E-posta

76 5 18
                                    

Yine normal bir gündü, odam da uyandım, mutluca yüzümü kırdıktan sonra her günkü gibi bilgisayarımın tam başına geçmiştim ki bir şey fark ettim. Bana bir e-posta gelmişti bu çok şaşırtıcıydı. Çünkü bana normalde hiç kimse e-posta veya mesaj göndermez. Gönderen kişiye baktım, Sabıka Okukları mı? Bu çok saçma hem kim okulunun ismini sabıka okulu koyar ki ve üstelik ben hiçbir şey yapmamışken bir okuldan bana nie mesaj geliyor? Merakla e-postayı açtım ve e-postayı açtıktan sonra okurken yeni bir okula davet edildiğimi fark ettim "Sevgili Luna, özel yeteneklerinden kaynaklı olarak, Sabıka Okuluna davelisin. Bir hafta sonra kararını verip okula gelmeni bekliyoruz. Sizi bu okulda görmekten mutluluk duyarız. Sevgilerle Sabıka Okulları Müdürü..." Ne? Ben mi? Beni başka biri ile karıştırmışlardır diye düşünüyordum. O zaman ismim nie aynı? Birkaç kez daha okudum, evet gerçekten de bir okula davet edilmiştim nedeni hakkında hiçbir fikrim yoktu, isminin anlamı hakkında da...

Sonraki gün boyunca tek bir şey düşündüm, 'Bu okul nie beni seçti?''Benle dertleri ne?''Beni nasıl buldular?' bu sorular akıldan çıkmıyordu.

Bence yeni okul ve yeni düzen çok mükemmel olabilirdi. Çünkü şu an ki okulumda çok garip görülüyorum. Herkes benden korkuyor. Çünkü herkes annemi biliyor ve işin kötü tarafı annem hapishanede. Ama yeni okulda bunu bilmezlerse bence hiçbir sıkıntı olmaz. Tabii babamın burada tek başına bırakıp o okula yatılı bir şekilde gitmem dışında. Okul çok uzaktaydı, her gün gelip gitmenin ne kadar zor olucağını da düşününce yatılı olarak gitmek daha mantıklı geldi.

Aşağı gidip hemen babama sordum "Bu okulun adı çok tanıdık geliyor ama sen bu kadar uzakta iken ben ne yapacağım burada?" Dedi, direk bu cümleyi kurdu bende bir an ne yapmam gerektiğini bilemedim. Duygulanmaya başladım. Bir yanım git yeni bir sayfa aç ve hayatına mükemmel bir şekilde devam et diyor ama diğer yanım babanı burada tek başına bırakıp gidemezsin diyordu. Daha annemin yokluğuna bile alışamamıştı. Fakat bu okul benim hayatımı değiştirebilirdi hem de tüm hayatımı...

Bunun üstünden birkaç gün geçti. Ama hala kendime "Ne yapmalıyım?" sorusunu sorup duruyordum. Babam hala anneme bağlı yaşıyor, dört ay önce dedem öldü, onu mafyalar öldürdü. Ondan iki ay sonra ise annem bu olanlara dayanamayıp bu mafya çetesine bulaştı, sadece intikam için onları öldürdü... Evet, annem dedemi, dedem annemi çok severdi ama annem böyle olaylara karışacak biri de değildi. Neden böyle bir şey yaptı hala anlamış değilim. Annem normalde basit kavgalara bile karışmaz ama bu çok garipti. İlk başta bende inanmadım, inanmak istemedim. Ama birini öldürmüştü. Bunu kabullenmek çok zor olsa da zorundaydım bu bir gerçekti. Konumuza döncek olursak dediğim gibi babam hala anneme bağlı yaşıyor, her gün hapishaneye gidip annemle konuşuyor. Bende tabiki de okula gidiyorum, başka yapabileceğim hiçbir şey yok, başka hiçbir seçeneğim yok.

Son iki gün kaldı, çok heyecanlıyım ve ben kararımı verdim. O okula gidicem. Benim için bunun kararını vermek ve evimden uzaklaşmak çok zor ama ne kadar zor olsa da bunu yapıcağım. Çünkü içinden bir his bunu yapmam gerektiğini söylüyordu. Hala içimde kötü bir his var ama gitmeye kararlıydım. Hatta çantamı şimdiden toplamaya başladım bile, çok heyecanlıydım. Yeni okul, yeni hayat, yeni sistem ve tabiki de yeni ben...

