Jisung'un attığı mesajdan sonra ciddi anlamda şok olmuştum, neler oluyordu?
Attığı konuma baktığımda bir hastaneyi gösterdiğini fark ettim, korkmaya başlamıştım.
Hastaneye girdiğimde, ismini söylemek bile zor olmuştu. Sağlık kabininin olduğu yere yönlendirmişlerdi, gergindim.
Jisung'un beni görmesiyle hiç sorgulamadan sarılması bir olmuştu. İçimdeki bu his ne neyin nesiydi?
"Minho ben çok korkuyorum..."
"Noldu Jisung? Sen iyi misin?"
Ağlamaktan konuşamıyordu bile, kalbimi ağrıtıyordu ağlaması.
"Felix..."
İsmi duymamla içimdeki güzel duyguların silikleştiğini hissetmek, bomboştu...
"O astım hastası, bu aralar çok fazla kriz geçiriyor. Korkuyorum..."
Boş gözlerle ona bakıyordum, ne demem gerekirdi ki?
"Sakin ol Jisung, bir şey olmayacak. Astım krizleri yaşanabilir bazen fazla etkili olabilir ama korkulacak bir şey yok."
"Ben bilmiyorum... Onsuz yapamam Minho, ona bir şey olursa ölürüm ben."
Farkında değil miydi bazı şeylerin? Benim ona hislerimin olduğunun farkında değil miydi gerçekten, çok aptaldı. Han Jisung fazlasıyla aptaldı.
İçerden çıkan doktoru gördüğümde Jisung'u dürttüm.
"Bay Lee'nin yakınlarısınız sanırım, durumu iyi. Astım krizini tetikleyecek bir şeyler olmuş ancak korkulacak bir şey yok. Şuan durumu iyi, istediğiniz zaman eve gidebilirsiniz."
"Teşekkür ederim, görebilir miyim onu?"
"Elbette, geçmiş olsun."
Doktor gülümseyerek yanımızdan ayrıldığında, sarılmak için kollarımı açmıştım ama Jisung çoktan Felix'in yanına gitmişti.
"İkimize ayrılan sürenin sonuna geldik Han, olsun."
Motoruma binip fazlasıyla hızlandım, rüzgarın yüzüme hücum etmesini istiyordum.
Writer's Pov
Seungmin, Minho'nun gitmesinden sonra evine gitmek için otobüs ya da taksi yerine yürümeyi tercih etmişti. Boş sokakta sadece onun adım sesleri yankılanıyordu, gerici.
Onunkilere karışan adım sesleriyle ürperdi, sokak bomboştu ve saat gece yarısını gösteriyordu. Bir şey olsa yapacak bir şeyi yoktu, korkmuştu. Hızlanıp 7/24 açık bir marketin açık kapısında durduğunda gördüğü adam ondan birkaç yaş büyük biriydi.
Seungmin'in ondan korktuğunu görmüştü, telefonda konuşan gencin söylediği isim tanıdık geliyordu.
"Hadi ama hyung, üzme kendini. Jisung Felix'in yanında olmalı, gayet normal değil mi?"
Bir süre duraksayıp, telefon konuşmasının bitmesini bekledi. Gerginlikle telefonu kapattığında büyüğüne dikmişti gözlerini;
"Sen Minho'nun arkadaşı mısın?"
"Evet, siz Minho'yu nereden tanıyorsunuz?"
Güven vermek için, gülümseyerek.
"Jisung'un yakın arkadaşıyım, seni düğünde görmüştüm sanırım."
"Olabilir."
"Korkuttuysam üzgünüm, ben Chan bu arada."
Samimi bir gülüşle elini uzatmıştı, bir yandan da karşısındaki çocuğu inceliyordu; neden bu kadar dikkatini çekmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Formalite // Minsung
Fanfic'Söyle bana yine nerdesin? Bu gece kimin evindesin? Duymak istiyorum sesini, Aç telefonu son bir defa.. S.