..
Hiç birşey yapmadan sadece sallanıyorduk. "Sorularıma cevap verir misin?" konuşmamla etrafa bakınmayı kesip bana döndü. Duymak için biraz eğilince aramızda ki olan olmayan hiç bir mesafe kalmadı, yüzüme çok yakındı. Fazla yakındı.
"Tekrar eder misin? Az önce duymadım."
Dedi, aynı mesafeden. Zaten yakındı
Ama hâlâ duymamış olmalı ki yüzünü daha fazla yaklaştırdı. Bu haraketiyle dilim tutulmuştu konuşamıyordum. Kalbim göğüs kafesimi delercesine atıyordu. Cevap veremez halde olduğum için kafasını aşağı yukarı salladı. 2 saat sonra yutkunarak konuşmaya başladım.
"Şey-" Ben az önce ne söylemiştim. Şuan da onun etkisinde olabilirdim ama neden? Tanımadığım biriydi sonuçta kimdi ki o hoşlanamazdım hemen, tabii ondan hoşlanmıyorum. "...Değilmi?" Ah salak Alena bunu dışından söyleyecek kadar salak mıydın. Hadi sorsa ne diyeceksin.
"Ne değilmi? Birşey mi oldu?" Sordu soracağını. Cümleten gazamız mübarek olsun. Koşarak kendimi camdan aşağı atsam acaba garip olur mu? Yok be niye olsun sonuçta gelen geçen kendini aşağı atıyor.
"Yok bir şey." diyerek biraz da olsa geçiştirmeye çalıştım. Mira, Emir ve Emir'in arkadaşları bir masada toplanmış konuşuyorlardı. Gönül isterdi ki ben de o masada olsam ama gel gör değilim işte.
Yüzüme gelen ışığın yerini gölge alınca Emirgilin masadan gözümü çektim. Arel o azıcık mesafe yetmezmiş gibi biraz daha yaklaşmıştı yüzlerimizin arasında abartmıyorum 4 santim ya vardı ya yoktu. Yok ben bu yakınlıkta kalp krizi geçirirdim. Zarar kalbime, hep zarar."Arel ben bir lavaboya gitsem iyi olacak" sözlerimi bitirince koşarak oradan ayrıldım. Mükemmel planımı şimdi uygulasam mı?
Lavaboya girer girmez 1 yıl içinde alabileceğim kadar oksijeni içime çektim. Zıplayarak çığlık atmaya başladım. Rezil olmak şuan aklımın ucundan bile geçmiyordu tek derdim az önce yaşadığım olay da kalbimin hızlı atmasıydı.
"Neden! Atıyor. Bir günüm de mutlu huzurlu geçsin başka bir şey istemiyorum " bağırarak konuşmamı başka bir ses böldü.
"Bağırmaz mısın? Rahatsız oluyorum!" zaten sinirliyim bir de üstüme geliyorlardı. Sinirimi şu kadından çıkarmama ramak kalmıştı. Esmer kısa siyah saçlı ve uzun boylu kadın sustuğuma sevinmiş olmalı ki yarım gülüş attı. Rahatsız oluyormuş daha fazla olsun. Ayağımı öncekinden de hızlı vurmaya başladım ben her vurdukça kadının yüzündeki gülüş silinmeye başladı. En sonunda tüm odada yankılanan çığlık atarak oradan ayrıldım. Nereye gitsem karşıma deli çıkıyor!Arel'in yanına gidemezdim, içeriye gitsem beni görürdü. Ama yapacak bir şey yok yavaş haraketlerle etrafa bakarak yürümeye başladım. Kapıdan girdiğimde karşımda Miragilin masa vardı ama onlar ortalıkta gözükmüyorlardı. Ve Arel de burada yoktu. Sonradan herkesin bir yerde toplandığını fark ettim yanlarına gitmek için oraya doğru adımladım. Ben yürüdükçe neler olduğu belli oluyordu Mira hediyelerini açıyordu ve ben geç kalmıştım.bugün kaçıncı koşmam bilmiyorum ama tekrar koştum. Oraya gelene kadar sadece Mira'ya odaklanmıştım ki etrafa bakınca bana bakan bir çift göz fark ettim bunlar tabii ki de Arel'e aitti. Ondan kaçmak isterken yanlışlıkla dibine girmiştim.
Abartıyorum alt tarafı birazcık! Yakınlaştık diye şu yaptığım şeylere bak. Arel'i umursamadan Mira'nın yanına gittim.
"Alena neredeydin? Ne zamandır seni bekliyordum." dedi, beni görür görmez kolumdan çekiştiren Mira.
"Özür dilerim." diyerek sarıldım.
"Aaa bensiz mi?" diyen Emir sarılmasıyla neredeyse bizi düşürüyordu.
"Doğum günü kızı dileğini diledi mi?" dedim Mira'ya bakarak.
"Hep beraberiz ve mutluyuz daha ne dileyeyim." dedi soruma cevap olarak. Haklıydı biz hep birbirimize sarılsak, daha ne isteyebiliriz."Mira Elis, ilk defa haklılığını konuşturdu."
"Emir?" dedi, Mira
"Efendim?" dedi Emir de
"Sus."
İkisi sürekli kavga ederlerdi ama günün sonunda beraber mutlu olurduk.
"İlk önce benim hediyemi açar mısın?"
Yanımıza gelen Emir'in arkadaşı Çağlar Mira'ya hediye paketini uzattı.
"Tabi." paketi eline aldı Mira. Yavaş haraketlerle açınca içinden kolye çıktı.
Taşlı ortasında kalp olan bir kolyeydi.
O kadar güzeldi ki tam Mira'ya göreydi.
"Çok güzel teşekkür ederim." dedi büyülenmiş bir sesle.
"Sıra bende." Emir elindekini uzattı.
Onun içinden de toka çıkmıştı. Kırmızı çiçek desenli bir toka. O da çok güzeldi.
"Teşekkür ederim Emir, sen bu kadar düşünceli miydin?"
"Olur mu Mira Elis Akal'ın hergün doğum günü olmuyor sonuçta, almasak ayıp olur."
Dedi Emir. Ben hediye almıştım ama daha gelmemişti keşke gelir diye dün sipariş etmeseydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Ayrılığı
Roman pour Adolescents+905*: Beni unuttun mu? +905*: Bu kadar kısa sürede unutmamışsındır değil mi? +905*: Lütfen unutmamış ol... +905*: Çünkü bu acıya dayanamam. Çok güzel olan bir hayat, tek gecede mahvolabilir mi? Her şey bırakılıp da gidilebilir mi? Bildiğiniz tüm o...