Eveeeett. Yeni bölüm geldiiiğğ :D Geç geldiği için çok ama çok özür dileriz ama üçümüz beraber olamadığımız için bölüm yazamıyoruz. Bizi de anlayın lütfen. Bu arada ben Deniz (Hira karakterini yazan) ve genellikle yorumlara ben cevap veriyorum. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalaaarrr :) :*
Dün geceden ev adresini bildiğim için sormadan Aden'in evine doğru sürdüm. Yol boyunca sesini çıkartmayan Aden'e dönerek
-"Eve bırakıyorum böyle başka bir yere gidemezsin." dedikten sonra cevap olarak sadece kafasını salladı.
İKLİM:
Doğan dün geceden evin adresini bildiği için tekrar söyleyip kendimi yormak istemedim ve koltuğa yaslandım. Sonra ona dönüp gülerek
-" Biz şimdi sevgiliyiz dimi?" dedim. Tam cevap verecekken uğursuz telefonun sesi duyuldu. Kulağına götürüp
-" Ne var?!" dedi. Oha! Doğan bir anda kabadayı kesildi. Sese bak! Bir süre karşı tarafı dinledikten sonra cevap vermeden telefonu kapattı. Sorumu unutmuş olacak ki yola bakmaya devam etti. O değil de seni kim aradı yıfrım? Hayır, hayır. Sormayacağım. Kimin aradığını sormayacağım. Dudağımı sıkıntıdan dişlerken bana baktığını farkettim.
-" Sor hadi, sor." dedi. Şaşkınca ona bakıp
-" Neyi?" dedim. Çarpınca gülümseyerek
-" Kimin aradığını merak etmedim mi?" dedi. Kollarımı göğsümde birleştirip
-" Ah! Tabiki de hayır. Sadece sorumun cevabını vermedin. " dedim. Yalan! 'Kim aradı lan seni?' diye soramadım tabikide.
-" O halde merak ettiğin sorunun cevabı, tabiki de sevgiliyiz." dedi. Senin sevgiliyiz diyen ağzını... Neyse sonu kötüye gidecek. Eve yaklaştığımızda
-" Evin önüne değil. Kenardaki camın önüne park et." dedim.
-" Neden?" dediğinde
-" Pencereden tırmanmalıyım. Kızlardan önce eve girersem bir şey çakmazlar." dedim. Kahkaha atarak
-" Sakarların kraliçesi, bir yerini kırmazsın dimi?" dedi. O'na dil çıkarıp
-" Ha, ha." dedikten sonra
-" Düşmem ama heyecanlandığım için üzerine kusabilirim." dedim. Bir şey söylemeden arabadan indiğinde bende indim. Pencereye tırmanacağım zaman alnımdan öpüp
-" Ömer" dedi.
-" Anlamadım" dediğimde de
-" Beni arayan kişi Ömer'di. Hani sen merak etmedin ama ben söylemek istedim." dedi kinayeli bir şekilde. Yanağından öptüm ve hızla tırmanmaya başladım. Açık camdan içeri sızdıktan sonra gömleği ona atıp
-" Her şey için teşekkürler." dedim. Ensesini kaşıyarak
-" Benim için zevkti SAKARLAR KRALİÇESİ." dedi.
ADEN:
Apaçık trip atıyordum ama hâlâ teklif etmiyordu. Hem az önce konuştuğu kişiyide çok merak ediyordum. O konuşmadan sonra artık kim ne dediyse ciddileşmişti. Offf yaaa!
Arabaya bindiğimizde de konuşmayıp sadece kafa salladım. Evin yakınlarına geldiğimizde
-" Evin önüne çekme arka bahçeden gireceğim." dediğimde kafasını salladı ve
-" Tamam da neden?" dediğinde de tribime devam ederek
-" Çünkü canım öyle istiyor." dedim. Burnundan soluyarak
-" Bak bu şımarıklıklarının cezasını fena şekilde çekersin!" dediğinde kafamı sallayarak
-" Hı, hı. Ondan" dedim. Cevabıma gülerken yol boyunca merak ettiğim şeyi içimde daha fazla tutamayarak sordum.
-" Konuştuğun kişi kimdi?" diye sorduğumda bilmemezlikten gelerek
-" Kim, kimdi?" dedi. Sabırsızlıkla nefesimi dışarıya verip
-" Evde konuştuğun kişiden bahsediyorum. Kimdi o?" dediğimde arabayı durdurdu. Dışarı baktığımda eve geldiğimizi anladım.
-" Önemli biri değildi." dedi.
