Kar yaklaşık 2 saattir yoğun bir şekilde yağıyordu fakat Jungkook bambaşka telaşları olduğu için Taehyung söyleyene kadar fark bile etmemişti. Oysa yılın en sevdiği zamanlarıydı kar yağdığı zamanlar. Kar yağmaya başladığı an cam kenarına kurulur, mecbur kalmadıkça da hiçbir güç onu oradan kaldıramazdı.
Taehyung'un kendisini aşağı çağırmasıyla beraber içine tatlı bir heyecan dolmuştu. Onunla mesajlaşmak bile zorken yüzüne bakıp ne diyecekti? Nasıl davranmalıydı ve en önemlisi ne giymeliydi?
Son soru zihninde yankılandığı gibi gardrobuna doğru koştu. Hem çok özenmemiş gibi hem de güzel görünmek istiyordu.
Telaşla kendine kıyafet ararken solunda duran boy aynasındaki yansımasıyla göz göze geldi. Ne yaparsa yapsın kendi olduğu ve artık kendini engellemediği müddetçe Taehyung'un onu kabul edeceğini biliyordu. Kendine son kez bakıp mutlulukla gülümsedi ve dolabından eline gelen ilk kıyafetleri seçip hızlıca giydi. Siyah bere ve atkı takımını bulup onları da taktıktan sonra hızlıca çilekli lipbalmını sürdü çünkü sürmezse olmazdı!
Son dokunuşuyla birlikte odasından çıkıp beyaz kar montunu giyerken, ailesine biraz yürüyüş yapacağını söyleyerek evden çıktı. Yani, pek yalan da sayılmazdı.
Binanın dış kapısından çıktığında tıpkı dün gece olduğu gibi kendisini bekleyen esmer tenli çocukla göz göze geldi. Bu kez elleri siyah montunun cebinde ve dün akşamki munzur gülüşününün yerine anlam dolu sıcacık tebessümü ile bekliyordu tavşanını.
Jungkook ise hem suçlu hem özlem dolu bakışlarla bakıyor, büyük olanın içinden bir şeylerin akıp gitmesine sebep oluyordu. Küçüğü karların altında o kadar güzel duruyordu ki, alıp içine sokmak istedi onu. Biraz daha o şekilde dursa bunu ciddi ciddi yapmayı düşüneceği esnada hiç beklemediği bir şey oldu.
Küçük olan kıkırdayarak binanın önündeki basamaklardan koşar adımlarla inip Taehyung'un boynuna atlamıştı.
Esmer olan olduğu yerde donup kalmıştı, ellerini cebinden bile çıkaramıyordu. Kendisine sarılmış olan beden her ne kadar aksini iddia etse de, Taehyung ona bir süre yakın temasta bulunmamaya karar vermişti dün gece olanlardan sonra. Bu kırgın ya da kızgın olduğundan değil, Jungkook'u yine ürkütmek ya da kaçırmak istemediğindendi. Aklında tüm bu düşünceler dönerken hiç beklemediği bir anda küçük olanın üstüne atlaması da onu şoka uğratmıştı hâliyle.
Jungkook esmer olanın şok olduğunun farkında olarak konuşma ihtiyacı duydu. "Bundan sonra kendimi durdurmayacağıma dair hem kendime hem de sana söz vermiştim."
Yanağını, yasladığı omuza iyice bastırarak tamamladı sözlerini. "Uslu tavşanlar sözlerini tutarlar hyung."
Taehyung bu sözlerin kalbindeki etkisini sözcüklere dökemeyeceğini bildiğinden sessiz kalmayı tercih etmişti. Yüzündeki şok olmuş ifade yerini yeniden tebessüme bırakırken ellerini usulca cebinden çıkarıp, kendisine birkaç dakikadır hiç gevşetmediği kollarıyla sarılan bedenin beline sardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
accident | taekook ✓
Fanfic"kitaplardan veya filmlerden fırlamış gibi bi' hikayemiz var bence." fluff [texting & düzyazı]