GEÇMİŞ 2

85 9 1
                                    

Sarp'tan

Babam benden ilk defa birşey istiyordu. Tabikide isteğini yerine getiricektim ama nasıl?

"Sarp bu benim için çok önemli, bunu ancak sen yapabilirsin.  O kızı bul yoksa daha fazla bu vicdan azabıyla yaşıyamam. O kadın benim hayatımı kurtardı. Bense yıllardır bana emanet ettiği kızı hala bulamadım. Günlerdir uyuyamıyorum.  Sürekli rüyalarıma giriyor. O kızı bul sarp, bul ve bana getir."

Babamı ilk defa bu kadar yorgun ve üzgün görüyordum. Söyliycekleri bitmiş olucak ki sessizce ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. İlk defa babamı böyle görmenin verdiği şoku henüz üzerimden atamamıştım.

Masanın üzerinde duran telefonumu alıp cenk'i aradım. Akşam bizde olmasını istedikten sonra telefonu kapattım. Babamın bıraktığı dosyayı elime alıp incelemeye başladım. Kızın adı ve 10 yaşındaki fotoğrafı tek vardı. Derin ve sesli bir nefes verip yüzümü sıvazladım.

Bu kızı bu kadar önemli kılan neydi? Neden babama emanet edildi? Bu işin altından bir şey çıkıcağı belliydi ama şimdilik babamın istediğini yapıp o kızı bulucaktım.

Gül ablanın  içeriye girmesiyle bakışlarımı ona çevirdim.
"Kapıyı çaldım ama duymadın oğlum. Cenk geldi,salonda seni bekliyor."
"Tamam. Gül abla inerim ben şimdi"

Gül abla ben doğduğumdan beri bizimle birlikteydi. Annemden sonra o gelirdi. Çok emeği vardı üzerimde, çocukluğumuzdan beri hepimizle ayrı ayrı ilgilenmişti. Büyüyünce de  beni tek bırakmak istemediği için benimle gelmişti.

Salona indiğimde elindeki  dosyalarla cenki gördüm.
"Hoşgeldin kardeşim "
"Hoşbudum da ne bu halin?"
Ona telefonda kısaca bahsettiğim olayı tüm ayrıntılarıyla anlattım.
"Biraz uzun sürebilir ama halledicem"
"Bizim o kadar vaktimiz yok. Kız tehlikede olabilir. Ben babamı hiç böyle görmemiştim. Babam benden ilk defa birşey istedi. Her zamankinden daha iyi olmalıyız."

Cenk hallederiz dercesine omuzumu sıkıp dışarıya çıktı. Rahat bir nefes verdim. Eğer cenk yapıcaz diyorsa mutlaka yapardık.

1 Hafta sonra
Cenk elindeki tüm imkanları kullanmıştı ama hâla kızı bulamamıştık. Her emin olduğumuz sonuçta hüsrana uğruyorduk. Artık kafayı yiyicektim bizim isteyipte bulamadığımız kimse yoktu. Biz 10 yıllık çete liderini bile saklandığı delikte enselemiş insanlardık ama 18 yaşındaki küçük bir kızı bulamıyorduk. Direksiyona birkaç defa vurup biraz sakinleştikten sonra arabadan inip biraz hava aldım. Denize doğru yürüyüp ordaki taşlara oturdum.

Etrafıma baktığımda biraz ileride bir cafe görünce hem şaşırmış hemde ayağa kalkıp oraya doğru yürümeye başladım. Yanılmamıştım burası bir cafeydi yol kenarında böyle bi cafe yapılması ilginçti. İçeriye geçip bir masaya oturdum. Cebimden küçük kızın fotoğrafını  çıkarıp baktım. Babam günlerdir bu kız yüzünden ne doğru düzgün uyuyor ne de yemek yiyebiliyordu. Söylemese de vicdan azabı çektığini görebiliyordum. Fotoğrafa bakarken kulağıma yumuşak bir ses doldu.

