HAYALLER

80 8 5
                                    

Cenk o şerefsize bir oyun kurmuştu. O şerefsizde bu oyunu yutmuştu. Abisinin yanımda çalıştığını duyunca  sinirlerim altüst olmuştu. Tam onu işten atıcakken cenk beni durdurdu ve ona bir oyun kurdu. Cenk gidip para karşılığında beni satmasını isteyecekti ve o da bu oyuna inanıp benim elime koz vericekti.

Cenkin dediği gibi olmuştu o şerefsiz beni satmıştı. Bu benim açımdan iyi bir haberdi. Artık gidip kızı istediğim gibi alabilicektim.

Şimdi...
Karşımda ürkek bir ceylan gibi oturan kıza baktım. Kafası karışık bir şekilde önündeki yemekle oynuyordu. Ne düşünüyordu bilmiyorum ama ben bu durumu ona nasıl açıklıyıcağımı bilmiyorum. Bu açıklama kısmını babama bıraktım. Babam gelene kadar bir açıklama yapmıycaktım.Kafasını önündeki tabaktan kaldırıp bana baktı. Gözleri kahve rengi olmasına rağmen  çok güzeldi. Bana bakmayıp gözlerini kaçırdı. Onun birşey söylemesine fırsat vermeden konuştum.

"Bu gece başka bir soru daha duymak istemiyorum. Zamanı gelince sana herşeyi anlatıcam.  yukarıda senin için hazırlanmış bir oda var. Şimdi odana çıkıyorsun ve uslu bir kız olup yarına kadar dinleniyorsun. Tamam mı?"

"Tamam değil. Hiç tanımadığım bir adam beni hiç bilmediğim bir yere getiriyor. Bana hiçbirşey anlatmıyor ve herşeyi boşverip öylece çıkıp odada dinlenmemimi istiyorsun?"

"Bak abimle ne derdin var bilmiyorum ama benim bu olayda hiçbir suçum yok. Bırak gidiyim. Bu yaptığın haksızlık neden abimin yaptığı hatanın bedelini ben ödüyorum. Yeterince onun yerine bedel ödemimişim gibi"

Son söylediği cümleyi duymadığım zannetmişti. Ama ben duymuştum.

"18 yaşındaki küçük bir kıza göre fazla cesursun. Bu cesaretini beni tanımamana veriyorum. Şimdi odana çık ve beni daha fazla sinirlendirme."

"Peki dediğini yapmazsam ne olucak. Ne yapıcaksın? "

Ona bir kaç adım yaklaştım ve dolu dolu olmuş gözlerine baktım.
Gözlerinde gördüğüm kırgınlık ve kızgınlık bana değildi aslında hayataydı. Bu kadar haksızlığa uğrayıp elinden hiçbirşey gelmediği için kızgındı. Bu yüzden gözleri isyan bayraklarını çekmiş gözyaşlarını yanaklarına akıtmaya başlamıştı. Ne diyicektim ben şimdi herşeyini kaybetmiş bir kızı neyle korkutabilirdim ki

"Bu sana son uyarım küçük hanım.ya benim istediklerimi yaparsın ya da cafedeki işine son verir. Üniversite için kazandığın bursu iptal ettiririm. Eğer bunları yapamamı istemiyorsan odana çık. Burda kalacağın birkaç gün için  bir yıllık emeğin çöp olmasın."

Gözlerinden akan yaşları silip bana arkasını döndü. Gül ablanın ona eşlik etmesiyle odasına çıktı. Biraz şaşırsamda hemen kendimi toparlandım. Bana rest çekip gitmesini bekliyordum. Ama yapmadı. Demek ki o üniversiteye gitmeyi herşeyden çok istiyordu.

Rüya'dan...
Yanımdaki orta yaşlı tombik yanaklı oldukça tatlı teyzenin beni yönlendirmesiyle odama çıktım. Yanımdaki teyze bana odanın yerini gösterdikten sonra yanımdan ayrıldı. Bende odayı incelemeye başladım.Çok geniş ve büyük bir odaydı. Odanın geneli krem renkleriyle döşenmişti. Bahçeye bakan kocaman bir balkonu ve  camdan kapıları vardı. Bu odaya ayrı bir hava  katıyordu.

Kısa bir duş alıp üstüme dolaptaki rahat eşofman takımlarından birini geçirdiim ve yatağın üzerine oturdum. Üzerinde uyuyacağım çift kişilik yatağa baktım. Annem öldüğunden beri hep koltukta uyumuştum. Annemin öldüğü gece annemin odasına gitmiştim. Kokusunu duymak için kazağıyla birlikte yatağının üzerinde  uyuya kalmıştım. Gözyaşlarıyla daldığım uykudan saçımda hissettiğim acıyla uyandım.

