Şimdiden iyi okumalarr, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınızz 💫
****
Yüzüne bakmamaya çalışarak "Ben bir lavaboya gideceğim." diyerek masadan kalktım.
Hızlı adımlarla odama doğru ilerlemeye başladım. Lavabo bahaneydi tabiki de o an masadan kalkmak için öyle bir yalan uydurmuştum, nefes almaya ihtiyacım vardı sadece.
Odama girdiğimde uzun süredir tuttuğumu bile farketmediğim nefesimi bıraktım o an göz yaşlarım da benden bağımsız olarak akıyordu.
Yine yıllar sonra eski günlerdeki gibi toplanmıştık bir araya ama bu beni mutlu edeceği yerde üzüyordu. Niye mi üzüyordu? Çünkü, hani olur ya çok sevdiğin birşeyi hep yaparsın ve bu birden kesilip yıllar sonra tekrar yaşanınca anıları hatırlarsın bu seni üzer.
Şuan ne mi hissediyorum? Onu bile bilmiyorum. Üzülmeli miyim? Yoksa mutlu mu olmalıyım?
Bilmiyorum işte ne hissedeceğimi bilmeyecek kadar karışık bir döngüye girmişim ve çıkamıyorum sanki.
Ya Eflah, Eflah'a ne demeli? Doğru yüzleşmiştik ama bence hala yüzleşemediğimiz çok konu vardı.
Ailesiyle gelmişti evet ama yanında sevgilisini de getirmişti nispet yapar gibi. Dayanabilir mi insan? Ben dayanıyorum işte bir türlü. İyi kötü dayanamaya çalışıyor insan ama yıllar önce sizin hayallerimk süsleyen insan yıllar sonra karşıma sevgilisiyle çıkıyordu. Ailesi onu çok sevdiğini iddia ediyordu...
Benim sevdiğim adam şimdi başkasına gülüyordu, başka bir kadını mutlu ediyordu, hatta belki de bana söylediği sevgi sözlerini ona söylemişti söylemişti ne acı dimi...
Yıllar önce asla çıkarmayacağımıza söz verdiğimiz bileklik bile yoktu kolunda. Çıkarıp oda benim gibi saklamış yoksa atmış mıydı?
Evet bende çıkarmıştım ama bir süre sonra geleceğine olan ümidim neredeyse bitmişken artık anılarımız da göz önünde olmasın demiştim.
Hayır, verdiği bir çöpü bile almamıştım. Atmaya kıyamazdım ki, hepinisini pembe kalpli üstü kendi yapıştırdığım çıktılarla dolu olan küçüklüğümden beri sakladığım anı kutumdaydı.
Anılar silinmez ki silinemez...
Hani derler ya insanlar gider anılar kalır. Evet tam olarak öyleydi ve bir süre sonra geleceğine ümidi kaybetmişken anıları da unutmak istersin, ne kadar unutamasan da bende öyle yapmak istedim. Gelmeyeceğine inandırmışken aniden çıkıp gelince ne hissedeceğimi bilemedim.
Aniden açılan kapıyla kafamı kapıya doğru çevirdiğim an içeri giren kişiyle yutkunmadan edemedim.
Eflah'tı ama onun odamda ne işi vardı?
Altında beyaz hafif bol dikim pantolon vardı, üstünde ki beyaz t-shirt'ü ise pantolonun altına salmıştı.
Yüzüme bakıyordu öylece. Neden bilmiyorum ama bir duygu aradım yüzünü incelerken. Pişmanlık vardı sanki verdiği sözü tutamamanın pişmanlığı.
"Merhaba Esila."
İfadesizliğimi korumaya çalışarak yüzüne bakıp, soğuk çıkarmaya çalıştığım sesimle konuştum.
"Merhaba."
"Odana geleceğini tahmin etmiştim."
"Nasıl?"
Kafasını öne eğip afif tebessüm edip sonra yüzünü yüzüme kaldırdı. "Hep öyle yapmaz mıydın zaten? Bir yerden kaçmak istediğinde lavaboyu bahane ederdin hep."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELKİ ÜSTÜMÜZDEN BİR KUŞ GEÇER
Romance"Bir gün...bir gün yeniden görüşeceğiz ve o güne kadar bu bilekliği hiç çıkarma olur mu...?"