"Alena!" Arın'ın sesi ile arkamı döndüm. Koşarak endişeli bir şekilde yanıma geliyordu. Kafamı önüme çevirip ordamı diye baktım.
Gitmişti ve görünmüyordu.Arkamı dönmem ile Arın'ın bana sarılması bir oldu. "Ne kadar endişelendik haberin var mı! Evden öyle çıkılırmıydı!" bir şey demedim. Sadece kollarımı boynuna doladım.
"Cevap verir misin abiciğim?" Gözlerim her ne kadar ağlamama rağmen yine doldu. "Sadece... yine terk edilmeyi hazmedemedim."
Kaskatı kesildi. Beklemiyordu. Bende gerçekleri söylemeyi beklemiyordum. Derin bir nefes bırakıp beni kucağına aldı. Kafamı göğsüne yaslarıp sessizce ağlamaya devam ettim. Göz yaşlarım ince tişörtünü ıslatıyordu ve her göz yaşında biraz daha kasılıyordu.
Mayışmaya başlamıştım. Gözlerimi kapattım. Bir kapı sesi ardından üstüme bırakılan sıcak bir ceket. Önden dolanıp oda arabaya bindi. Ayakkablarımı çıkartıp bacaklarımı kendime çektim. Arabayı çalıştırırken ona döndüm.
"Eve gitmek istemiyorum." Gözlerini yoldan kısa bir an bana çevirdi. Yan taraftan telefonu alıp birini aradı.
"Alo. Buldum onu, eve gelmicez." Gözlerim ağrımaya başlayınca elimi yumruk yapıp gözlerimi ovdum. Bakışları bana döndü. Ufak bir tebessüm edip önüne döndü."Annemlere ne derseniz umrumda değil, bu gece eve gelmicez." Telefonu kapatıp arka koltuğa fırlattı. Esnediğim sırada tekrar bana döndü."Yolumuz uzun, uyu istersem abiciğim." kafamı sallayıp gözlerimi kapattım. Uyku ile uyanıklık arasındaydım.
"Teşekkür ederim abi..."
Sustu, bir şey demedi, dediyse bile ben anlamadım.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama birinin beni kucağına aldığını hatırlıyorum. Kısa bir an soğuk rüzgârı hissettikten sonra sıcak geri gelmişti.
Yumuşak bir yere bırakıldım ve üstümde bir ağırlık hissettim.
En son hissettiğim şey ise saçlarımdaki eldi. Sonrasında uyumuştum.●●●
Gözlerimi kırmıştırdım. Kirpiklerimde sanki yapıştırıcı vardı. Gözlerimi açtığımda bir yatakta olduğumu fark ettim. Etrafa göz atınca ise kendi odamda olmadığımı anladım.
Yavaş bir şekilde oturur pozisyona geldim. Tam hu sırada kapı açıldı. İçeri Arın abim girdi. Bana gülümseyip yanıma oturdu.
"Günaydın abiciğim." ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovalarken "Günaydın." dedim."Nerdeyiz biz?" çok farklı bir yerde olduğumuz belliydi. "Dağ evime geldik. Bazen canım sıkkın olunca gelirdim. Senide getirmek istedim."
Aklıma gelenker ile yüzüm düştü.
"Annem, onlar gitti mi?"Baktı yüzüme, sessiz kaldı. O zaman anladım annem ve babam tarafından sevilmediğimi. Egemen'in bile gözlerinde azda olsa sevgi gördüğüm halde babamda göremeyişimi.
Boğazımda kocaman bir yumru oluştu. Yutkunamadım. Ağlamadım. Gözlerimde dolmadı.
Sadece fark ettim.
Asla bir baba sevgisi hissedemeyecektim.●●●
"Yaa Abi!, dur." kahkahalarla gülerken salona doğru koştum. Kanepelerden birinin arkasına saklarıken peşimden koşarak Arın abim geldi. Elindeki un ile bana korkunç hir sırıtma gönderdi.
Neşeyle gülerken kapıdan ses geldi. Aldırmadan Arın abime dil çıkardım.
"Un canavarı." Kaşlarını kadırıp bana baktı. İşte o zaman anladım. Sıçtım.üstüme koşunca daha fazla gülerek ondan kaçmaya başladım. Salon kapısına koşarken başımı çevirdim geliyormu diye. Tam bu sırada burnumu sert bir şeye çarpıp yere düştüm. Ardından hiç duymayı beklemediğim Efecan'ın sesini duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLERİM
ChickLit*not:olaylar hızlı gelişmektedir." 17 yıl önce olan hata yüzünden hayatı yıkılan Alena'nın 17 yıl sonra yeniden düzenlenen mutlu aile tablosunda yer alan abileri. * kurguda yazım hataları mevcuttur* ••• Yavaş yavaş s...