-" Sevgilim olduğunu söylüyorsun ama kiminle konuştuğunu söylemiyorsun." dediğimde sinirle bağırarak
-" Demek ki önemli biri değilmiş ki söylemiyorum!" dediğinde bende sinirle bağırarak
-" Tamam!" deyip arabanın kapısını çarparak çıktım. Adama bak yaa!! Hem sevgiliyiz diyo hem de kiminle konuştuğunu söylemiyor! Bir yandan Murat'a söverken bir yandan da arka bahçeden eve girmek için açık bir yer arıyordum. Gözüme kestirdiğim arka kapıya doğru yürüdüm. Elimi kulpuna attığımda hemen açılmasıyla birlikte küçük bir çığlık atıp değişik hareketlerle dans etmeye başladım. Daha sonra eve girip kapıyı kapattım ve cool bir şekilde koridora ilerledim. Bir an önce odaya girip üzerimi değiştirmeliydim. Kızlar beni böyle görmemeliydi.
HİRA:
Adımı söyledikten sonra pek fazla konuşmadık. Diğer kızlar gibi arabadaki sessizliği bozmak için müzik açtım gibi klasik bir cümle kurmayacağım. Klişe biliyorum yani. Birden müzik sesi geldiğinde yan tarafa döndüm. Uraz
-" Arabadaki sessizlik bozulsun diye açtım." dedi. Allah'ım sana geliyorum! Ya ben klişe olmasın diye müzik açmıyım diyorum aha bu hanzo bütün havanın içine ediyor. O'na kafa salladım ve müziği dinlemeye başladım. Bir dakika bir dakika! Bu çalan şarkı! Yana hızla dönüp
-" Bu ne be? Ankara'nın bağlarını mı dinleyeceğiz?" (yanlış anlaşılmasın. Kesinlikle küçümsemiyoruz.) dedim.
-" Evet beğenemedin mi gülüm?" Yüzümü buruşturarak
-" Sen iyice kırmızı şahincilere döndün." dediğimde gülerek
-" Evet benim dışım cool bad boy, içim ergen, kırmızı şahinci. Kızım şizofren misin? Radyoyu açınca direkman o şarkı açıldı ne yapayım?" dedi. Gülerek radyo kanalını değiştirdim. Taylor Swift-Blank Space şarkısını bulunca arkama yaslandım ve şarkıya bağıra bağıra eşlik etme başladım. Uraz bu halime güldükten sonra başını sağa sola salladı. Ben şarkı söylerken ve o da bana bakıp gülerken evin önüne geldik. O'na dönerek
-" Beni eve bıraktığın için teşekkürler." dedim ve arabadan indim. O da inince tek kaşımı kaldırarak 'Ne var?' anlamında başımı salladım.
-" Kapının önüne kadar bırakmazsam içim rahat etmez." dediğinde
-" Ne gerek var ki?" dedim ve gözlerimi devirdim.
-" Sormadım. Gelicem dedim ve gelicem." dediğinde kafamı salladım. Kapıyı hızlıca kapatmak isterdim ama Porsche 911 oğlum bu boru değil yani! Yavaşca kapattım ve bahçe kapısını açtım. Çantamdan anahtarı buldum ve kapıyı açtım.
-" Görüşürüz." dediğinde
-" Şiiişşşt. Sessiz ol. Kızlar duymasın." dedim. Sonra yaptığım odunluğun farkına vararak arkamı dönüp
-" Görüşürüz." dedikten sonra kapıyı kapattım. Ayakkabılarımı çıkarırken oturma odasından önüne bakmadan elinde ayakkabılarıyla sessizce ilerleyen İklim'e tek kaşımı kaldırmış bakarken, mutfaktan İklim'e benzer hareketlerle koridora ilerleyen Aden'i fark ettim. İki salak birbirlerine bakmadan çarpıştıklarında gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Aden kafasını ovalayarak
-" Yavaş be kızım. Yemin ediyorum kamyon çarptı zannettim." dedi. İklim hemen çemkirerek
-" Önüne bakmazsan olacağı bu! Nevrim döndü yeminle." dedi. Onların arkasına sinsice yaklaşıp
-" Şiişşt. Sessiz olun Hira duyacak." dediğimde İklim bana dönüp
-" He la doğru diyon Hira duymasın. " dedi. Tam merdivenlere yöneldiklerinde aynı anda arkalarına dönüp
-" Hira?!" dediklerinde kafa sallayıp
-" Hira ya... Gece neredeydiniz lan siz?!" dedim, üstlerindeki götlerini bile örtmeyen tişörtlere bakarak. İklim direkt ağlamaya başladı. Sulu gözleriyle bakarak
-" Hira. Valla arabada yattım. Bak yeminle." dedi. Aden de sinsi gözlerle bakıp
-" Ben kapının önünde yattım." dedi. İkisinin de kafasını tokuşturup
-" Bu üstleri nerden aldınız o zaman?" dediğimde ikisinde aynı anda dudaklarını dişleyerek etrafa bakınmaya başladılar. Sonra Aden ve İklim birbirlerine bakarak kafa salladılar. Ben söyleyecekleri yalanlara kendimi hazırlamışken sinsice gülümsediler ve
-" Peki ya sen neredeydin?" dediler. Hiç havamı bozmayarak
-" Lan gerizekalılar. Ben ne yapar ne eder namusumu korurum! Ama siz hiç bir bok yapamazsınız! Şimdi söyleyin lan nerde kaldınız?" dediğimde Aden başını öne eğip
-" Be-been Murat'ta kaldım." dedi. Şaşkınlıkla
-" Hangi Murat?" dedim.