" Hoşgeldiniz efendim ne alırdınız?"
Karşımda 18 yaşlarında, 1.60 boylarında açık kahve gözleri, uzun kahverengi saçları ve yüzündeki gülü,semesiyle çok tatlı bir kız duruyordu. Durdum ne diyeceğimi unutmuştum sanki ben birşey söylemeyince kahve ve tatlı çeşitlerini saymaya başladı.Hemen kendime geldim.

"Ben sade bir kahve alıyım."
Siparişimi elindeki küçük deftere yazıp bana döndü hemen hazır olucağıyla ilgili bir şeyler söyledi ama ben dinleyemedim çünkü şu an odaklanabildiğim tek şey kolundaki ve boynundaki morluklardı. Oraya baktığımı farkedince elini boynuna götürüp eliyle kapatmaya çalıştı. Hemen yanımdan uzaklaşıp yeni gelen müşterilerin yanına gitti. İçimde kocaman bir öfke büyürken farkında olmadan yumuruğumu sıkıyordum.

Birinin elini omuzuma atmasıyla  kafamı çevirdim.
"Nerdesin abi ya saatlerdir seni arıyoruz telefonunda kapalı."
Cenke dönüp susmasını gerektiren bir bakış attıktan sonra önüme döndüm.
"Tamam abi sıkma canını bulucaz o kızı."
"Ne zaman lan ne zaman? Bir hafatadır tüm istihbarat  kücük bir kızı arıyoruz. Sonuç: elimizde hiçbirşey yok."
"Afiyet olsun. Siz birşey alırmıydınız?"
Yine o sesi duyduğumda kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Uzun kirpiklerinin altında saklanmış  o kahve gözlerini cenke çevirmiş bir cevap bekliyordu. Alttan cenke tekme atınca kendine geldi.
"E ee ben ş-şey şekerli bir kahve alıyım."

"Abi bu kız?"
"Ne var lan bu kızda? Şimdi de buna mı sardın?"
Bana yok artık bakışı attıktan sonra elini cebine atıp o kızın fotoğrafını çıkardı. Eliyle az önce bize servis yapan kızı işarte edip konuşmaya başladı.
"Çok benzemiyorlar mı? Yoksa ben fotoğrafa bakmakatan halisülasyon mu görmeye başladım."
Fotoğrafı elime alıp incelemeye başladım. Gerçekten  de çok benziyordu. Ama olamazdı değil mi bu o kız olamazdı.
"Abi bence araştıralım bu kızı bakamdığımız delik kalmadı ve bulamadık. Bu kadar benzemesi tesadüf değil."

Kafamı kızın önünde durduğu tezgaha çevirdim. Gözlerini yere çevirmiş yeri izliyordu. Aradığımız kız bu olabilir miydi? Olmamalıydı. Aradığım kız daha 18 yaşında bir kafede vücudundaki izlerle çalışmamalıydı. Hayır bunu kabul edemezdim. "Nasıl biliyorsan öyle yap."

Önümdeki kahveyi içmeden ordan çıktım.aklımda dölaşan düşüncelerle kendimi arabaya attım.Gaza basıp eve gittim.

1 Gün sonra
Gelen aramayla telefonu elime aldım. Cenk arıyordu. Gece gece başka hangi münasebetsiz arardı. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Söyle"
"Abi ben haklıymışım o kızmış. O gün kafede gördüğümüz kız aradığımız kızmış."
Duyduğum cümleyle olduğum yere çivilendim sanki. Cevap veremedim. Susutum sadece
"Gelince ayrıntılarıyla anlatırım."

"Adı rüya. 18 yaşında. Sahil kenarında bir kafede garsonluk yaparak okul masraflarını karşılıyor. Abisi ve babsıyla aynı evde yaşıyor"
"Neden babası ve abisi karşılamıyor okul masraflarını?"
"Bilmiyorum. Birde söylenenlere göre..
"Ne söylenenlere göre?
"Kız abisinden şiddet görüyormuş."
"Hemen kızı alıyoruz o evden"
"Sakin ol abi kızı evden alabilmek için bir sebebimiz olmalı."
"Ne yapıcaz?"
"Onu bana bırak ben bulucam bir çaresini"
Cenk o şerefsize bir oyun kurmuştu. O şerefsizde bunu yutmuştu.

GECE MAVİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin