Siles sabah uyandığında, kuşların melodik civiltisini duydu ve penceresinden içeri süzülen yumuşak ışıkla odasını aydınlandı. Yataktan kalktığında, günün güzellikleriyle sarhoş olmuş bir şekilde pencerenin önüne giderek.Camı açtı ve içeri mis gibi taze hava dolup yayıldı. Kuşların şarkıları, sabahın enerjisiyle birleşerek ona umut verdi. Dışarıda yeşilliklerin içindeki doğa, Siles'in gününe pozitif bir başlangıç yapmasına yardımcı oldu.Dışarı çıktı, atına bindi ve göz alabildiğince kulübeden uzaklaştı. Ormanda dolaşırken beklenmedik bir anda karşısına çıkan geyiği avladı. Ardından, yaşlı adamın kulübesine geri döndü ve geyiği getirip ona yardım etti. Kendini ağırlayan yaşlı adamın yüzünde bir tebessüm oluşturmak için bir not bırakarak anlamlı bir jestte bulundu.notta şunlar yazıyordu ."Not: Ormanda rastladığım bu geyiği avladım, umarım bu taze av, sana bir nebze olsun yardımcı olur. Gösterdiğin misafirperverlik için teşekkür ederim. Saygılarımla, Siles."silesin aklına bir anda polis olma hayali düştü insanları güvenliğini sağlayıp onlara yardım edebilirdi bu tam bir kovboyluk hareketti Atına binip, şehir merkezine doğru cesur ve kararlı bir şekilde ilerledi. Tren istasyonuna vardığında, içinden şu düşünceleri geçiriyordu "Sorumluluk almak ve insanların güvenliğini sağlamak için bu yola girdim. Polis olmak, topluluğuma hizmet etme şansı demek. Herkesin güvende hissetmesini sağlayıp onlara yardım edebilirdim. Bu, tam anlamıyla bir kovboyluk hareketi gibi, ancak benim silahım adalet olacak. Şimdi, bu tren yolculuğu, yeni bir başlangıcın habercisi gibi geliyor."dedi tren kalkmak üzere bir ses çıkardı siles içeri girmek üzere atıldı ve onu gördü o çok güzel bir hanfendiydi bir anda nabzı hızlanmış sanki kafasına silah dayanmış gibiydi içindeki hisler ona yabancı değildi. Gözleri, o güzel hanımefendinin bakışlarıyla buluştu ve içindeki heyecan daha da arttı. Tren kalkmaya başlarken, ona doğru adım attı ve gülümseyerek, "Yeni başlangıçlar belki de beklenmedik yerlerde başlar," dedi. Hanımefendiyle tanışmanın, onun yaşamında yeni bir dönemin kapısını aralayacağını hissetti.ama hanfendi onu bir sapık olarak tanımlayarak hızlıca bir tren kabinine girdi siles büyük bir utançla
Siles, hanımefendinin beklenmedik tepkisi karşısında şaşkın bir ifadeyle "Özür dilerim, yanlış anlamış olmalısınız" dedi. Hanımefendinin karmaşık duygularını gördükçe, anlayışlı bir şekilde uzaklaşmaya karar verdi. Olayların daha fazla karmaşık hale gelmemesi için sakinleşmek üzere oradan uzaklaştı. Her iki tarafın duygusal durumunu anlamak için biraz zaman geçmesi gerekebilirdi.daha sonra oda numarasını aldı ve kabinine girdi şansına kabinde sadece o vardı dikkatini başka konulara çekmek için tren ilerlerken manzarayı seyretti saat geç olduğunda istemsizce uyudu. Güzel bir rüya görüyordu silesin adeta yüzü parlamıştı fakat bir anda gürültülü bir sese uyandı gecenin bu vaktinde kim olmalıydı bu kişi siles temkinli bir şekilde kapıya yaklaştı trene haydutların girme ihtimaline karşı cebinden silahını çıkardı ve yavaşça ve temkinli bir şekilde hızlıca hem kilidi hemde kapıyı açtı ve aniden namluyu ileri doğrulttu fakat içeri küçük bir cisim girdi siles içeriye neyin girdiğini tanımlamak için yere baktı
Ve küçük bir kız çocuğu gördü bir yanlışlık olduğunu sanan siles kıza sordu "yolunu mu kaybettin küçük kız" kiz oda numarasının yazdığı kağıdı siles a uzattı bir yanlışlık yoktu siles büyük bir şaşkınlıkla sordu "annen baban nerede niye bu vahşi topraklarda tek başına kabinlerde dolaşıyorsun" kizin gözleri doldu ve ağlamaklı bir şekilde "öldüler"dedi siles konuyu daha da uzatmadı kizin uzuldugunun farkındaydı siles ceplerini karıştırdı ve bir şeker bulup kıza uzattı şeker sanki yeni alınmış gibi hiç erimemiş veya kirilmamisti küçük kız sakince şekeri aldı ve siles a tessekkür etti siles küçük kızın kafasını dağıtmak için oyun oynamak ister misin diye sordu küçük kızın o hiç oynamayan narin çenesi bir anda acele ile oynamaya başlamıştı dediklerinden sadece satranç duyan siles hadi o zaman "satranc" oynayalım dedi küçük kız küçük çantasından bir satranc tahtası çıkardı ve siles ile oynamaya başladılar gece böyle sona erdi ve olduklari yerde uyuyakaldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Ölümsüz Rüzgarlar"
Romance"Siles, cesur bir kahraman. Plui, onunla paylaştığı vahşi batı macerasında güvenli ellerde. Birlikte yaşadıkları zorlu anlar, aşkın ve dostluğun ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Bu heyecan dolu hikaye, aşk, mücadele ve kişisel gelişim temasın...