-" Mu-Murat A-Arısoy."
-" Bir şey yaptı mı lan sana?!" Başını sağa sola sallayıp
-" Hayır. Sa-sadece sa-sarılıp uyuduk." dedi.
-" Lan bir de çok marifetmiş gibi anlatıyor amk!" dediğimde
-" Ne yapayım sordun ama." diyen Aden'e sinirle kafa salladığım sırada o anda merdivenlerden usul usul gitmeye çalışan İklim'e bakarak
-" İklim çabuk buraya gel!" dedim. Uysalca başını öne eğerek yanımıza geldi. Aden
-" Merak etme hiçbir şey olmadı. Hem artık sevgiliyiz." dedi. Allah'tan sevgili olmuşlar. İklim'e dönerek
-" Sen neredeydin la?" dedim. İklim
-" Doğan'la arabada yattım. Sen evlerinde kalmamıza kızdığın için bende arabasında kaldım." dedi.
-" Ah safım benim! Beni bir tek anlamışsın, sen de yanlış anlamışsın. Lan gerizekalı! Arabada bir şey yapmayacak mı sanki?"
-" Be-ben düşünemedim. Ama bizde sevgiliyiz." Nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdikten sonra
-" Lan kalkın siktirin gidin odalarınıza!" dedim. Aden
-" Önce nerde kaldığını ve üzerindeki tişörtü açıkla." dedi. Bakışlarımı kaçırarak
-" Şey ya şeyde kaldım." dedim. İklim tek kaşını kaldırarak
-" Nerde?" dedi.
-" Uruz'da" Aden şaşırarak
-" Hangi Uraz? Uraz Karal mı?" dedi. Başımı aşağı yukarı sallayarak
-" Hı, hı. Ama ben sizin gibi kendi isteğimle gitmedim. Aden tuvaletteyken bir adam gelip beni taciz etti. Sonra Uraz beni kurtarıp zorla..." lafımı bitirmeye izin vermeden ikisinde bağırmaya başladılar.
-" Ohaaaa! Zorla neeeeeyy?" dediklerinde kafalarına vurarak onları susturdum.
-" Durun lan bi! Lafımı bitireyim. Zorla evine götürdü. Telefonumu arabadan attığı için size haber veremedim. İşte eve gittiğimizde ondan kaçarak evdeki odalardan birine kendimi kilitledim ama sabah kalktığımda yanımdaydı işte." Kızlar gözleri kocaman bir şekilde bana bakarlarken
-" Şimdi siktirin gidin. Yoksa kafalarınızı birbirine sürtüp kıvılcım çıkarırım, o olmaya beyinleriniz de erir." deyip odama gittim. Kendimi direkman yatağa atarken üzerimdeki tişörtten yayılan Uraz'ın kokusunun büyüsüne kaptırdım kendimi. İlk başta neden o kadar inatçı, asabi olduğumu bende bilmiyorum ama galiba ondan hoşlanmama rağmen hemen teslim olmayı gururuma yediremedim. Napayım abi? Bende böyleyim. Gerçi Uraz da pek normal değil ya neyse...
DOĞAN:
İklimi evine bıraktıktan sonra hızla eve gidip üzerimi değiştirdim. Birkaç aydır Amerika'da olan arkadaşlarımız Demir, Doruk ve Deniz gelmişlerdi. Tabi bu üçü kardeşlerdi ve inanılmaz derecede birbirlerine benzemiyorlardı. Hemen telefonumu çıkarıp Uraz'ı aradım. Ulaşamayınca da Murat'ı aradım.
-" Efendim kardeşim?"
-" Duydum mu haberi?"
-" Evet. Bizim 3D gelmiş."
-" Gelmiş gelmesine de Uraz'a ulaşamıyorum. Telefonu kapalı."
-" O zaman önce Uraz'ın evine gidelim. Oradan şirkete geçeriz."
-" Tamam kardeşim." Telefonu kapattığımda hızla evden çıktım ve arabama bindim. İçimden bir ses bu 3D'nin gelmesini hiç istemiyor. Hadi hayırlısı...