Gitme günü geldi ve ben o kadar heyecanlıydım ki kendimi tutamıyordum. Kendi hayatım da yeni bir başlangıç olacaktı. Gece gördüğüm rüyayı unutmuş gibiydim. Yinede bir süre sonra gece gördüğüm rüya aklıma takıldı. Çok garipti ve rahatsız ediciydi... İnsanlar birbirlerini öldürüyorlardı neden böyle bir rüya gördüğüm hakkında hiçbir fikrim yoktu. Babama bunu söylediğimde bana tek dediği şey "Ah, kızım bu kadar korku filmi izlememelisin. Bak çocuk gibi etkileniyorsun." demek oldu. Gitmeden önce son bir kez annemle görüştüm. Okul hakkında konuşunca, okulun ismini sordu. "Sabıka Okulları"dedim, bunu duyunca annemin yüzüne bir şey oldu. Çok korkmuşa benziyordu ve bir süre öyle kaldı. Anneme ne olduğunu sordum birkaç dakika cevap vermedi bir süre sonra söyledi "Benin gittiğim mafyaların evlerinde de Sabıka Okulu gibi bazı okul isimleri duvarlarda veya posterlerde yazıyordu. Bir gün birine sordum ve bana orasının çok ünlü bir okul olduğunu söyledi. Ama ben hiç duymamıştım ve bazı fotoğrafları çok korkunç duruyordu. Fotoğrafları çok garipti, belki de mafya evinde olduğum için garip geldi ama pek öyle düşünüyorum." bana bu açıklamayı yaptı. İçime bir kurt düştü. Gitmekten vazmıgeçseydim acaba belki de şaka yapıyordur diye gözlerinin içine baktım şaka yapıyor olmasını diledim ama annem çok ciddiydi. O okula gitmek için her şeyi hazırlamıştım ve okula geliyorum diye de e-posta göndermiştim. Beni hatırlamadıklarını bilsem de ayıp olur mu diye de düşünüyordum. Ama gitmem daha mantıklı olabilirdi hem biraz hava değişimi olurdu hem de bu okulumdaki garip, kızgın ve beni garip gören insanlarından kurtulurum diye düşündüm. İçimde ne kadar büyük bir kaygı olsada o okula gitmeye karar verdim.

Okulun özel uçağı varmış! O yüzden babam beni havalimanına götürdü. Ben normal bir uçak sanıyordum ama jet çıktı! Anladığım kadarıyla herkese özel jet gönderiyorlar. Ne de olsa araştırmalarıma göre Dünya'nın yedi tarafından öğrenci geliyormuş. Okul uzak olabilir ama neden jetle gittiğimizi hala anlamış değildim. Bu çok saçmaydı ve de çok masraflı. Diğer okullar ve ya insanlar masraflı olmasın diye uğraşırken bunlar nie böyle yapıyordu? Ama herşey bir yana jet çok güzeldi ve lüksdü. Aşırı beğendim. Jete binmeden önce son bir daha babamla vedalaştım ve ne kadar zor olsada o muhteşem jete bindim. Babamı görüş açımdan kaybolana kadar baktım. Onu çok özliyicektim. Ama artık kendi hayatıma odaklanmam lazımdı. Okul hakkında hayal kurmaya başladım, tam o sırada içeriden bir kadın geldi. "Ne istersiniz?" diye sordu. Korktum, çünkü hayallere dalmıştım. Kadına bakınca hizmetçi kıyafetleri olduğu açıkça görülüyordu, konuşmasından çok güzel bir eğitim aldığı, yabancı olduğu ve işinden çok memnun olduğu anlaşılıyor ve de saç toplayışından ne kadar özenli olduğu belli oluyordu. "Ben sadece bir bardak su istiyorum." dedim. "Tabii ki hemen getiriyorum." beş dakika sonra kadın bir su bardağı ve yanında benim en sevdiğim abur cuburlarla geldi ve önüme bırakıp gitti. Şok oldum, çünkü benim en sevdiğim yiyecekleri nasıl bildi? Bu bir tesadüf olabilir miydi? Hayır, olmaz bu kadın benim en sevdiğim yiyecekleri biliyorsa beni benden daha iyi bile tanıyor olabilir! Nasıl? Bu çok garibime gitti ama zaten saat geç olmuştu. Uçakta zaman daha da hızlı geçiyordu. Artık uyumalıydım. Oradaki kadına sordum yarın sabah orada oluruz, dedi. Bende rahatlayıp uyumaya çalıştım. Çok uykum vardı ama heyecandan uyuyamıyordum. Umarım ki yarın okulum iyi geçer, dedikten sonra nasıl olduğunu bilmeden uykuya daldım...

~Bölümümü okuduğunuz için teşekkürler. Bu benim ilk kitabım inşallah beğenirsiniz. Yazım yanlışları varsa lütfen söyleyin.~

Sabıka OkullarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin