İkili son zamanlarda şef'in odasından hiç çıkmıyordu. Seonghwa 'Crystal Palace' hakkında bildiği her şeyi anlatıyordu ve şef de buna göre bir plan yapıyordu.
"Sahil kenarında bir evde kaldıklarına bakmayın efendim, fazlasıyla koruma var ve inanın çok güçlüler. Girmesi epey zor. O yüzden iyi ve uygun bir plan yapalım. Aksi takdirde çok kayıp veririz. Hem narkotik ekibi hem de dedektifler olarak iki grup birleşerek bir grup olmayacak mıyız? O yüzden çok kayıp vermemiz söz konusu."
Birkaç saatin ardından plan hazırdı. Akşam saatlerinde narkotik polisleri ve dedektifler toplanmıştı. Plan anlatıldığı zaman bu herkesin hoşuna gitmişti.
"Üç gün sonra. Salı akşamı baskını düzenliyoruz. Hem Hyera vakası için lazım hem de madem uyuşturucu ticareti yapıyorlar, güzel bir sürpriz yapmak hiç fena olmaz."
İkili birbirine bakarak gülümsedi, sonunda uzun zamandır çözmeye çalıştıkları davayı sonunda bitireceklerdi. Ve ikisi kesinlikle dinlenmeliydi.
•
"Mars, sence her şey umduğumuz gibi gidecek mi?"
"Bu da soru mu be mavi'm? Tabii ki de gidecek. Arka ve ön kapılardan tekmeyle havalı girişlerimizi yaptıktan sonra o Min Hyuk-woo denen pislik herifi ve adamlarını yakalayacağız! Ve bum! Bir bakmışız Hyera vakası da çözülmüş."
Mavi saçlı olan, arkadaşının bu heyecanlı hallerine gülümsedi. Her ne kadar acı çekse de bu kadar güçlü görünmesi onu kendine hayran bırakıyordu. En kısa zamanda arkadaşının geçmiş olaylarını da çözmek istiyordu. Çünkü ona söz vermişti ve mesai bittikten sonra en az iki saat boyunca konuşuyorlardı.
Ve sonra arabaya bindiler. Siyah takım elbiseli adam da kendi arabasına bindi, kendi kendine konuştu.
"Bay Min bu habere pek sevinecek."
•
"Operasyon mu? Ne operasyonu ulan!? Aptal mısınız siz?! Beni nereden bulabilirler ki! Şaka yapıyorsanız ya da kulaklarınız yanlış duyduysa hepinizin kellesini alırım hepinizin!"
"Efendim, bizzat kendi kulaklarımla duydum ben. 'Arka ve ön kapılardan tekmeyle havalı girişlerimizi yaptıktan sonra o Min Hyuk-woo denen pislik herifi ve adamlarını yakalayacağız. Bir bakmışız Hyera vakası da çözülmüş!' dedi. Kırmızı saçlıydı. Diğeri de mavi saçlı. Seoul Gangnam Polis İstasyonu'nun orada duruyorlardı. Büyük ihtimalle o polis istasyonuna bağlılar. Ama isimlerini ne kadar dikkatli baksam da göremedim. Çalışan kimliklerinin arkası dönmüştü. Birbirlerine isimleriyle de hitap ediyorlardı. Mars ve mavi'm diyorlardı."
"Seoul Gangnam Polis İstasyonu ha? Lee Su-ryong denen aptal bir şeyler planlıyor anlaşılan. Anlaşıldı, iki saat sonra yola çıkıyoruz. Diğer tarafa gidiyoruz!"
Adamlar eğilerek odadan çıktı. Min ise koltuğuna oturdu ve başını ovdu uzun süre boyunca. Bundan bir buçuk yıl önce de aynı şey olmuştu. Başka bir karakolun narkotik ekibi baskına gelmişti. Fakat çok fazla kayıp verdikleri için geri çekilmişler ve operasyon iptal olmuştu.
Min sırıtmakla yetindi, yine aynı şeyleri yaşamaktansa korkak gibi kaçmayı tercih ederdi. Ayrıca bu sefer göreceği yüzleri asla bilmiyordu.
Bir adamını odasına valizle çağırdı. Belgeleri doldurdu ve kapattı. Tüm belgeler bu valizdeydi. Biri hariç tabii. En az iki saat sonra Min ve adamları buradan toz olup gitmişlerdi.
•
Büyük Baskın!!
Sonunda o büyük gün gelmişti. Tüm telefonlar bir çantaya toplanmış, en yetkililerin gittiği arabalara koyulmuştu. Seonghwa ve Hongjoong da arabaya bindiğinde aynadan arkada oturan iki narkotik polisine baktı mavili.