MURAT:
Aden'i evine bıraktıktan sonra kendimi evime attım. Yok arkadaş. Bu nasıl şımarık bir kızdır böyle. Aynı zaman da masum, güzel... Ah! Kafa gitti yine! Ama kesinlikle tişörtümü yıkamadan almalıyım. O nasıl güzel kokudur öyle. Tamam. İyice saçmaladım. O anda çalan telefonumla düşüncelerimden -sonunda- ayrıldım. Arayan Doğan'dı.
-" Efendim kardeşim?"
-" Duydum mu haberi?"
-" Evet. Bizim 3D gelmiş."
-" Gelmiş gelmesine de Uraz'a ulaşamıyorum. Telefonu kapalı."
-" O zaman önce Uraz'ın evine gidelim. Oradan şirkete geçeriz."
-" Tamam kardeşim." Telefonu kapattığımda hızla üzerimi değiştirip arabama bindim. Hâlâ Aden'in kokusu vardı arabada. Kokusunu doya doya ciğerlerime çekebilmek için ne kadar da yavaş gelsem sonunda Uraz'ın evine gelmiştim. Doğan'ın arabasını gördüğümde benden önce geldiğini anladım. Kapıyı çaldığımda Doğan hızla kapıyı açtı ve üzerime atladı.
-" Lan Doğan! İnsene lan üzerimden! Hayvan gibisin zaten!" Doğan üzerimden inerken sitemle
-" Aman iyi. Seni de sevmeye gelmiyor." dedi. Lan bu çocuğa ne oldu böyle? Sevgi pıtırcığı olmuş bir günde. Doğan'ı umursamayarak Uraz'ın yanına gittim. Uraz tek kaşını kaldırarak
-" Hayırdır? Niye geldiniz?" dedi.
-" Bizim 3D gelmiş. Ama senin telefonun kapalı olduğu için haberin yok tabi."
-"..." Uraz ilk defa 3D'nin gelmesine sessiz kalmıştı. Normalde az da olsa sevinirdi.
-" Ne oldu Uraz? Niye sevinmedin?"
-" Bilmem. Bu sefer içimden bir ses gelmeleri hiç iyi olmadı diyor." Doğan o anda yanımıza koşarak geldi ve
-" Vallaha bak aynı his bende de var." dedi. Ulan bende niye yok? Hani kardeştik?! Neyse. Sevinçli haberi verelim de azıcık ortam şenlensin. Gerçi bunun nesine sevineceklerse... Kız mıyız biz amk?!
-" Bırakın şimdi bunu da, abiniz yeni manita yaptı." Uraz
-" Eee?" deyince gözlerimi devirerek
-" İlk defa kendime çok ama çok masum bir kız buldum lan." dedim. Bence önemli bir gelişme yani... Doğan
-" Bende yeni manita yaptım ve inan benim ki de çok ama çok masum." dedi. Doğan'ın bu dediğine şaşırırken bir umut, beklentiyle Uraz'a bakmaya başladım.
-" Bakmayın bana öyle. Bende yeni manita yaptım ama kendisi masum hareketleri cadı." Lan her konuda kardeş olduğumuzu belli etmek zorunda mıyız? O anda telefonum çaldı. Sikecem ama ha! Bir susmadı lan bu telefon bugün! Arayanı görünce gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Telefonu açarak hoparlöre aldım.
-" Efendim Doruk?"
-" Murat biz sizin şirketteydik ama önemli bir işimiz çıktı. 2-3 saate geri geliriz şirkete."
-" Tamam. Sorun yok. Siz işinizi halledin." Telefonu kapattığımda Uraz
-" E o zaman bizim kızları da alıp şirkete geçelim. Hem tanışmış olurlar." dedi. Mantıklı. Hızla kafamı sallayıp onayladım. Doğan'da onaylayınca evden çıkıp arabalarımıza bindik.
URAZ:
Yola çıktığımızdan beri aynı yolda ilerliyorduk. İlk başta umursamasam da sonradan şaşırmaya başlamıştım. En sonunda Hira'nın evinin önüne geldiğimde Doğan ve Murat'da gelmişti. Tek kaşımı kaldırarak
-" Ne oluyor oğlum? Hayırdır? Niye beni takip ediyonuz?" dedim. Doğan
-" Benimkinin evi bura." dedi. Murat da
-" Benimkinin de." deyince hızla kapıya doğru ilerledim. Biraz sakinleştikten sonra kapıyı çaldım. Birkaç dakika sonra uykulu gözlerle Hira ve iki kız kapıyı açınca rahat bir nefes aldım ama sonra Hira'nın üzerinde sadece kıçını örten 'benim' tişörtümü görünce aklım başımdan gitti. Diğer kızlarında Hira'dan farkı yoktu. Hem banane diğer kızlardan? Bana Sarışınım yeter! Sonra kapı açmaya böyle çıktıkları aklıma gelince Doğan, Murat ve ben aynı anda bağırdık.
-" Lan bu ne hal?!"