"BANA AŞK BORÇLUSUN"

UMUT ETMEK

Can'ın çığlıklarına karşı karnımda bir acı hissettim. Ayakta daha fazla kalamayıp yere çöktüm elimi karnıma koyduğumda sıvı bir şey hissettim. "Can vuruldum , can yardım et" diye feryat ediyorum.
"Güneş az dayan" dedi.Çok özür dilerim. Yemin ederim amacım sana zarar vermek değildi seni yarın bırakıcaktım". deyip yanıma gelmeye çalışıyordu can ancak yanındaki adamlardan pek mümkün değildi.
Yere uzanmıs karnımı tutmuş zorla iki kelime etmeye çalışıyordum. "Sorun değil can kötü olmadığını biliyorum dedim. Yalnız ateş'e ulaşırsan onu çok sevdiğimi söyler misin. Ayrıca deki ateş suçlu kazandi güneş zorlu kaybetti" . Bu sözü söylediğimde o gün ki iddia aklıma geldi zorla tebessüm ettim. Canımın acıdığından fazla konuşamıyordum. Ardımdan sadece birinin beni kucakladığını hissettim gerisi karanlık...
YAZAR'IN AĞZINDAN ANLATIM ;
Bırakın lan güneş'i bırakın erkekseniz gelin beni alın diye bagırıyordu can.  Ama kimse ne can'ı dinliyor ne de güneş'i bırakıyor. Serkan'ın adamları güneşi almıştı. Elinden bir kızı almışlardı. Ne yapsam ne yapsam diye düşünürken hemen telefon etmek aklına geldi. Arayacağı tek kişi ateş'ti. Çünkü ona ait bir şeyi almıştı bel ki ateşte aynısını yapmıştı ama güneş masumdu. Telefon'u eline alıp ateş'in adına dokunup kulağına koydu. Can herşeyden bi habersizdi ne ateş'e olacaklardan ne de güneş'in hayatını karartacağını bilmiyordu.
"Alo ateş " dedi. Ama telefon'u açan ateş değil buğraydı.
Buğra telefondaki sesi çıkaramayıp "Kimsiniz?" dedi.
"Benim buğra can" dedi. Buğra bu ismi duyduğunda ağzına geleni saydırdı ama bu ona bi çare olamayacaktı güneş çoktan başka ellerdeydi. 

"Sadece sus ve beni dinle buğra çok pişmanım niyetim güneş'e zarar vermek değildi ateş'in canının yanmasını istiyordum. " dedi can.

"Peki can bunları hiç ateş'e neden yaptın diye sordun mu senin için yaptı gerizekalı amacı seninle arkadaş olmak seni korumak ve bunların başına gelmesinin sebebi sensin can sensin tamam mı ? Benim kardeşim vuruldu ve içerde can'ı çok acıyor hemde çok" dedi buğra.

"O da vuruldu" dedi can buğra bu laf'ı duyduğunda sustu çünkü başka kimin vurulduğunu merak etti. Aklına tek bir kişi geliyordu güneş.

 "Güneş mi" dedi buğra. Can anlaşılmaz bir sesle onayladı. Sinirlenip telefonu yere fırlattı buğra. Bu sırada hastaneden içeri minya girdi. Buğra'nın yanına gittiğinde ilk yerdeki telefon parçalarına daha sonra buğra'nın suratına baktı buğra minya'ya sımsıkı sarıldı. Acısını anlıyordu ama ateş güçlü biriydi iyi olacaktı. Buğra "güneş dedi vurulmuş dedi " o anda minya'nın eli boşluğa düştü. 

"Yalan olsun lütfen suratıma bak bir şeyler de buğra cevap ver iyi mi ? Can mı yaptı söyle "dedi minya. İkiside hem acılı hem de boş gözlerle birbirine bakıyorlardı. İşte şimdi çıkmazdalardı. Çünkü kamp'ın bitmesine bir gün kalmıştı. "

Yalvarırım söyle" dedi minya iyi sözler duymaya ihtiyacı vardı. Umutla buğra'ya baktığında anladı hayatında iyiye yer yoktu ayakta duracak gücü kendinde bulamadı. Hemen yanında ki koltuğa oturdu. "Biz şimdi napıcaz ben güneş'in  ailesine ne diyeceğim. Kızım nerede deseler Aylin teyzeye ne hesap veririm. Peki ben tek bir arkadaşımı kaybetmeyi göze alabilir miyim ? Hayır hayır buğra bir şeyler yap hadi çıkıp arayalım gidelim ya öldüyse ya zarar gelmişse belki şuan bir yere gömüyorlardır ."

" Minya sakin ol dedi buğra çünkü bir çeşit şoka girmişti. Sakin ol minya ,sakin ol. Yeterrrr" diye bağırıp Minya'ya tokat attı. Minya o zaman kendine gelip hıçkırıklar içinde buğra'ya sarıldı. Buğra teselli etmeye dermanı kalmadığından sadece sarıldı hastane koridorlarında resmen ölüm sessizliği vardı.Birbirleri ne olacağını bilmeyen ateş ve güneş. Arkadaşlarının  acısını yaşayan iki kişi hayatlarındaki yoksunluklara , kaybetmelere dayanamayacak dört  kişi. Umutla güneş'i bulmayı uman ateş, dördünün acılarına ilaç bulunabilecek mi?