Babama saçlarımdan çekiştirerek beni yere attı. Ardarda bana attığı tekmelerin arasında yapmamsı için ağlıyordum. Ama birşey vardı ki vücuduma aldığım darbeler duyduklarım kadar yakmamıştı canımı...

Hepsi senin yüzünden..
Ben senin yüzünden karımı kaybetttim..
Bu çocuk senin yüzünden annesini kaybetti..
Keşke sen ölseydin..

O cümleler tekrar beynimde yankılanınca ellerimle kulaklarımı kapattım. Hâla canımı yakıyordu. 10 yaşındaki bir  çocuk nasıl birinin ölümünden sorumlu tutulabilirdi. O beni sorumlu tutmuştu. Orda annesini kaybeden tek kişi abimmiş gibi onu teselli ederken beni bir hafta boyunca ayağa kalkamıycak hale getiren o dayağı atmıştı. Günlerce gelememiştim kendime. Sonra alıştım artık babmın ve abimin dayaklarına,hakaretlerine, herşeyden beni sorumlu tutmalarına alıştım.

İlk başlarda hep bir çözüm bulmaya çalıştım. Evden kaçtım. İnsanlara yaralarımı gösterdim. Herkesten bir ümit yardım istedim. Kimse yardım etmedi. Kimse duymadı bende vazgeçtim..

Yanaklarımdan süzülen gözyaşlarını silip, ayağa kalktım ben burda yatamazdım yastığı ve dolaptan bir pike alıp alt kattaki salona indim. Tüm ışıklar kapalıydı. Pencereden sızan ay ışığıyla koltüğü bulup yastığımı ve yorganımı yerleştirdim. Gözlerim yorgunlukla kapanırken daha fazla direnmeyip gözlerimi kapattım.

Sarp'tan...
Cenk'in yanından ayrılıp eve gitmek için arabaya bindim.
Eve geldiğimde murat beni durdurdu.
"Sizinle bir şey konuşmam lazım efendim"
Onu dinlediğimi belirten bir şekilde kafa salladım.
"Efendim rüya hanımın peşinde olan adamlar onları elimizden kaçırdık."
"Ne demek kaçırdık murat? Ne haltıma duruyorsunuz burda? İki üç tane serseriyi bile elinizden kaçırıyorsunuz ben size evimi emanet ediyorum. Ailemi emanet ediyorum."

"Efendim iş sandığımızdan daha büyük bu kadar koruma varken kaçmaları imkansız bu işin arkasında başka birileri var. Rüya hanımın peşinde sandığımızdan daha büyük kişiler var. Söylediğiniz gibi bir iki serseri  burdan bu kadar rahat kaçamaz."

İçime dolan endişeyle adımlarımı eve yönlendirdim. Salonu es geçip koşarak rüyanın odasına çıktım. Işıkları yaktığimda odanın boş olduğunu farkettim. Oda boştu. Rüya...

Koşar adımlarla mutfağa inip gül ablanın yanına gittim. Mutfağı toparlamakla uğraşıyordu.
"Güla abla rüya nerde?"
"Salonda uyuyor. Yerini yadırgadı herhalde bir baktım salonda uyumuş. Bende uyandırmadım.
Derin bir nefes verdim.
"Tamam. Abla sağol."
Adımlarımı salona yönlendirip koltukta uyuyan küçük kıza baktım. Ne yapacağım ben seninle? O kadar huzurlu uyuyordu ki uyandıramadım. Onu kucağıma aldım. Ne kadar da küçüktü.
Odasına götürdüm ve yatağına yatırdım. Kocaman yatakta küçücük kalmıştı. Güldüm. Acı olan ise hayat onun küçük omuzlarına çok yük yüklemişti. Çok yormuştu küçük bedenini.
Ama o herşeye rağmen hayallerine tutunarak ayakata kalmıştı. Tıpkı bugün yaptığı gibi hayalleri için kabul etmişti söylediklerimi.

Herşeye rağmen çok güçlü bir kızdı. Beni ona hayran bırakacak kadar güçlü bir kızdı. Üstünü örttükten sonra odadan çıktım ve kendi odama geçtim. Üstümü değiştirdim ve yatağa girdim. Saat 2 olmuştu ve ben hâla uyumamıştım. Beni uyutmayan şey ise muratın söyledikleriydi. Rüyanın peşindekiler kimdi ve rüyadan ne istiyordu?

GECE MAVİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin