
-
Şefler teker teker tadına bakmaya geldiğinde yanıma Mehmet şef geleceği zaman Danilo ısrar ederek onun gitmemesini, kendisinin gelmesini sağlamıştı. Benim yemeğimin tadına bakarken kaşlarını kaldırıp kıvırcık saçlarıyla bana bakarak fısıldadı.
"Bekledim seni, yoktun?"
dedikten sonra cevap veremeyeceğimi bilerek çatalı ve kaşığı koyup ciddi bir bakışla öbürlerinin yanına gitmişti. Anlamamıştım niye bu kadar sinirliydi? İlk önce bana heves veriyordu, yakınlık kuruyordu. Göz temasında gözlerini ayırmıyordu, buluşmak istiyordu. Sürekli bana sırıtıyordu. Ama bunlara rağmen başkaları ile kalpli kalpli mesajlaşıyor birbirlerine göndermeler yapıyordu. Dün gördüğüm manzara ise aynen şöyleydi. Danilo bir resim atmış, arkadaşım ise postun altına ona iltifatlar dolu mesajlar yazmıştı. Danilo ise bu mesajını beğenip karşılığında o da ona iltifatlı mesajlar göndermişti. Sürekli birbirleriyle her postunun altında mesajlaşıyorlar, aralarında sadece birbirlerinin bildiği şakalar yapıyorlardı. En kötüsü ise arkadaşıma sürekli alttan alttan mesajlar vermeye çalışması ve arkadaşımında hoşuna gitmesiydi. Bunlar mesajlardan oldukça anlaşılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ichigo ichie || Alican x Danilo
Hayran KurguSomething in life only happens at a certain time.